14 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

14 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER John'a Başkan adaylığı satın alıyor" dedikodusunu çıkarınca, Amerikayı terkederek soluğu Cote el' Azur'da al- mıştı ve gazetecilere, "John'u zarar- dide edeceğini bildiğim için" demişti, “kendimi kampanyaya dahil etmiyo- m." J. P. Kennedy, 18. asır İngiliz asilzadelerinin zihniyetlerinden mül- hem olsa gerek, her çocuğunun deği- şik mesleklere sahip olmasını istiyor- du. Eğer Kennedy klanını sarsan bir facia olmasaydı, ihtimal bugünkü sa- adete erişemiyeceklerdi. Meslek tev- ziatında kendisine politikacılık isa- bet eden John'un ağabeyi Joseph Jr. İkinci Dünya Harbinde Normandiya çıkarmasında ölmeseydi, Başkan se- çilişi Kennedy, şimdi bir gazeteci ve- ya tarih profesörü olacaktı. Büyük yararlıklar gösteren ağabeyisi ölün- ce, en küçük erkek kardeş Teddy, Boston Kollejindeki tahsilini yarıda bırakarak, müteveffama hatırasını tazizen inşa edilen "Joseph P. Ken- nedy Jr." destroyerinde vazife gör- mek üzere er olarak Bahriyeye ka- tılmıştı. Karun misali baba, şöyle bir esba- bı müdbeyle 22 yaşına bastıkları za- man çocuklarına arzu ettikleri şekil- de kullanmaları şartıyla birer milyon dolar bağışlamaktaydı: "Gözümün i- çine baka baka bana cehenneme ka- dar gitsin diyebilsinler diye!" -Kral Su ud da oğullarına sekizine bastıkların- da birer at, onikisinde de birer Cadil- lac hediye etmektedir- Cana yakın baba, Kefauver karşısında siyasi ha- yatının ilk mağlübiyetini John'un hazmedemediğini duyunca, “Söyle- yin, fazla üzülmesin. İsterse ona bir memleket satın alıp başına hüküm- dar yapayım" şeklinde haber gönder- mişti. Bazı çevreler, John'un kazan- masında otoriter babasının perde arka sından devam ettirdiği kulis faaliyet- lerine pay çıkarmaktadırlar. Müstesna ve vergili Kennedy kla- nı mensupları, enişteleri de dahil, John'un kampanyasındaki baş yar- dımcıları olmuşlardı. 34 yaşındaki yorulmak bilmez, azimkar Robert, kampanya menajerliğini eksiksiz ve tek hatasız deruhte etmişti. 28 yaşın- daki Teddy, aşağı tabakalarla temas ve ayak işlerini görmeği sırtlanmıştı. Sehhar ve sosyetik dört kız kardeşi -beşincisi akıl hastasıdır, dördünden birinin de kocası sinema ve televiz- yon yıldızı ve Kennedy klanının ye- gane Protestan ferdi Peter Lawford'- dur- ve 60 yaşındaki annesi Rose Fitzgerald, çaylarda, aile toplantıla- rında hâttâ kapı kapı dolaşarak ağa- beylerinin veya oğlunun kesif propo- gandasını yapmışlardı. Kennedy'nin bir kız kardeşi de gene Normandiya, 30 çıkarmasında can veren kocasının ce- sedini aramak için Avrupaya gider- ken vukua gelen uçak kazasında öl- müştü. Kennedy klanından kampan- yaya katılamıyan, daha doğrusu işti- raki yasak edilen John'un cezibeli eşi, 30 yaşındaki bir Fransız asilzadesi sabık Jacgueline Bouvier'ydi. Çünkü, kısaltılmış ismiyle Jackie, 1956 kam- panyasında heyecan ve yorgunluktan bir çocuğunu düşürmüş ve hastaha- nelik olmuştu. Halen gene hamileydi. John ile Jackie'nin 2,5 yaşında bir kızları, şirin Caroline'ları vardı.. Jac- kie, sosyete yazarlarınca daha şimdi- den Beyaz Saraya giren en alımlı ve cerbezeli -I numaralı kadın- olarak ilân edilmişti. Başkan seçilisi Kennedy, 20 Ocak- ta Fisenhower'den yetkileri odevral- dıktan sonra, kendisine senede vergi - ye tâbi 100, 000 dolar maaş, resmi görevlerini ifa ederken yapacağı mas- raflara mukabil senede gene vergiye tâbi 50,000 dolar ödenecekti. Ayrıca