lamıyordu. Zira düşükler, "minareyi çalan kılıfı hazırlar" fetvasınca bü- tün yolları kapamışlar ve işlerini ga- rantiye almışlardı. İlk iş olarak yurt dışında bulunan bankalara yazılar yazılmış, malümat istenmişti. Fakat gelen malümat pek tatmin edici olmadı. Açık arttırma İşlerin zor ve zahmetli olanları ya- nında zevkli ve eğlenceli olanları da vardı. Bu, bilhassa, düşüklere is- tenen cezalarda kendini gösteriyor- du. Mesela Menderes için iddianame yerine kaim olan kararnamelerde is- tenen ceza yekünu haftanın sonunda 55 yılı bulmuştu. Tabii bundan idam cezaları ayrılıyordu. Fakat iş bunun- la bitmiyordu. Elde, Divana sevkedi- lecek bir o kadar dosya daha vardı ki, o dosyalar da sevkedilince bu ra- kam her halde astronomik bir mahi- yet arzedecekti. ruşmaların hazırlıklarının ik- mal edildiği sıralarda başlıyan bu açık arttırma, sâdece hapis sahasına inhisar etmedi. Dosyalar Divana sev- kedilecek hale gelince, ortaya bir de komisyonların açık arttırması çıktı. Bu, bâzı düşüklerin, "Bay Yüzde On"u bile geride bırakacak komis- yonlarla iş başardıklarını gösteriyor- du. Üyeler, yorgunluklarını bu akıl- lara durgunluk veren maceraları tetkik etmekle bii, i başında Sarol ve Ağaoğlu geliyordu. Üyeler, haftanın osonunda bu yeni gruba yeni bir isim bulmakta gecik- mediler. Bunlar "Yüzde Yirmibeşci" lerdi, Yüzde Yirmibeşçiler Sarol, A- gaoglu, Dülge ve Akal dörtlüsünden teşekkül ediyordu. Bunlar, işler ve- rimli olmağa başlayınca aralarına Zorluyu da almışlardı. Böylece ku- artet bir kentete inkılâp etmişti. Kentetin, tabii en başardı işi Kromit işi olmuştu. Bu büyük işten her vur- guncunun cebine, hiç bir zahmet ih- tiyar etmeksizin, 3 milyon 700 bin lira gibi cüz'i bir dünyalık girmişti. Fakat iş onlara pek pahalıya mal olacağa benziyordu. Nitekim Soruş- turma Kurulu, Kromit işiyle alakalı 10 düşük Bakan hakkında lüzum-u muhakeme kararı verdi. Ancak, Soruşturma Kurulu tara- fından Divana sevkedilen tek entere- san dosya "Yüzde o Yirmibeşci'lerin dosyası değildi. Bir başka dosya ise gene böylesine büyük bir suiistima- dosyanın bir hususiyeti, mündereca- tı içinde bir AKİS mecmuasının bu- lunmasıydı. Soruşturma Kurulu, dos yaya 307, sayılı AKİS mecmuasını ithal etmeği faydalı bulmuştu, AKİS , 17 EKİM 1960 Lüksün lüksü pa , Lüks Nerminin müşterilerin- den "tablo meraklısı" Hasan Po- latkanın bir yolsuzluğu ile alâka- lıydı. Lüks Nerminin bu. sanatsever lin delillerini ihtiva ediyordu. müşterisi, emsalinden geri kalma- mak niyetiyle bir kazançlı ortaklığa girmişti Bu ortaklık Vinileks şirke- tiyle akdedilmiş ve sabık Maliye Ba- kanına 13 milyonluk bir gelir sağla- mıştı. Fakat, ortakların ihtiyatsız- ca kaleme aldıkları omektuplar sa- natsever Bakanı ele veriyordu. Vi- nüeksin ihtiyatsız ortakları (sabık Bakana yazdıkları mektuplarda or- taklıklarının baki olduğunu, hissesi- nin dâjma ayrıldığını bildiriyorlardı. Bu mektuplar, ortaklığın altında bir çapanoğlu yattığı fikrini ilham etti ve Polatkanın başını derde soktu. Polatkanın mahkümiyetini -bu, 20 yıldır- kararnamede ayne şunlar yazılmaktaydı: YURTTA OLUP BİTENLER "Polatkanın makamında yapılan aramada elde edilip, sanık Ragıp Si- pahi tarafından, kendisine gönderi- len dosyadaki mektuplarla, Vinileks şirketinin mümessili olan Ragıp Si- pahi sanık Bakanı itma ve ifsat ede- rek şirketin işlerini Ankarada takip eden bir memur haline getirmeğe muvaffak olmuş ve bu maksatla Ha- san Polatkana emirler vermiş ve mektupları münderecatına göre şir- ketin işleri adı geçen Bakan tarafın- dan takip ve intaç edilmiş ve muka- bilinde diğer maznun tarafından ku- rulan Standart TAŞ. nden her biri 600 liralık 220 hisse senedi verilmiş ve bilirkişi raporuna nazaran inkı- lâp günlerine kadar suretle sebk eden devamlı hizmetinin karşı- lığı olarak bu iki müesseseden cem'- an 12 milyon 500 bin liralık menfa- at sağlamıştır... Bütün bunlar Polatkanın arka- daşlarından hiç de aşağı kalmadığı- nın delili idi.