22 Örnek bir vatandaş Bitirdiğimiz haftanın içinde Yas- sıadada bir hâdise cereyan etti. Topkapı dâvası görülüyordu. Bazı tanıklar, . Kâzım İsmail Gürkan tarafından söylendiği bil- dirilen bir söz üzeninde ifade veri- yorlardı. Gürkan, Menderesin Top- kapı hâdiselerini "Halk, millet İ- nönüye antipâtisini, nefretini gös- terdi. Fakat Ordu, vazifesini yapa- rak İnönünün hayatını kurtardı" tarzında tefsir ettiğini bir toplan- tıda açıklamıştı. Ancak, ifadelerde sarahat yoktu. Başkan Başol duru- mu aydınlatmaya çalışıyordu. Bu anda yaptığı bir müdahale şu oklu: İsmail Gürkanın o târihte Menderes hakkında böyle affetmiş olülası akla pek uygun gelmiyor. Zira Kâzım İsmail Onunla ahbaplığı biliniyordu. Ne Salim Başol bir söz Gürkan Adnan Menderese yakındı. dersiniz?" Müdahale, Salim Başol adlı vatandaşın son on yılını -ve daha evve- lin- bütün hâdiselerini ne kadar dikkatle, vukufla ve incelikle takip et- miş bulunduğunu gösteren işaretlerden bir yenisini teşkil etti. Hakikaten, Yassıada duruşmalarının unutulmayacak siması Sa- lim Başol örnek bir Divan Başkanı olduğu kadar örnek bir vatandaş da olduğunu pek çok fırsatta gösteriyor. Memleketinde olup bitenleri, medeni bir insanın yapması gerektiği gibi müşahede etmiş, keskin çiz- gileri hafızasına işlemiş, şahıslar hakkında Vakıalara dayanan teşhis- lere, kanaatlere varmış. Siyasi tartışmalar, o vesileyle söylenmiş lâf- lar, tarafların birbirlerine Okarşı durumu ve tutumu Salim Başolun zihninde sıralanmıştır. D.P. İktidarı nasıl almış, bu iktidarın ilk yılla- rında nasıl davranmış, 1954'ten sonra vaziyet nasıl gelişmiş, ne gibi bir zihniyet politika hayatımıza hâkim olmuş.. Bunlar Yassında Divanı Başkanının hep malumudur, hep hatırınıdır. O, etrafını dikkatle seyret miş. Herkesin işittiği şayialar, Menderes taraftarlarının işledikleri pro- paganda temaları, yayılan haberler yahut uçurulan balonlar Yargıtayda- ki işini sükünetle, ama tam bir karakter sağlamlığı içinde gören Sa- lim Başolun da kulağına gelmiş. Uyanık bir vatandaş ileri bir cemi- yette nasıl davranırsa Yassıada Divanının Başkam o şekilde davran- mış. Bugün, meseleleri vukufla kavraması, inceliklerini görmesi, derin- liklerine inebilmesi bu sayededir. Bakıyorsunuz, birden bire Celâl Ba- yara hatırlatıyor: "Siz, muhalifleri ayağınızın altında karınca gibi eze- ceğiniz! söylemiştiniz de buna Muhalefet lideri İnönü sert bir cevap ver- mişti." Bakıyorsunuz, Adnan Menderese soruyor: "Vatanın size min- nettar olmam gerektiğini söylediğiniz doğru mudur?" Bakıyorsunuz, Ahmet Salih Korurdan öğrenmek istiyor: "Menderesin devletten tek kuruş almadan çalıştığı yolunda Menderes tarafından da tekzip edil- meyen yaygın bir şayia vardı. Menderes bütün tahsisatlarını alır mıy- dı?" Bayarın İnönüye kininden V.C. yayınlarına, bu toprakların üze- rinde bu toprakların sahibi olarak yaşayan bütün vatandaşların bildik- leri hususlar Başolun ağzında dile geliyor. Belki de, Yassıada duruşmalarını takip edenlerin arada Menderes- le hempası doğrudan doğruya Türk milleti tarafından yargılanıyor intiba m edinmelerinin gerçek sebebi budur. Hiç bir şeyden anlamaz, hiç bir şeyin farkına varmaz, her şeye tahammül eder, istediğinizi yut- turabilirsiniz sanılan Türk milletinin her şeyi anladığını, her şeyin farkına vardığını, hiç bir şeye tahammül etmediğini, hiç bir şeyi yut- madığını ve hâdiseleri mükemmelen değerlendirip her şahsa hakettiği notu vediğini Salim Başol adındaki vatandaş her gün Yassıadadan dün- yaya -ve hem geçmiş, hem gelecek gafillere- ilân ediyor. ve kin izhar ettiğini işitmişti. Bayarın âdı, devrin Ankara Vali- si Dilâver Argun tarafından da orta- ya âtıldı. Devrin Cumhurbaşkanı, İ- nönünün Uşaktan geleceği gün ken- disini Çnkayaya çağırtmış ve bir teb liğ yayınlayarak İstasyonda doğa- cak vaklalardan dolayı mesuliyetin C.H.P. lilere ait olacağım bildirme- sini istemişti. Argun bunu reddetti- ğini bildirdi. Daha sonra kendisini devrin İçişleri (Bakanı Gedik dâvet etmiş ve istasyona D.P. lileri sokmak niyetlerini açıklamıştı Taşlatma me- selesine gelince.. O husus pek iyi an- laşılamadı. Ethem Menderes bunu Argunun kendisine anlattıklarından mı çıkarmıştır, yoksa başka yerden mi, bilinemedi;. ma görünen, Topkapı dâvasında Bayatın, Geyikli dâvasında Mendere- sin I numaralı tertipçiler olarak sı- rıttıklarıydı. Aslına bakılırsa, bunda şaşacak bir cihet de yoktu. Hâdiseler bu neticeyi, duruşmaların başından beri bağırıp durmaktadırlar. Tahliyeler Fenerbahçedeki yabancılar Geçen haftanın sonunda bir gün e- mektar Fenerbahçe vapuru Yassı- adadan Dolmabahçeye hareket etti- ğinde, mütad yolcular için oldukça yabancı sayılan 7 kişiyi (o taşıyordu. Bunlardan biri küçük boylu, güler yüzlü, tombul tombul bir adamdı. Devamı tebessüm ediyor ve kendisini tanıyanlar, görmedikleri üç aya ya- kın bir zaman içinde üstadın öyle bü- yük değişikliğe uğramadığını birbir- lerine söylüyorlardı. Diğeri babacan tavırlı, mühmel giyimli, az konuşan bir adamdı. Badem bıyığı, yüzüne da- ha ciddi bir ifâde veriyordu. Susuyor, dalgın denizi seyrediyordu, Onu da tanıyanlar, onda da büyük bir deği- şikliğin olmadığım farkettiler. oFe- nerbahçe vapurunun, kaptan köprü- süne bitişik salonunda oturan iki ya- bancı -Fenerbahçe için- belki de ha- yatlârının en mesut seyahatlerinden birini yapıyorlârdı.. Köprülü ve Fah- rettin Kerim Gökayın tavır ve hare- ketlerinden bunu anlamak belki mümkün değildi. Ama gözlerindeki pırıltı, durumu çok iyi ifade ediyor- du. Yabancıların diğer beş tanesi tâ- vırlarıylâ dâhi pek fâzla sevinçli ol- duklarını belli ediyorlardı. Hele birisi, en genci vardı ki yerinde oturamıyor, mütemadiyen Dolmabahçe rıhtımına bakıyordu. Fenerbahçe vapuru ya- bancı yolcusunu Hürriyete doğru gö- türüyordu. Bunlar 6-7 Eylül hâdise- leri sanıklarından beraat edenlerdi. Köprülü, Gökay, Oktay Engin, Ka- vas Hasan Uçar, Alâaddin Eriş, M. Ali Balta ve M. Ali Tekinalptı. Fenerbahçenin makineleri çalış- AKİS, 9 OCAK 1961