DÜNYADA OLUP BİTENLER Lâtin Amerika Son bağlarda kopanca.. İsviçrenin bir Me a çek bir din- i Küba elçili- işler birdenbire artıverdi. Elçiliğe gelen evrak genel olarak günde en çok ikiyi geçmezken şimdi ortalıkta dosyalar uçuşuyor, kapının bazan haftalarca çalınmayan zili durmadan işliyordu. Doğrusu ya, bu duruma bakınca insan ister iste- mez dünyanın başka bir yerinde bu kadar çok çalışan bir elçilik ilaha o- lup olmadığını sormaktan kendini a- lamıyordu. İşin aslına bakılırsa, Havanada- ki İsviçre elçiliğinin bu olağanüstü çalışması, İsviçre ile Küba arasın- daki münasebetlerin birdenbire ço- galmasından değil, Amerika ile Kü- ba arasındaki diplomatik münasebet- lerin kesilmesinden geliyordu. Geri- de bıraktığımız o haftanın ilk günle- rinde Havana Hükümeti, Kübadaki Amerikan temsilcisine bir nota ve- rerek, Havanadaki Amerikan Büyük- elçiliğinde çalışan üçyüz kişinin sa- yısının onbire indirilmesini, geri ka- lanların kırksekiz saat içinde Küba- yı terketmelerini istemişti. Notada belirtildiğine göre, Küba başkentinde çalışan üçyüz Amerikalının bütün işi günü casusluk yapmak, bu ülkedeki Castro aleyhtarlarını kışkırtmaktı. Eğer maksat diplomatik işlerin yü- rütülmesi ise bunu onbir kişi de ya- pabilirdi. Nitekim (Washington'daki Küba elçiliğinde yalnız onbir kişi ça- lışıyor ve işleri pekâlâ oyürütüyor- ardı. Amerikan Hükümetinin bu Küba notasına verdiği cevap hiç beklenil- meyen cinsten oldu. Washington'da- ki Küba temsilcisine aradan onsekiz saat geçmeden verilen karşı bir no- tada, A.B.D. ile Küba arasındaki dip- lomatik münasebetlerin kesildiği bil- diriliyordu. Gerçi Castro ve arkadaş- larıma iş başına geçmesinden sonra, bilhassa 1960 yılı içinde, A.B.D. ile Küba arasındaki münasebetler çok gerginleşmiş, hattâ zaman zaman ko- pacak gibi Olmuştu ama, doğrusu A- merikanın Küba ile münasebetlerini böyle bir sebeple keseceği kimsenin nan Amerikan elçilik mensupları bi le, bu kararın kendileri için büyük bir sürpriz olduğunu gizlemiyorlardı. Küba ile diplomatik münasebetle- ri kestikten sonra Amerikan Hükü- meti, bu ülkedeki işlerini İsviçre el- çiliğinin aracılığıyla yürüteceğini a- AKİS, 9 OCAK 1961 çıklıyordu. Fakat mesele bu açıkla- ma ile kapanacak kadar basit değil- di. İki devlet arasındaki münasebet- ler kesildikten sonra. Kübada, Guan- tanemo'da bulunan Amerikan deniz üssünün durumu bütün ağırlığıyla Ortaya çıkıvermişti. Amerikan Hükü- metinin, iki devlet arasındaki diplo- matik münasebetlerin kesilmesinin bu üssün durumuna hiçbir değişiklik getiremeyeceğini, Oo Guantanemo'nun Kübaya bırakılması için 1908 andlaş- ması gereğince Amerikanın rızasına ihtiyaç (o bulunduğunu (o söylemesine rağmen, gerektiği saman en aşırı davranışlardan bile okaçınmadığını gösteren Castro'nun bu durumdan faydalanarak (oOAmerikan üssünden kurtulmak istemiyeceğini kimse te- min edemezdi. Küba ile A.B.D. arasındaki mü- nasebetlerin kesilmesinden sonra Or- taya çıkan ikinci bir mesele de, bu Amerikan davranışının Kübayı Sov- yetler Birliğinin kucağına daha çok atıp atmıyacağı meselesiydi. Doğru- sunu söylemek gerekirse Castro'nun Moskovaya yanaşmasında Amerikan tutumunun büyük payı olmuştu. Ru- banın ekonomik okaynaklarım Küba halkının hizmetine overmek, Kübayı siyasi ve iktisadi bakımdan güçlü bir ülke haline getirmek için attığı her adım Amerikan Hükümeti tarafın- dan anlayışsızlıkla karşılanınca, Castro için Sovyetler Birliğine yak- laşmaktan başka çare (o kalmıyordu. Gergi Kübayı siyasi ve iktisadi ba- kımdan güçlü bir ülke haline getir- mek isteyen Castro idaresinin gerek- -- olgunluk ve ustalıktan uzak oldu- guna, aşın bir programsıalık ve fev- ri davranışlar içinde yüzdüğüne şüp- he yoktu ama, dünyanın en kudretli devletlerinden biri olan Birleşik A- merikanın bu küçücük (o komşusuna kartı büyük bir anlayışsızlık göster- mesi ve Havana Hükümetinin bar hareketine karşı şiddetle (mukabele etmesi de Sovyet nüfuzunu Batı ya- rim küresine sokmaktan başka bir işe yaramamıştı. Diğer yatıdan, Amerikan Hükü- meti Küba ile münasebetlerini keser- ken bunun diğer Lâtin Amerika ül- kelerinde uyandıracağı tepkileri de hesaba katmalıydı A B.D ne bağlı bâzı Lâtin Amerika devletleri belki Washington Hükümetinin isinden gi- derek Küba ile (münasebetleri kes- mekte gecikmiyeceklerdi. Fakat Lâ- tin Amerika halkının önemli bir kıs- mının da, Castro'yu içten tuttuğuna şüphe edilmemeliydi. Castro bunların gözünde bir devlet adamı değil, AB. D. nin batı yarım küresindeki siya- si ve iktisadi üstünlüğüne karşı bay- rak açan bir önderdi. Bu önder yıkı- lır, ya da başarısızlığa uğrarsa Lâ- tin Amerikalım ABD nin nüfuzun- dan kurtulmak için yaptığı ilk dene- me boşa gitmiş olacaktı. Nihayet, ortalama yollu görebilen diğer bir kı- sım Lâtin Amerika halkına göre de, Amerikan Hükümeti, kendine dire- nenlere karşı şiddet tedbirleri kulla- nacağı yerde, onlarla elele vererek bu ülkelerin dertlerine çâre aramak yolunu seçmeliydi. Eğer bu gerçeği anlamazsa, soğuk harp çok geçme- den bütün batı yarım küresine bula- şacaktı. Laos Durum karışıyor Amerikan Dışişleri bakanlığı geçen hafta bir yandan . Kübaya karşı tedbirler düşünürken diğer yandan da Moskova ile yeni bir ağız kavga- sına daha tutuştu. Kısa zamanda hâl çaresine bağlanmazsa ağızdan yum- ruğa dökülmek tehlikesi istidadını 25