BASIN Kongreler Son teşebbüs Geçen haftanın başında bir gün An- kara Gazeteciler Cemiyetinin bu- lunduğu binadan çıkan şişman, kıvır- cık saçlı bir adam, hareketleriyle pek kayıtsız görünmeğe çalışıyordu. El- lerini cebine sokmuştu. Sağına solu- na umursamaz nazarlarla bakıyordu. Sonra bir şeye karar vermiş gibi yü- rüdü ve kalabalığa karıştı. Şişman adam o gün yapılan An- kara Gazeteciler Cemiyeti kongresi- ne cemiyetin bir üyesi olarak girmiş, ama cemiyetle hiç bir ilgisi kalma- dan çıkmıştı. Adı Kenan Harundu ve düşük iktidar mensuplarına olan ya- kınlığıyla tanınırdı. Aslında herşey 23 Haziran 1960 tarihli Ankara Gazeteciler Cemiyeti kongresinde (o başladı. Kongre pek fazla kalabalık değildi. İhtilal ister istemez bâzı belirli kimseleri kongre- ye gelmekten menetmişti. Meselâ, bir Turhan Dilligile rastlamak mümkün değildi. Meselâ bir 'Tarık Mümtaz Göztepe yoktu. Ancak, Yassıadadaki bu üyelerin yanında D.P. İktidarının dışarda kalmış eski şakşakçıları da 23 Haziran kongresine iştirak etmek- ten kaçınmışlardı. Belki de başlarına geleceği biliyorlardı, yahut azda olsa utanma hisleri kendilerini bun- dan menetmişti. Salonda bulunanla- rın ekseriyetini genç ve geçmiş dev- rin mücadelesini yapan gazeteciler teşkil etmekteydi. Birkaç tane de kuyruk namzedi -kuyruk olma ikti- darını bile ogösterememişlerdi- sağa sola serpilmişti. Kongre bir karar al- dı. Beş kişilik bir komisyon kuruldu. Komisyon Genel Kurul adına geçmiş devrin bendelerini -bunların arasında arkadaşlarını omüntehir İçişleri Ba- kanına Uşak olayları dolayısıyla ih- bar edenler de mevcuttur- Cemiyetin bünyesinden temizliyecekti. Beş kişilik (Komisyon bütün hı- zıyla kendini bu işe verdi. Her üye ile ayrı ayrı meşgul oluyor, her üye- nin geçirdiği safhaları tetkik ediyor ve hakkında bir karara varıyordu. Neticede tam 66 kişi tesbit edildi. Bunların arasında gazetecilikle ilgi- leri kesilenler, dış memleketlere tâ- yin edilenler ve hareketleriyle gaze- tecilik mesleğinin vekar ve şerefini zedeliyenler de vardı. İdare heyetine sunulan liste üzerine üyelere durum tebliğ edildi. İşte patırdı bundan sonra koptu. 66 kişi derhal harekete geçtiler. Bun- lara 66'lar demek doğru olmazdı. Öncüler belirli kişilerdi ve işin söz- cülüğünü yapıyorlardı. Kurucu Mec- AKİS, 9 OCAK 1961 lise gönderilecek temsilci meselesin- den anlaşmazlığa düşen bir takım dü- rüst gazetecinin mücadele azmini kö- rükleyerek kesif bir faaliyete girişti- ler ve imza topladılar. Böylece Ce- miyet fevkalâde kongreye davet e- dildi. Görüşülecek olan, 66 kişinin ihracı hikayesiydi ve büyük fırtına- lar bekleniyordu. Fikri oymuş.. Nitekim Ankara Gazeteciler Cemi- yetinin fevkalâde (o kongresi tam iki gün sürdü. Bu iki gün içinde bir devrin adamlarıyla, o devrin gaze- tecileri birbirine girdi. İlk arbede D. P. devrinin muteber gazetecileri ta- rafından vaktiyle çekilen bir telgraf üzerinde başladı. Telgrafta 33 imza Haberleri olmadan Bu tevil üzerine haberleri yoktu. imzaları atılmıştı! ortaya bir gazete okupürü çıkarıldı. Haber ve telgrafın metni gazetede yayınlanmış, üstelik imzalar da siyah ve iri puntolarla yazılmıştı. Haberi olmadığını ileri sürenler o herhalde bu gazeteyi de görmemiş olacaklar- dı! Zira o zamanlar iktidarın 2 nu- maralı organı olan Haber ceridesinin tirajı yürekler acısıydı. Eee, böyle o- lunca bu zevata hak vermek gerek- mez miydi? İşin alâka çekici tarafı, bu gaze- tenin ortaklarından olan ve Umumi Neşriyat Müdürü olarak adı geçen zat da aynı iddiada bulundu. Gazete - de bu haberin yayınlandığından ha- beri bile olmamıştı! Gerçi kendisinin telgrafın altında imzası yoktu. Bu iş- lere, hiç mi hiç karışmamıştı. Sâdece ve sâdece gazetesinin resmi ilânlar- Gazeteciler Cemiyeti Kongresi Kuyruklar mevcuttu. Birinci imza her zamanki gibi Turhan Dilligile aitti. Üstadlar Beynelmilel Basın Enstitüsünü lanet- liyor ve bu yüzden Ankara Gazeteci- ler Sendikasından istifa ediyorlardı. Sendikanın toplantısında, bâzı kim- seler kendi siyasi o fikirlerine basım âlet etmeğe ve malüm Enstitüye bir teşekkür telgrafı çekmeğe kalkmış- lar, bu yetmiyormuş gibi tasavvuru fiil haline de getirmişlerdi. Memleke- timizi dışarıya jurnal eden bu insan- larla üstadlar aynı camia içinde bulu- namazlardı! Telgraf kongrede tekrar okundu- ğunda salonda bulunanların bâzıları -ki kuyruklardır- pek hayret içinde kaldılar. Aman efendim, o nasıl tel- graftı! Bundan kendilerinin, zerrece kesildi dan gelen geliriyle (o ilgilenmekteydi. Güzel olan Haber ceridesinin ortak- larından olan ve Umumi Neşriyat Müdürü sıfatlı zatın bunlardan hiç haberi olmadığım kürsüye çıkıp an- latmasıydı. Yâni, kendisini sâdece bunun için, böyle bir haberi yayınla- dığı için mi cemiyetten atıyorlardı? Bu, haksızlıktı! Ama kazın ayağı öyle değildi. Cemiyetten ihraç edilenlerin ihraç gerekçesinde "arkadaşlarım düşük iktidar mensuplarına ihbar edenler" kaydı da bulunuyordu. Allah Allah, peki ama kim ihbar etmişti? Bunu gazete kupüründeki haberin arkasını okuyan hatip aydınlattı. Haberin ar- kasında, teklifi yapanlardan birinin -Basın Enstitüsüne teşekkür telgrafı 19