YURTTA OLUP BİTENLER Avukat İl Başkanı M. Mustafa Pek- seyrek, Genel Merkezden Ankaraya gönderilecek C.KM.P. delegesinin se- çilmesiyle ilgili tamimi, cuma saba- hı evinin 44 18 35 numaralı telefonuy- la aldı. Aldı ama, Genel Merkezden tamimi okuyan arflerini "G" gibi telâffuz etmesi yüzünden o- lacak, meseleyi tam manasıyla kav- rıyamadı Gayrete gelenler A ynı gün İstanbulun bir başka sem- tinde, sabahın ayazında, ortadan kısa boylu emekli bir General kah- valtısını etmeden gazetede okuduğu bir haber üzerine paltosunu omuzuna attı, boynuna kaşkolünü alelacele do- layıp soluğu sokakta aldı. Emekli Ge- neral az soma C.H.P. nin Sultanah- metteki emektar İl Merkezi binasının esiğindeydi. C.H.P. İl Başkanı Şahap Gürler binadan içeri girdiğinde saat- ler henüz 9 olmamıştı. Okuduğu haber, C.H.P. Genel Sek- reteri İsmail Rüştü Aksalın İl Baş- kanlarına gönderdiği tamimdi. Fakat tamim telgrafla sevkedilmiş olmasına rağmen ancak aynı gün saat 10.30 da İl Merkezine varabildi. Fakat vazife- şinas İl Başkanı Gürler, telgraf - ta- mun daha eline geçmeden kolları sı- vadı, ilçe teşkilâtına göndereceği tali- zırlıklarına (obaşladı. Vakit dardı ve en geç perşembe gününe ka dar İstanbul İlinin delegesini seçecek kurulu toplaması gerekiyordu. Ancak Gürlerin bir de itirazı vardı. Delege Seçme Kurulunda, Aksalın telgraf - tamimine göre İl Haysiyet Divanı temsil edilmiyordu. Gürler hemen Ge- ne) Merkezle temas ederek durumun tavzihini istedi. Telgraf - tamim İstanbul teşkilâ- tı için bir sürpriz teşkil etti. Zira Ge- nel Merkeze il delegeleri olarak İl Başkanlarının gideceği zannediliyor- du. Mamafih, telgraf - tamimde or- taya atılan sistem, daha demokratik olduğundan hoş karşılandı. Yorgan gitti -Kavga bitti "partilerin paçalarını sıvayıp faali» yetlerini arttırdığı geçen hafta içinde Gençlik teşekkülleri tam bir sükünet içinde olanları seyrediyorlar- dı. Milli Birlik Komitesinin Feyzioğ- lu tasarısında yaptığı değişiklik Genç- lik içinde beliren huzursuzluğun önü- nü almıştı. Böylece Gençliğin Meclis- te bir sembolle temsilini sağlayan hükmün en mükemmel hal şekli ol- duğu ortaya daha iyi çıktı. urucu Meclise temsilci gönder- mek konusunda Türkiye Milli Takibe Federasyonu ile Milli Türk Talebe Birliği, bir mucize kabilinden muta- bıktılar. Türkiye Milli Gençlik Teşki- lâtı da kendileriyle hemfikirdi. Kuru- cu Meclisin teşkilinde korporasyon 2 C.H.P. İstanbul İl Merkezi Çanlar kimin için çalıyor sistemi kabul edilmişti, seçmen mü- him değildi. Gençliği ancak, talebe teşekküllerinin herhangi bir metotla seçecekleri kimseler temsil edebilirdi, Gençler, şimdi moda olan görüşü sa- vunuyorlardı: Demokrasi ancak mü- esseselerin olgunlaşmasına paralel o- larak gelişebilirdi. Metin Kumbasarı, Yaşar Özdemiri, Nurettin Sözeni hep aynı şeyi söylüyorlardı. Hiçbir Gençlik teşekkülüne - bağ- lanmasına imkân olmayan müstakil bir noktai nazarın alemdarları ise başka bir fikir ileri sürüyorlardı. Bah- se konu noktai nazarın savunucula- rına göre, mevcut gençlik teşekkül- leri kendilerini temsil edemezdi! Genç lik teşekkülleri mütesanit bir manza- ra arzetmemekteydi ve tam manasıy- la müesseseleşmemişti. İdeal olan. Kurucu Meclise gönderilecek genç- lik temsilcilerinin Çift dereceli sis- temle yüksek tahsil öğrencileri ara- sından seçilmesiydi! T.M.T.F., M.T.T.B. ve Türkiye Milli Gençlik Teşkilâtı, fevkalâde Ge- nel Kongrelerinde seçecekleri önceki dörder kişilik kontenjanları as bul- muşlardı, üstelik T.M.T.F., daha cılız M.T.T.B. ile aynı istihkaka sahip ol- masını bir türlü (O kabullenemiyordu. Hattâ Ankaraya heyetler göndermiş, Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu ve Yedi- lerle temaslar yaptırmıştı. a M.B.K. tarafından Gençlik kontenjanının kaldırılması re tak temsilci olarak Onurun tâyini, İs- tanbul gençliği arasında tam mana- sıyla bir şok tesiri yaptı. Onurun şah- sına değil, gençlik temsilcisinin Ku- rucu Meclise sokulması sistemine, ru- huna ve şekline itiraz çoktu. Genç- ler görüşlerini umumi efkâra açıklı - yacaklardı ama bunun. Boğazdaki deniz faciası furyası içinde rüzgâra karşı söylenmiş bir söz haline gelece- ğini bildiklerinden şimdilik susuyor- lardı. Fakat aslında, bulunan hal şekli en iyi şekildi. Hissi ve şahsi bir takım davranışlar son bulmuş, yorgan git- miş, kavga bitmişti. Hengâmenin büyüğü Kurucu Meclis hazırlıkları Basın te- şekküllerine intikal edince geride bıraktığımız hafta bu teşekküller için bir hayli hareketli ve bereketli oldu. Pandomimin büyüğü Ankarada kop- tu. Gerçi İstanbul da Ankaradan pek farklı değildi ama başkentin gaze- tecileri cidden güç durumda kaldılar. Kanun basın mensuplarına açıklanır açıklanmaz kesif bir kulis faaliyeti başladı. Ankarada bulunan meslek teşekkülleri -Sendika, Cemiyet ve Fe- derasyon- idare heyetleri kulis fâali- yetinin merkez-i sikletini teşkil etti- ler. Elhak kulis, partilere nazire teş- kil edecek bir ciddiyet içinde yapıldı. Ortaya aday diye çıkan bâzı isimler kendileri için belki pek parlak ve mükemmeldi ama, gene de dudaklar- da tebessümlerin yayılmasına ve baş- ların iki yana sallanmasına mâni ola- madı. Dikkati çeken başka bir hu- sus, bu gibi adaylardan çoğunun ay- AKİS, 19 ARALIK 1960