YURTTA OLUP BİTENLER lebilmekteydi. Dışardan tayin edilen her Bakan Temsilciler Meclisinin 'ta- bii üyesi oluyordu. Gürselin imzası arşamba günü gün ışığına çıkan Ç Kurucu Meclis Anayasası salı ak- samı tamamlanır tamamlanmaz Ha- riciye köşküne gönderildi. Artık ra- hatça hareket edebilen Gürsel, tasarı- yı imzaladı ve bu onun son günlerde attığı en itinalı imza oldu. Başkan tasarıyı imzalarken pek neşeliydi. Yasa cuma, günü Resmi Gazetede yayınlandı ve teşekküller kendilerine verilen yetki dahilinde temsilcilerini seçmeğe başladılar. Ancak o günden itibaren bâzı sayın Bakanları bir hu- zursuzluğun aldığı görüldü. Hakikaten, bitirdiğimiz haftanın sonunda bir söylenti başkent siyasi çevrelerini süratle dolaştı ve inandı- rıcı taraflar taşıdığından büyük alâka gördü. Kurucu Meclisin kuruluşuyla bemaben Hükümet istifasını Devlet Başkanına verecek ve Cemal Gürsel yeni Parlâmentonun önüne yeni bir kabine çıkaracaktı. o Söylentinin bu- raya kadar olan kısmı, herkesçe ma- kul karşılandı. Hakikaten yeni bir sistem içinde Hükümette de bir tadi- lat son derece tabiiydi ve demokratik rejimlerde bu iş böyle oluyordu. Ta- bii, Bakanları seçme hakla Başbakan- da, yâni Gürselde bulunduğuna göre ayın Bakanların aynı bakanlıklara getirilmesi mümkündü ama, bunun böyle olmayacağı herkes tarafından bilindiğinden ihtimal bâzı sayın Ba- kanların kulağına kar suyu kaçırdı. Zira tamamen kaderin şevkiyle rüya- larında görmedikleri -ve rüyalarında dahi orayı doldurmak için hazır de- gillerdi- bir mevkie getirilmiş bulu- nan bâzı sayın Bakanlar umumi ef- kârdan pek fena not almışlardı. Hat- tâ, aslına bakılırsa, son tutumu ve bu tutumu üzerine karşılaştığı tepki- yi hazımda gösterdiği inanılmaz ve beklenmez rahatlık Ekrem Alican hakkında dahi bir'hayal Me. yol açmıştı. Hele Kurucu Mec sarısında gösterilen istidat' ve tem yül, bu Meclisin kuruluşuyla birlikte yeni bir Hükümetin Meclisle daha rahat çalışabileceği gerçeğini suyun yüzüne çıkardı. Tabii bu, derhal bir "isim spekü- lâsyonu"na vesile verdi. Bitirdiğimiz haftanın sonunda Ankarada herkes yeni Bakanlar tâyin ediyordu! Bir ara başka bir söylenti ortaya çıktı. Gür- sel Başbakanlığı bırakacak ve yeni hükümeti kurma işini Temsilciler Meclisine kendi listesinden sokacağı Turhan Feyzioğluya verecekti. O da, Fahri Özdileği Başbakan Yardımcılı- ğında muhafaza etmek üzere bir yeni ve kuvvetli kabineyi teşkil ederek ic- 8 ra yetkisini kullanacaktı. Bir başka söylentiye göre Gürsel Başbakanlık- ta kalacak, fakat kendisine Temsilci- ler Meclisinin içinden ve dışından bir yeni ekip kuracaktı. Bu ekipte, Tur- han Feyzioğlu bulunacak, Hüküme- tin Meclisteki sözcülüğü vazifesini bilinen tecrübesi ve meharetiyle ya- pacaktı. Aslına bakılırsa, bu ihtimal daha kuvvetli göründü. Zira böyle bir sözcüye lüzum vardı. Bitirdiğimiz o haftanın sonunda başkentte hemen hemen kafi şekilde bilinen, Hükümette bir toplu değişik- liğin Yılbaşından sonraki ilk hafta içinde beklenmesi gerektiğiydi. C.H. P. Ana parti (Kapaktaki o Politikacı) Bin haftanın sonlarında bir sabah, Ankaranın âdeta en meş- hur sokağı haline gelmiş bulunan Ay- ten Sokakta gene bir hareket, bir ta- kım koşuşmalar ve parlayıp sönen flâşlar oldu. Gazete fotoğrafçıları 20 numaralı evin önünde zaten nöbettey- diler. Biraz geçirdiği rahatsızlık, bi- raz dinlenme fırsatı bulmuş olması neticesi bir kaç haftadan beri evinden dışarı çıkmamış bulunan İsmet İnö- nünün sokakta bir resmini çekebil- mek için âdeta seferber haldeydiler. Bu fırsatı, işte, bitirdiğimiz haftanın sonlarındaki o sabah ele geçirdiler. C.H.P. Genel Başkanı, yanında eşi Mevhibe İnönü olduğu halde çıktı. Gideceği yer yakın olduğundan oto- mobile de binmedi. İnönünün üzerin- de kalınca, siyah bir palto vardı. Bor- do rengi yün atkısını boynuna sarmış- tı. Başında, yumuşak bir fötr bulu- nuyordu. Gülümseyerek ve esiyle ko- nuşa konuşa sokağı bir baştan öteki- ne katetti, onu dikey kesen Turgut Reis caddesine saptı ve tıpkı kendi o- turduğu ev tipinde, bahçe içinde -ama o bahçe, bütün mahallenin en çalımlı ve tabii bakımlı bahçesidir- bir evin kapısından girdi. Kenarında 6 numa- rayı taşıyan ev, C.H.P. Genel Sekre- teri İsmail Rüştü Aksalın eviydi. Ge- nel Başkan Genel Sekreterinin evinde bir süre kaldı. Bu, ilk gezintisiydi Sonra, yanında Aksal da bulunduğu halde çıktı ve gene yürüye yürüye e- vine döndü. Gazeteciler kendisim işte bu sırada yakaladılar ve bol bol res- mini Çektiler. İnönü genç fotoğrafçı- lara güldü, onları şapkasıyla selâmla- dı. Zaten kendisini görenler, iyileşmiş bulunduğundan dolayı memnun, -zira, çıkarılan dedikoduları duymuşlar v« endişeye bile okapılmışlardı- hayran İnönü ve Aksal birlikte Anlaşanlar buluşurlar AKİS, 19 ARALIK 1960