resmi seyahatler, ziyafetler, kabuller vs için de, senede 40,000 doları geç- memek şartıyla vergiden muaf tah- sisat-ı mesture alacaktı. Eisenhower'e de senede 25,000 dolarlık ömür boyu emekli maaşa tanınmıştı. Eğer daha evvel ölürse, dul karısına senede 10,000 dolarlık maaş bağlanacaktı. Cevapsız iki sual ekiz senesi Eisenhower'in liderliği S altındaki son on sene, Amerikayı hayati ihtiyaçlarına nisbeten ağır bir tempo takip eden bir ekonomi ile haş- haşa bırakmıştı, önce giden değil, silâhlanma yarışında arkadan yetiş- meğe çabalıyan bir ekonomi ile baş- -aşa bırakmıştı. İnsiyatiften mahrum olması dolayısıyla birçok kritik geliş- Kitaplar Âlemi Yazana, yayınlıyana ve okuya- hizmet. Yayınladığınız kitapları kitap- severlere tanıtan tek dergi : KİTAPLAR ALEMİ Yeni yayınlanan belli başlı ki- tapları mahiyet, fiyat ve sipa- riş adresleriyle tanıtan tek dergi : KİTAPLAR ALEMİ 9. sayısı yakında çıkıyor. Adres : P.K. 193— ANKARA meler karşısında hareketsiz ve teda- füi olan bir dış politika ile karşı kar- şıya bırakmıştı. Eğer Amerikan hal- koyu Nixon'u mükâğfatlandırsaydı, durumda pek büyük değişiklik omü- şahede ihtimali pek az olacaktı. E- senhower, tam bir fikir beraberliği içindeki Nixon'u, her türlü imkanını seferber ederek, gücünün yettiği ve a döndüğü kadar payandalamış- in iki suale kati cevap buluna- mamıştı. Devrinde Amerikanın pres- tijinden dünya çapında kayıplara uğ- radığı Eisenhower'in Nixon'u destek- lemesi, Muavininin lehinde mi olmuş- tur? Din meselesinin netice üzerinde hatırı sayılır tesirleri var mıdır? Bi- rinci suale "hayır", ikinci suale ise "evet" mi ekseriyetteydiler. Di- nine rağmen Kennedy'yi destekle- mesi, halkoyunun dinamizmin hasre- tini çektiği gerçeğinin bir işaret fi- şeğiydi. Bâzı çevrelerin, Katolik ol- masaydı Kennedy'nin 10 milyon da- ha fazla rey toplıyacağını ileri sü- renlere hak vermemek, dürüstlüğe hizmet olmazdı. Kampanya, sırasında ileri sürülen fikirlerden, her iki adayın dış siyaset programlarında sâdece tâli farklar mevcut olduğu ortaya çıkmıştı. Ken- nedy'nin gelmesiyle değişiklik daha ziyade usüllerde ve üslüpta kendini gösterecekti. Beyaz Saray, Roosevelt çağındaki kudretine yeniden kavuşa- caktı. Amerikan diplomasisi hem da- ha seyyal, hem de daha şiddetli me- totlar kullanacaktı. Yorgun ve cesa- reti kırılmış bir idare, canlanacaktı. Muhteris ve inatçı olduğu kadar ba- siretli ve kaabiliyetli bir insan olan Kennedy, dış politikaya paralel ola- rak Amerikanın mali, iktisadi ve sosyal siyasetini de ele alacaktı. Me- lekâtının dikkat ve kesinliği, realite- leri kumandada gösterdiği müstesna maharet, kritik noktalan insiyaki o- larak kavramaktaki emsalsiz kaabili- yeti, demagoji ve sloganlardan kaçın- maktaki Allah vergisi titizliği, mese- lelere derin nüfuzu, sinir sisteminin istikrar ve intikal sürati hassaları, soğukkanlılığı ve cesareti gibi va- sıfları, dünya mukadderatım elinde tutan bir adam olarak Kennedy'ye iti- mad ile bakılabilmesine yetmekteydi. Kennedy'nin komünistlere karşı da- ha realist bir politika takip etmesi, dolayısıyla Kızıl Çine tatlı-sert dav- ranması beklenmekteydi. Kennedy'- nin liderliği oaltındaki Amerikanın kıpırdanmağa başlaması, bütün hür, milletlere rahatlık verecekti. Dünyadaki tepkiler ekin, Milliyetçi Çin ve Fransa ha- Pa riç, Kennedy'nin zaferi bütün dün- yada memnunluk yaratmıştı. o Kızıl AKİS ,14 KASIM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: