28 Kadın Gözüyle Amerikada tezatlar ve değişmeyen bir şey Amerika ve bilhassa (Amerikalı hakkında lehte ve aleyhte pek çok şey söylemek mümkündür. Bu memlekette en iyi ve en kötü şey- leri daima yanyana görebilirsiniz. Hayat seviyesi (o-malüm- çok yük- sek. Dağ başına gitseniz -Amerika- lılar seve seve dağ başlarında otu- ruyorlar, çünkü arabaları var- her konforu büyük kolaylıkla temin e&- debilrsiniz. Her evde muhakkak ısıtma tertibatı vardır, her mus- luktan sıcak su akar, en fakir evin bahçesi bakımlıdır, köyler sayfiye yerlerine benzer. Şehirde ve köyde aynı muazzam bakkaliye dükkân- larını bulursunuz, fakat her şehirde bizim teneke (o mahallesi dediğimiz tarzda sefalet yuvası mahalleler de mevcuttur. Bu mahallelerde pence- reden dışarıya çıkarılmış soba bo- rularına, ipe serilmiş kirli çamaşır- lara rastlarsınız. o Camlar kırılmış, yerine takılmamıştır. Çocuklar ba- kımsızdır. İnsan, bu okadar imkân içinde bu sefaleti daha da çok ya- dırgar. Ne var ki bunlar miktar iti- barile azdır ve parlak bir bütünlü- gün içinde kaybolur gider. Amerikalılar bâzan nezaket kai- delerini unutacak kadar doğrucu ve tok sözlüdürler. Size yaranmak için hislerini veya düşüncelerini (o hiçbir zaman saklamazlar. Ama Amerika- da aklatmak ta, aklanmak ta çok olağan bir iştir. Ticaret hayatında -kötü mal satmak hariç- ikna yolu ile yutturmak adeta meşrudur. Bi- rinin beşe sattığını diğeri ona satar. Çünkü fabrika satıcıya çok büyük bir kazanç hakkı vermiştir, adama şikâyet ederseniz ogüler, "Ben Sizi aldatmadım, iyi bir satış yaptım" der. Reklâmlarla, az para mukabi- linde öteberi satma ve posta ile sa- tış yollarıyla her ay Amerikada bin- lerce insan dolandırılır. (o Kapınızı açık bırakıp gidebilirsiniz, ama ya- nınızda para taşıyamazsınız. Taksi- ye binerseniz şoför sizden, siz ş0- förden şüphe o edebilirsiniz. 15-20 dolar için akla gelmez cinayetler iş- lenir. başında bir Amerikalı, yanında dâima çek taşır ve yolda oto - stop yapanlara mez. zaaf göster- Amerikalılar, bilhassa ecnebile- re karşı bâzan fevkalâde iyi ve dostturlar, ama kendi yakınlarına ve bilhassa ihtiyarlarına karşı bi- zim, anlıyamıyacağımız şekilde la- kayd ve hatta hissiz olabilirler. Bir çok akıl hastahaneleri bu yüzden hastahaneden ziyade (obakım yeri, ihtiyarlar evi şeklinde biler. Amerikada mal hem çok kıy- metli, hem çok kıymetsizdir. Bâzan beş para etmiyecek bir eşya, bir elbise veya şapka vitrine konur ve aklın kabul etmiyeceği fiyatlara satılır. Bâzan en güzel şeyler beda- va gider. Eskici dükkânlarında ta- savvur Oo edilemiyecek kadar eski Türkiye Genel Satıcısı GÜR Ticaret Ltd. Şti. Bankalar C. 14 — Ankara Jale CANDAN mallar satılır ve herhalde müşteri de budur. Büyük bakkaliye (o dükkânları cennetten birer köşe gibidirler. O- rada her şeyi, akla gelebilen her şe- yi bulursunuz. Pahalı mallar mik- tar itibarile öyle ayarlanmıştır ki herkes kendini tatmin edebilir. Bu, her şehirde her köyde böyledir. A- ma, en büyük bir "süper - market" in yanında, bizim, bildiğimiz tarzda ufak bakkal dükkânları da vardır ve bunlar da tutunurlar, bunların da müşterisi ovardır. o Amerikada meyve ve sebze Jelatin kâğıtlara sarılmış şekilde, tertemiz satılır. Et paket içindedir ve bâzan bir mü- cevher paketi gibi süslenmiştir. A- ma açık pazarlarda sinekler ve pis- lik ilk göze çarpan şeydir ve bu pa- zarlar biraz daha ucuz oldukları için çok ta müşteri toplarlar. Bütün bu ve buna benzer tezat- lar Amerikada bir (o yabancının en çok dikkatini eşken şeylerdir, Fa- kat bütün bu tezatlar içinde hiç değişmeyen birşey vardır, o da ka- nuna, kaidelere ve prensiplere olan riayettir. Burada, kanun, kaide ve prensipler şok zor ve ancak büyük mücadeleler sonunda iyice tartılıp biçildikten sonra değişiyor ve kanu- na karşı gelen veya yanlış hareket eden kimse dâima cezalandırılıyor. Eğer bir müsamaha icabediyorsa bu, ancak kanunun vaktile tespit ettiği çerçeve dahilinde oluyor. Ma- razi hisler, acıma, düşene dost ol- ma zaafları bu cemiyette mevcut değil. Amerikalı otomobilini yanlış yere park edip para cezası ödediği zaman da böyle düşünüyor, bir va- tandaş daha önemli kanunları çiğ- nediği zaman da... Bu cemiyette her şey şahsın saadeti için düşünülmüş- tür, fakat cemiyet için, icabettiği anda, şahıs tereddütsüz feda edili- yor. Ve öyle zannediyorum ki bjr- çok tezatlara, yanlışlıklara ve hat- tâ kötülüklere rağmen bu cemiye- tin mesut bir cemiyet olmasına yardim eden en büyük kuvvet bo- dur. AKİS, 9 OCAK 1961