YURTTA OLUP BİTENLER sini, yurt dışına kaçmış olan düşük- lere ait tahkikatın muvakkaten dur- durulmasıyla bunların yurda getiril- mesi için teşebbüse geçilmesini isti- Menderesin avukata işe şükran arzıy- la başladı. Bu da üstadın malüm tak- tiklerinden biriydi. . Konuşması uza- dıkça uzadı. İşin fenası, ne istediği anlaşılmıyordu. Salim Başol kendisi- ni sadede davet zorunda kaldı. Yâni, ne istiyordu? Menderesin avukatının, müvekki- linden öğrendiği usülleri takip ettiği anlaşılıyordu. Ortaya bir "muhake- melerin aleniyeti" meselesi çıkardı. Konuşuyordu da, konuşuyordu. Baş- kan, söylediklerini bir kaç noktada toplamaya boşuna o çalıştı. Burhan Apaydına göre duruşmalar sırasında Ordu Film Merkezinden başka kim- senin resim çekememesi bu aleniyeti ihlâl ediyordu. Hem sonra, mahkeme yasağı irtibat koymuştu. Menderesin avukatı, bir basın müdafii rolünde, bu yasağın kaldırılmasını istiyordu! Apaydın konuşurken Bayar ile tam arkasında oturan Ağaoğlu ara- sında alâka uyandırıcı bir konuşma cereyan eti. Ağaoğlu Bayarın kula- ğına eğilerek: "— Neden bundan anlamadım" dedi. Bayar, kendisine has komitacı ge- zisiyle: - Bu, resim çektirme işi aleyh- lerine.." cevabını verdi. Apaydın yasağın Oo kaldırılmasını isteyince, Ağaoğlu tekrar düşük Cumhurbaşkanına doğru eğildi ve: "— Evet, şimdi anlaşıldı" diye gülümsedi. Hakikaten anlaşılmayacak bir cihet yoktu. Menderesin avukatı, ba- sına şirin görünmeye çalışmakla işe başlamıştı. Ama bunun için çok uğ- raşması gerekecekti. Kendi dâvaları- nı dahi Burhan Apaydının ağzından işitmek basın mensuplarını kızdırdı. Menderesin avukatı, omüvekkiliyle rahat, usun ve yalnız temas etmek istiyordu. Halbuki son defasında sâ- dece 27 dakika görüşebilmişler ve konuşmada dört subay hazır bulun- muştu. Gazeteciler, hele (Menderes tarafından bazen aynı Apaydın ma- rifetiyle (o hapsettirilmiş (gazeteciler avukatın neden şikâyet ettiğini an- layamadılar. Hapishanelerde kendile- ri de avukatlarıyla ancak 15 - 20 da- bahsediyor, kika görüş türülmüşlerdi ve bu esna- da yanlarında hep bir gardiyan bu- lunmuştu. Kaldı ki onların suçlan si- yasi değildi ve bir emniyet mülaha- zası bahis mevzuu sayılmıyordu. Burhan Apaydın, düşüklere gaze- te verilmesini, muhabere imkânları- nın sağlanmasını da istedi. Hele so- Başkan kendisini güç hâl yerine gönderebildi. Fakat bu sefer ortaya, düşükle- rin kendileri çıktılar. Bir mikrofon görünce.. j5 teşebbüs Zeki Eratamandan gel- di. Tekirdağın bu düşük milletve- yerinden işaret etmek suretiyle söz istedi. Başkan müsaade verince salonun önüne doğru ilerledi, sanık- lara ayrılmış bulunan mikrofonun ö- nüne geldi Fakat aynı esnada, öte- ki konuşma meraklısı, Burhan Apay- dın söze başlamıştı. Erataman kena- > Ap bay düşüğe gidip oturmasını emret- Düşük Bayar Yüksek Soruşturma Kurulu önünde Zülüm makinesi hesap veriyor AKİS, 17 EKİM 1960