Haftanın İçinden Niçin Üzerine Titriyoruz? M enderesin "Bir Kısım Basın" dediği basından, memle- ketin idaresini bugün niyabeten elinde tutan Milli Birlik Komitesi memnun mudur, değil midir bilinmez. Bilinen, bu Komiteye mensup bazı üyelerin şikâyetlerini pek yüksek sesle ifâde ettikleri, ancak bu zevatin sözle- rinin Komiteyi ilzam etmediğinin, hattâ Komitenin fikir- lerine tercüman Hakikât ne olursa olsun, Türkiyefle birinci kuvveti tem- sil eden Milli Birlik Komitesiyle dördüncü kuvvetin ger- çek temsilcisi o "Bir Kısmı Basın" arasında bâzı husus- ların berraklığa kavuşturulmasında engin fayda bulun- duğu muhakkaktır. Evvelâ, İktidarın kendisinden memnun olup olma- dığının, gazeteciliği bir takım geçici menfaatlerin vası- tası diye değil, bir hayatın mânası olarak yapanları pek az alâkalandırdığını aklın bir kuşesine yerleştirmek la- zımdır. Servet, ikbali itibar Veya dünyayı kendi İdare edi- yormuş zehabının doğurduğu budalaca zevk bu menfaat- lerin çeşitleridir. Bunların dağıtımını ellerinde tutanlar tekiler, üzer- lerine düşenin müşavirlik veya mubassırlık değil, fikirle- rini gazete sütunlarında söylemek olduğuna bildiklerin- den İşleriyle ve güçleriyle meşguldürler, laklakiyatla kaybedecek zamanlan yoktur. Eğer bir İktidar, Basını, mütemadiyen yolu üzerinde rastladığı bir kaç kişiden ibaret sayar ve tutumunu una göre ayarlarsa hatâların en büyüğünü işler. Bu neviden hatâlar pek yakın tari- himizde çok işlenmiştir ve neticesi de meydandadır. Bendedilen veya hapsedilen sâdece şahıslardır. Ama Menderesin "Bir Kısım Basın"ı, müesseseolarak, her ni- metin ve her külfetin üstesinden gelm cek, o gene kalacaktır. Her şey görülmüştür. Eşyanın tabiatının iktidarlar ta- rafından değiştirilebildiği? Asla. Bundan çıkan ve gü- nün meselesiyle alâkalı basit netice şudur: Milli Birlik Komitesinin "Bir Kısım Basın "dan memnun olup olma- dığının pek az önemi vardır. Daha önemlisi, "Bir Kısım Basın"ın Milli Birlik komitesinden memnun bulunup bulunmadığıdır. Bu sözü, bir takım alaturka kurnazların "Bir Kısım Basın" ile Milli Birlik Komitesinin arasına soğukluk sok- mak için ağızlarına sakız yaptıkları "Vay efendim, mem- leketi kim idare edecek hele bir tesbit edelim. Bunlara B demagojisini haklı çıkaran bir delil diye almak teşhisle- rin en hatalısını teşkil eder. "Bir Kısım Basın"ın bu va- ziyeti, memleketi idare etmeye heveslenmesinin değil, heveslenmemesinin bir neticesidir, Ancak memleket ida- re edenlerdir ki umumi efkârın kendileri hakkındaki düşüncelerine her şeyden fazla önem vermek mevkiinde dirler. "Alt Kısım Basın" dün Menderes idaresi hakkın daki düşüncesini nasıl hülüs ile söylemişte, bugün Milli Birlik İdaresi hakkındaki düşüncesini hulüs ile söylüyor- sa, yarin kurulacak siyasi parti iktidarı hakkında da ka- naatini aynı hulüs ile söyleyecektir. Bu, demokrasilerde, AKİS, 14 KASIM 19 60 Metin TOKER seçenin seçilen üzerindeki pek mütevazi Bir vazifeye talip olan, mükelleftir. bir avantajıdır. kendini mutlaka beğendirmekle Herkes ve bilhassa Milli Birlik Komitesinin sayın üyeleri, sayın üyelerin 37'si birden emin olmalıdır ki "Bir Kısım Basın" bu Komitenin üzerine titremektedir. Zira “Bir Kısım Basın" bugünki idarenin başarısını memleketin uzun bir istikbali için teminatların en önem- lisi saymaktadır. Bu, daha ilk günden ifada edilmiş ve aslında bir Niyabet Meclisi hüviyetindeld Milli Birlik Komitesi zedelenmesin diye her türlü fedakârlık yapıl - mül edeceği İnancı içinde yapmadığım bırakmamış, fakat topyekün millet, cemiyetin bütün sağ kuvvetleriyle ayaklanıp onu devirmiş, başına getirdiği naipler fera- gatin en güzel örneğini vererek mensup bulundukları cemiyet derecesinde olgunluk göstermişler, demokra- tik sistemi iade etmiş ve millet iradesini tecelli ettir- mişlerdir. Yarınki nesiller bunu görürlerse yarınki ikti- darlar her adımlarında gözleri önünde bir Yassıadanın belirtisini hissederler ve ancak milletle mutabık halde bu memleketi idare edebileceklerini sezerler. Bir daha da kötü rejimler, bu topraklarda kök salmazlar. "Bir Kı- sım Basın" bu yüzdendir ki Milli Birlik Komitesine te - halük, samimiyet, dostluk hisleriyle sarılmış, niyabet ida- resinin bir baştan ötekine devamında naiplerin prestijine toz konmaması kuvvetli arzusu olmuştur. Ama presti- jin, en yüksek hadte herkesten fazla prestij sahibinin gayretiyle, dikkatiyle, dirayetiyle tutulabileceği haki- kati elbette ki hükmünü yürütmüş ve tecelli, kuvvetli arzuların dahi önleyemediği bir istikamet almıştır. Bu hale bakıp ta kusuru “Bir Kısım Basın"da ara- mak, güzelliği bozulan bir yüzün hayali karşısında ayna- ya kızmaktan farksızdır. Bunu yapacak yerde Milli Bir- lik Komitesi, gönül istiyor ki, yeni adımlar atmadan ev- lerine bıçağın iyileştirici darbesini vursun ve ondan son- ra» yeni ışık altında yoluna devam etsin. Memleketin kendisine İhtilâlin hemen ertesi gün baktığı gibi artık bakmadığını hissederek üzülenler, değişikliğin gözlerde mi yoksa kendilerinde mi öldüğünü ilk iş olarak düşün- melidirler. Milli Birlik Komitesinin, sâdece naiplik vazi- fesi yüklendiklerini söyleyerek, değil resimlerinin çekil- mesine, isimleririn yazılmasına müsaade etmeyen üyele- riyle bugün dünyanın bütün faziletlerinin, meziyetleri- nin, vatanseverliğinin, aklının, hattâ tüm ve irfanının sâdece kendilerinde bulunduğa (inancı içinde iki kere İkinin dört ettiği hakikati kadar basit ve eski hakikat- leri keramet yani gibi gürültüyle tekrarlayan bâzı ü- yeleri arasında kadarf fark bulunduğu tesbit edilirse güçlüklerin yarısı ge olunur. © Kaldi ki böyle bir 'kendi kendini kontrol" bir heyeti neler sevimli yapmışken nelerin sevimsiz hale sokabilece- ğini ortaya koyacaktır ve Milli Birlikçiler gerçek kül- tür sahiplerine has olgunlukla bundan gereken dersleri çıkaracaklardır.