YURTTA OLUP BİTENLER nakaşası yapıldı. Netice müspetti. Komite Üyeleri Sıtkı Paşanın istifa sebeplerini omâkul ve yerinde bul- maktaydılar. Şimdi iş, Başkan Gür- sele kalıyordu. Bundan sonra başka konulara geçildi» o Elde mevcut ka- nun tasarılarının müzakeresi de bayii vakit alıyordu. Saatler 23.55'i gösterirken toplantı yavaş yavaş da- gılmaya başladı. Dönerkapıda ilk gö- rünen Komite üyesi Ahmet Yıldızdı. Yıldız, lâcivert bir Aşağıda, bekleyen âşinâ bir sima ile ilgilendi ve bir ara duraklayarak bekledi, son- ra geriye dönerek tanıdığı şahsa yak- laştı. Milli Birlik Komitesinin bu ça- lışkan üyesini bekleyen, AKİS mu- habiriydi. AKİS'çi ile Yıldız orasında tı. Okan arkadaşlarına yetişmek için adımlarını bir parça daha sıklaştır- dı, âdeta koşarak Osman Köksalın yanına yaklaştı ve koluna girdi. Kol- kola dönerkapıdan çıkarlarken koyu bir sohbete daldıkları dikkati çeki- yordu. Gecenin geç saatlerinde sona eren Komite toplantısının sebebi hikmeti küçük kanunların müzakeresinden ziyade, kabinenin durumuydu. Kuru- cu Meclisi sivil hayâta bir geçiş ka- bul eden Komite, bu meselede ziya- desiyle hassas oOdavranmakta fayda mülâhaza ediyordu. Sivillerin bulun- duğu bir Mecliste üniformanın Ba- kan koltuğunda görülmesinin yarata- cağı havanın tesirlerini omüdriktiler. Bunun içindir ki haftanın başından Dışişleri bakanlığının Bakan odasın- daki rahat koltuklara gömülmüş bu Üç adam Özdilek, Sarper ve Kızıloğ- luydu. Gerçi 27 Mayıs ihtilâlinden sonra Dışişleri bakanlığına yolu dü- şen her Bakan odaya uğrar ve Sarper ile bir kaç kelime konuşur, onun eşi emsali bulunmaz kahvesin- den yudumlardı ama, bu seferki zi- yaretin bir başka sebebi vardı. Biraz sonra Başbakanlık Müsteşarı Hilmi İncesulunun da katıldığı sohbet top- lantısında, Bakanlar Kurulunda ya- pılacak revizyon bahis konusu edildi. Basiretli Bakanlar işi kendiliklerin- den halletmenin faydasını biliyorlar re bu meselede bir af keyfiyetini or- tadan kaldırmak istiyorlardı. Üç si- lâhşörlerin toplantısının sebebi hik- Yeni Bakanlar Kurulu ilk toplantısını yapıyor II. Hükümet şu muhavere cereyan etti: — Ne o yahu, bu saatte buralar- da işin ne?" — Efendim, malüm ya, kabine meselesi... Ne var ne yok acaba, diye bakmağa geldik* "— Yok canını, öyle mühim bir Bey değil. Ufak tefek konular üze- rinde konuştuk." Muhavere bu kadarla kaldı. Zira Yıldız meseleyi anlamış olmalı ki da- ha fazla suale muhatap olmamak için 6 her zamanki sevimli edasını takındı ve gene gazetecinin elini gülerek sık- tı, aceleci adımlarla dışarıya çıktı. Yıldızı üç dakika fasıla ile Özgü- neş ve Koksal takip ettiler. Onların hemen arkasından da Sezai Okan çık- 14 itibaren yapılan komite toplantıla- rında bu konunun münakaşasına u- zun zaman ayrıldı. Netice, beklenen netice oldu. Komite bir prensip kara- rına varıyordu. Kurucu Metili faali- yete geçmeden önce mesele halledi- lecek ve asker Bakanlar yerlerini si- villere terk edeceklerdi. Tabii bu a- rada bâzı sivil Bakanlar da elenecek- lerdi. Üç silâhşörler Haftanın başında Milli Birlik Komi- tesi altı eksiğiyle (Bakanlar hakkında bir takım hususları ka- rara bağlarken, bir başka gün üç adam bir odada büyük bir rahat- lık içinde kahvelerini yudumluyor ve bir konuyu münakaşa ediyorlardı. meti buydu. Sarper ve arkadaşları, kendiliklerinden istifa etmenin doğru olacağı (o kanaatindeydiler. Üç silâh- şörlere son dakikalarda bir iltihak vâki oldu. -Dumas'ın üç silâhşörleri de aslında dörttürler ya...- Bu Nasır Zeytinoğlu idi. Başkent semalarında kabine affına dâir haber rüzgarları yükselirken dört kişilik ekip, Başkan Gürsel ile müdavelei efkârda bulun- mak üzere Hariciye Köşkünün yolu- nu tutmaya karar verdi. Ne var ki son dakikada dörtlerde bir değişiklik vuku buldu. Aşkın dörtlere iltihak ederken, Özdilek başka işleri sebe- biyle fikir birliği ettiği arkadaşları- nın yanında, bulunamıyordu. Dörtle- rin ilk işi evvelâ meseleyi kendi ara- AKİS, 9OCAK 1961