Fakat bu arada bâzı suallere ka- i i. Mecli- yacağı söylendi ki bu, Kurucu Mec- liste 150 civarında üyenin bulunaca- ğını ortaya çıkardı. Sonra yine, bir gazetecinin ("Mecliste partililer de yer alacaklar mı?" sualine Feyzioğ- lu şu cevabı vermekte mahzur gör- medi: "— Bu Meclise partililer giremez diye bir fikri aklımızdan dahi geçir- medik. Dakak kurulacak Meclisin bir siyasi parti veya siyasi partiler hâkimiyeti alrnde bir Meclis olma- sını da mahzurlu sayıyoruz. Bunu önliyecek tedbirler düşünülmüştür." Saat 16.37 olmuş, hava karar- mıştı. Dışarda yağmur, bütün hızıy- la yağıyordu. Vaktin geç olması, ga- zetelerin erken haber istemesi gaze- tecüerin odayı çabucak boşaltmala- rına sebep oldu. Fakat iş bitmemişti. Nitekim içeriye , talebe teşekkülleri- nin temsilcileri oOalınmaya başladı. Onların da, Kurucu Meclis hususun- var ki içerde ( fikirleri sorulan öğrenciler, dışarı çıktıklarında hiçbir şey söy- lemiyorlardı. . "Neden?" diye sorul- duğunda, "Hocalarımızı o kızdırmak istemiyoruz. Söz verdik." deniliyor- du. Kurucu Meclis Komisyonu üyele- rinin İstanbuldaki faaliyeti uykuya ayrılan sekiz saat çıkarılırsa tam 26 saat tuttu. Bunca zaman içinde bir an boşuna kaybedilmemiş, her mes- lekten fikir oadamıyla görüşülmüş, birçok avukat, hâkim, gazete yaza- rı, bâzı ekalliyet ileri gelenleri ve Üniversite öğretim üyelerinden ço- gunun fikirleri alınmış, o kendileriyle az veya çok istişarelerde bulunul- muştu. Bu arada alman notlar da, esasen mevcut dosyayı bir hayli kağ sâdec Kurucu Meclisle ilgili fikirler de gelişmişti. Saat 21'de İstanbuldan Ankaraya doğru uçan uçakta, dört ilim adamı bu fikirleri başkente götürüyorlar- dı. Törenler Atanın huzurunda A PR yolun ucu sisten görünmü- yordu. Pus Anıt Kabirin üzerine çökmüş, kurşunilik gönüllerdeki si- yaha uymağa uğraşıyordu. Saatler 8.45'i gösteriyordu. Yas âdeta şe- killenmiş, elle tutulur hale gelmiş- ti, işte bu sırada uzun boylu, ak saç- lı, üzerindeki kruvaze elbisesinin üst düğmesi ilikli bir adam ay aklarının ucuna kalkarak ilerisindeki kalaba- AKİS, 14 KASIM 1960 YURTTA OLUP BİTENLER İnönü Atanın kabrine çelenk koyuyor Silâh arkadaşı lıkta neler cereyan ettiğini anlama- ğa çalıştı. Uzun boylu adamın bir- kaç metre ilerisindeki genç subay- lardan müteşekkil halka, ortada bu- lunan şahsın görünmesine mâni olu- yordu. Subayların, saygıyla etrafını aldıkları adam 77 yaşında bir deli- kanlıydı. Ütülü jaket atayı ve silin- dir şapkasıyla duruyor, etrafına hü- zünlü hazarlarla bakıyordu. C.H.P. Genel Başkam İsmet İnönü, uzun yıllar vardı ki Anıt Kabire, silâh arkadaşının (o huzuruna bir hava içinde gelmemişti. önceki 10 Kasımlarda İnönü, C.H.P. ileri gelenleriyle Anıt Kabire gelir ve bir sürü polisi de peşinden sürük- lerdi. Ama, bilhassa subaylardan ay- ni saygıyı ve alâkayı o zaman da gö- rürdü Uzun boylu adam ayaklarının u- cunda durmaktan yorulmuş olacak ki tekrar boyunu alçalttı ve eğilip yanında bulunan kısa boylu adamın kulağına bir Şeyler söyledi. C.K.M.P. Genel Başkanı Osman Bölükbaşı, İ- nönü ve etrafındakilerin neler konuş- tuklarını merak ediyor olmalıydı. İnönünün yanında C.H.P. Genel Sekreteri İ. Rüştü Aksal ve Genel Sek reter yardımcıları bulunuyordu. Genç subaylar, Atanın ideal (arkadaşını hayranlıkla süzmekti ve kendisinde 77 yaşın emarelerini ogöremedikleri için memnun olmaktaydılar. Bütün tören boyunca İnönü, alâkanın mer- kezi halinde kaldı. Halk onun etrafı- na toplanmıştı. Kabre onunla bera- önünde ihtiram duruşu ber girdi. İnönünün, alkış patlayacak diye ödü kopuyordu. Ama korktuğu Kabirden çıkıldığında (o başına geldi. Sevgi gösterisi son haddindeydi Sis yavaş yavaş kalkıyordu. Anıt Kabirin aslanlı yolu şimdi biraz ol- sun görülüyordu. Başlar aslanlı yo- lun geliş istikametine (o çevrildiğinde iki yağız teğmenin taşıdığı büyük bir çelenk, sislerin arasında hayal meyal seçildi. Ağır adımlarla ilerli- yen teğmenlerin ardından, şapkasını nünden beri böyle Devlet ve Hükümet Başkanı, Atanın huzuruna belli ki son derece acılı ge- liyor, onun Ooemanetinin yükünü o- muzlarında bu kerre daha fazla his- sediyordu. Gürselin arkasında, ihtilâlin genç öncüleri vardı. Milli Birlik Komitesi üyelerinin hemen hepsi resmi giyin- mişlerdi. Hüzünden yana Onların da Paşalarından kalır yanları yoktu, Onlar da ağır, düşünceli, üzgün a- dımlarla (oyürüyorlardı. Sis, bütün koyuluğuna rağmen, yüzlerdeki yu- muşak çizgileri saklıyamadı. Kortej ağır ağır merdivenleri tır- mandı. Kabrin bulunduğu salona vâ- sıl Olunduğunda saatler 9'u gösteri- yordu. Kırmızı ve beyaz karanfiller- den müteşekkil Muhteşem çelenk A- tanın lahdinin önüne konuldu. Genç teğmenler iki adım geri çekildiler. Dakikalar muntazam tiktaklarla 23