YASSTADA DURUŞMALARI Dâvalar Sonun başlangıcı ri imiz haftanın ortalarında bir gün Yassıadaya gidenler, aynı akşam radyolarını açıp meşhur "Yas- sıada Saati"ni dinliyenler sevgilileri- ne kavuşmuş insanların bahtiyarlığı- nı duydular.Şu anda bütün Türkiye- nin sadece en meşhur değil, aynı za- manda en popüler siması haline de gelmiş bulunan -ve bu sıfatlarıyla profesyonel politikacıları hasetlerin- den çatlatan- Salim Başol gene baş- kanlık makamındaydı, (o duruşmaları gene o idare ediyordu. Başkan bilinen ve sevilen müdahaleleriyle, dâvaları açmak için gösterdiği gayretle o gün dosyalan elde bulunan bir "Görülme- miş Kepazelik"in, yâni örtülü ödene- ğin sarf şeklinin, bir de "Mühim Dâ- va"nın, radyoların kullanılış tarzının mahiyetini ortaya koydu. Ama, bir kaç günlük Ankara se- yahatinden Başkan Başol İstanbula başka bir yenilik getirdi. ce gelinmesi için fikir mutabakatına varılmıştı. M.B.K. zaten bir kanunda değişiklik yaparak (Yüksek Adalet Divanını hazırlanan bütün dosyalara bakmak mükellefiyetinden kurtarmış- tı. Divan, bir bakıma kendi gündemi- ni kendi tayin edecek, dosyalar ara- sında tefrik yapacak ve fine alınması gereken dâvaları seçecekti. Diğerleri hakkında bir karara varılmayacak, daha doğrusu bunlara meşhur 1 nu- maralı dosya, yani bol sanıklı Anaya- sanın tağyiri suçunun dosyası hükme bağlandıktan sonra bakılacaktı. Ama, onların o sanıklarının sevinmelerine lüzum yoktu. Hesaplar görülecekti! hem başkentte, hem de Di- van çevrelerinde uzun zamandan be- ri yeşermişti, işi uzatmanın hiç bir fayda sağlamadığı, bilâkis "Fasafiso Dâvalar"ın ele alınmasının Yassıada üzerine gölge düğürdüğü herkesin malümu bulunmaktaydı. Ciddi dâva- ları süratle görmek, D.P. iktidarının millet tarafından niçin o devrildiğini dünyaya bildirmek gerekmekteydi. örtülü ödenek, Topkapı Suikastı ve Radyo Rezaleti meselesinin 6/7 Eylül ve İparın Gemileri KİM büyük dâva- lardan hemen sonra incelenmeye baş- lanması ve araya Köpek, Bebek, De girmen veya Mandalincinin yollukları gibi işlerin sokulmaması bu düşünce- nin bir neticesini teşkil etti. Fakat Başkan Başolun Ankaradan döndüğü günlerde işlerin daha da sıkıya alın- AKİS, 19 ARALIK 1960 Salim Başol Yenilik getiren adam ması lüzumu, biraz da ehemmiyetli gündemlerin hem Türk basınında, hem yabancı basında uyandırdığı alâ- kanın ve yol açtığı lehte tefsirlerin tesiri altında daha iyi anlaşılmış bu- lunuyordu. Nitekim bu hafta memle- ketimize gelen ve tesir sahası bilinen meşhur Time mecmuası -Köpek, Be- bek dâvalarım şiddetle tenkit et- miş, İhtilâlin bunların hesabı görül- sün diye mi yapıldığım haklı olarak sormuştur- şöyle diyordu: "Sabık Başbakan Adnan Menderesle 520 di- ger sabık Türk liderin toplu muhake- mesi, bol tüylü köpekler ve metres- lerin delil diye ortaya getirilmesi su- retiyle Türkiyenin adalet sistemi hak- kında dünyada endişeler doğurduk- tan sonra, nihayet eski rejimin meş- ruiyet dışına çıkmış olduğunun ciddi delillerini getirmeye başlamış bulunu- yordu". Bu kanaatin devam etmesi için, haftanın ortasında karar verildi. Karara göre Yüksek Adalet Diva- nında, 1 numaralı meşhur dosyanın hükme bağlanmasından önce şu bir kaç esaslı meseleden başkası ele alın- mayacaktır: Uşak suikastı, Demok- rat tamirin tahribi, Yeşilhisar -ve muhtemelen Kayseri-, İstanbul ve Ankara Üniversiteleri hâdiseleri. Bun ar tamamlanma istikametini tutun- ca I numaralı dosya açılacak ve Men- deresle yardakçılarının marifetlerinin hesabının görülmesine başlanacaktır. 1 numaralı dosyada en kuvvetli delil, D.P. Meclis Grubunun bir kasada kit- li tutulan ve İhtilâlden sonra ele geç- miş bulunan gizli müzakere zabıtları- dır. Bu zabıtlar on yıl boyunca tutul- muş, fakat yayınlanmamıştır. Orada, her milletvekilinin Menderesle ne de- receye kadar mücadele ettiği inkâr kabul etmez tarzda belli olduğu gibi Menderesin de çetesini idare etme tar- zı ve demokrasiyi nasıl anladığı, ni- yetlerinin neden ibaret bulunduğu a- çıkca görülmektedir. O kadar ki o tutanaklar açıklandığında, bir aynaya bakar gibi 1 numaralı dosyanın ceza- ya müstahak olanları da, müsamaha- ya lâyık bulunanları da derhal beli- recektir. Bu hafta, Yassıadada, iddia ma- kamının genç yardımcılarından biri, Avni Yurdabayrak gizli zabıt ceride- lerini dikkatle inceliyor ve buldukları karşısında bazen hırsından kendi ken- dini yiyordu. Yarabbi, bu güzel memleket on ıl kimlerin, kimlerin, kimlerin elin- de kalmıştı! Savunmalar Binanın temeli ünlerden perşembeydi, öğleden sonra celse açıldığında, sanık ma- hallinde onbir sandalyanın sahiplerini beklediği görüldü. Radyo dâvası so- nuna yaklaşmış, marifetler ortaya çıkmış, - Egesel iddianamesini oku- muştu. Şimdi sıra müdafaadaydı. Sa- nıkları evvelâ avukatları, sonra da kendileri savunacaklardı. Salon gene doluydu ve bir çok düşük yakını göze çarpıyordu. Düşükler kendilerini faz- la beklettirmediler. Biraz sonra, bili- nen merasimle içeriye girdiler. Kafi- lenin başında Adnan Menderes, kuy- ruğunda Altemur Kılıç vardı. Tıpkı, hakiki hayatta olduğu gibi... Suçtaki iştirak paylarına göre tertiplenen bu sırayla sanıklar onbir iskemleye çök- tüler. Sonra, avukatlar konuşmaya başladılar. Konuştular, konuştular, konuştular.. Alâka uyandırıcı savunma, düşük efendinin 1 numaralı avukatı Burhan Apaydının savunması oldu. Alâka u- yandıran taraf muteber müdafiin söz- leri değildi. Ama Radyo dâvası, Di- van Önüne gelen rejimle alâkalı dâva- ların ilkiydi. Sanıklar, devletin rad- yosunu bir zümrenin hakimiyetini kurmak için vasıta diye kullanmakla suçlandırılıyorlardı. Radyoyu D.P. ye, yâni Menderesiz, diktatörlük hevesine âlet etmişler ve o gayeyle kullanmış- lardı. Milletin ekseriyetine küfreden o Radyo Gazeteleri, saatlerce okunan ve bir türlü bitmeyen V.C. listeleri, 21