bayrağın altında üzerine "muhafa- zakârlık" ve "milliyetçilik" etiketle- ri yapıştırılmış fikirleri savunanlar Albay Türkeşi görülmemiş hararetle "lanse" ediyorlardı, Sabık Başba- kanlık Müsteşarının her sözü Hava- diste başlığa çıkıyor, ne kadar uzun olursa olsun konferansları tam me- tin halinde veriliyordu. Haberleri, ertesi gün fıkralarda Albay Türkeşe atfedilen düşüncelerin lehte yorum- ları takip ediyor, Albayın şahsı gök- lere çıkarılıyordu. Sâdece Türkeş değil, iki genç kurmay yüzbaşı, Öz- dağ ile Esin de Havadisin favorileri arasındaydı ve Havadis onların ya- yın organlığı vazifesini, gönüllü sırt- lamıştı. Tirajı artmış ve D.P. dev- rinde hayal dahi edilmeyecek bir se- viyeye ulaşmış bulunan gazete bir oyunu çok ustaca oynuyor, bir kaç koldan çalışıyor, bir merkez halinde, satırların arasına gizlenmiş işaret- lerle belirli bir zümreye direktifler yağdırıyordu. Bu zümrelerin desteği- nin kuvvet değil, zaaf olduğunu pek farketmeyenler ise, kendilerinden iyi niyetli tenkitlerini oesirgemeyenlere beşeri hislerle kızıyorlar, Havadisin açılan kolları arasında "anlaşılmış olma"nın zevkini tadıyorlardı. Türkeş, eşini durumdan haberdar ettikten ve meraklanmamasını sağ- Konya başka seyahatlerin takip, edeceği mu- hakkaktı. Bir başka oyun ma, fiskos gazetesinin yeni yürü- tücüleri Albay Türkeşle alâkalı balon henüz sönmüştü ki yaylarında bir tek ok bulunmadığını belli ettiler ve bir başka balonu havalara saldı- lar. Hedef, gene M.B. K. idi. Bu se- fer, üyeler C.H.P. ye karşı tahrik o- lunuyordu ve konu "C.H.P. nin casus teşkilâtı" idi. Evet, C.H.P. dört başı mâmur bir casus teşkilâtı kurmuş- tu! Konutta üyelerini adım adım ta- kip ettiriyor ve hatalarını araştırı- yordu, Genç kurmaylardan biri ez- kaza eğlence yerlerinden birinde mi göründü, derhal raporu CHP. mer- kezine gidiyor ve hâdise odosyalanı- yordu. Bütün garsonlar tembihliydi- ler. Hattâ içlerinde para ile tutul- muş olanlar bile vardı. Haftanın içinde Komite üyelerine bu hususta haber geldiğinde partilere karşı dişler bir kere daha gıcırdatıl- dı. Demek ki bütün iyiniyetlerine ve bütün çalışmalarına rağmen C.H.P. böyle düşünüyor, böyle hareket edi- yordu ha! Vay CHP. nin haline, vay bu işi yapanların halinydi! Onlar da edeceklerini biliyorlardı. Aslında bu son oyun, iki taraflı 16 bir oyundu. Fiskos gazetesi, M.B.K. Üyelerinin eğlence yerlerinde davra- nışlarına ait bir takım hikâyeleri son süratle yayıyordu. Meselâ Istanbul- da, bilhassa gençlik çevrelerinde bu hikâyeler zaman ve mekân tasrihi suretiyle dal budak o sarıyor, ideal sahiplerini üzüyordu. Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunayın bir ikazına muhatap olan bâzı üniforma sahip- lerinin bu gibi lokallerde davranışla- rı da halkın gözüne pek battığından konu verimli bir konu olarak ele a- lınmış ve etrafında işlenmeye koyu- lunmuştu. Ama, kulaklara "Haberin var mı? Filânca geçen akşam bil- mem neredeymiş.. İçmiş içmiş, mik- rofona çıkıp Komite adına nutuk at- lan "Seçim istiyoruz" diye bağırta- cağı yalanından bile kaba bir yalan- dı. Gelgelelim insanların boğazını sıkmak, ağzını sıkmaktan çok daha kolay oluyordu. Ya, ciddi işler? iskos gazetesi bu temaları alabil- diğine işlerken, bu haftanın son- a M.B.K. bir heyet olarak da- meşguldü. Zihinler- Kurucu Meclis ha ciddi işlerle deki başlıca mesele meselesiydi. Kurucu Meclis kurulmalı mıydı, kurulmamalı mıydı? Gerçi Devlet ve Hükümet Başkanı bir mesajıyla bu- nu Feyzioğluya vazife olarak ver- mişti. Gerçi at alınmış, Üsküdara geçilmek Üzereydi. Ama gene de Ko- Basın forumu çalışıyor Bir kanun hazırlanıyor mış, dans müsabakalarında hediye diye Yassıada davetiyeleri dağıtmış" neviinden haberler fısıldayanlar, bu fısıltıları nasıl olsa M.B.K. üyeleri- nin de duyacaklarım düşünerek bir taşla iki kuş vurma sevdasındaydı- lar. Hem böyle haberlerle M.B.K. yıpratılıyor, hem de haberlerin kay- nağı diye C.H.P. gösterilince memle- ketin en sağlam iki kuvvetinin arası açılıyordu. Haftanın ortasında yayılan bu dedikodu C.H.P. ileri gelenlerini zi- yadesiyle üzdü ve onlara o dikkatli davranmaları lüzumunu bir kere da- ha hatırlattı. Devr-i sabıkta bile böy- le bir teşkilâta tevessül etmeyen C. H hakkındaki iddia, C.H.P. nin talebelere 250 bin lira dağıtarak on- mite üyeleri arasında teşebbüse mu- halefet edenler bulunuyordu. Binbaşı Dündar Taşer bu fikrini -diğer konu- larda olduğu gibi- açıkça söylemek- ten geri kalmadı. Siyasal Bilgiler Fakültesinde başlıyan Anayasa se- minerlerine devam eden Komite ü- yeleri bir hayli faydalı fikirler edin- mişlerdi. Kurucu (Meclisin kuruluş şekli üzerinde esasen kendilerinde mevcut kanaat kuvvetlenmişti. Mec- lis, tâyin suretiyle (o kurulmalıydı. Meclis oldukça faydalı da olacaktı. Esasen Gürsel bu faydayı evvelden sezmiş ve gereken emri vermişti. Gerçi üyeler işten geç haberdar ol- muşlardı ama, böyle meselelerde Pa- şalarına itimatları vardı ve istimin arkadan gelmesinin de pek fazla za- AKİS, 14 KASIM 1960