YURTTA OLUP BİTENLER . lunduğu geleneği o kaybetmesinden ileri geliyordu. Siyasi faaliyetin her- kes için durdurulmuş bulunması bel- ki maküldü, ama onbeş yılın gelenek- lerini kılıçla keser gibi alıp atmak elbetteki imkânsızdı. İş çevreleri de bir bekleyişin huzursuzluğu içindey- di. Devrin normal devir olmaması pek çok tasavvuru aksatıyordu. D.P. nin ezici mirası tasfiye edilip seçim- le bir iktidar işbaşına gelinceye, yâ- -ni Bayar - Menderesin soysuzlaştır- dığı siyasi hayat normal şekliyle av- det edinceye kadar bunun böyle sü- receği muhakkaktı. Sâdece, yıpran- ma kanunu tesirini biraz daha fazla gösterecek, o hoşnutsuzluk daha açık şekilde ortaya vurulacaktı. Nitekim geçen haftanın içinde bir gün baş- kentin nüfuzlu simalarından biri, derece samimi bir şekilde "İşlerin, tadı kaçıyor" demekten kendisini alamadı İşte, Milli Birlik Komitesi çevre- leri böyle bir konjonktür içinde İsti- şari Meclis fikrini ciddiyetle ele aldı- lar ve 27 Mayıstan üç ay sonra esaslı bir intikal devresinin açılması hazır- lıklarına başladılar. Açıklığın fazileti Fikir yeni değildi. Milli Birlik Ko- kuvvetleriyle paylaşmak bundan Ur süre önce Zira Komite bu kuvvetlere rak, onların temsilcisi sıfatıyla mem- leketin mukadderatına el koymuştu. Ordu, bu kuvvetlerden sâdece biriy- di. Onun yanında Bayar - Menderes rejimiyle savaşmış milli siyasi parti- ler, namuslu politikacılar, medeni ce- saret sahibi müesseseler, ateşli genç- lik ve onları sinesinde barındıran Üni- versite vardı. Gerçi Ordu ve Üniver- sitenin hoca kadrosu mesuliyete baş- tan iştirak ettirilmişlerdi. Fakat ö- tekiler âtıl duruyordu. Bilhassa, ya- rın normal siyasi hayat avdet etti- ğinde memleketin idareci kadrosunu sağlayacak olan siyasi partilere am- me hizmetlerinden el etek çektirilme- si artık faydalı değil, zararlı hale ge- liyordu. İşte, İstişari Meclis bütün bu mahzurları ortadan kaldıracak, hem Milli Birlik Komitesinin işlerini kolaylaştıracak, hem memleket dâ- valarının millet önünde müzakeresini mümkün kılacak, hem de yarınki Türkiyemizin temellerini atacak bir fikir olarak süratle taraftar buldu. Milli Birlik Komitesinin yanında bir İstişare Meclis kurulacaktı. Bu Mecliste Barolar, Üniversite, mes- lek teşekkülleri, temsil edilecek ve böylece bütün fi- kirler orada kanalize olacaktı. nunları, çizilmiş esaslar dairesinde İstişari Meclis metin hâlinde hazırla- 8 yacak, bunların üzerinde orada açık müzakere cereyan edecekti. İstişari Meclisin teşrii sıfatı oelbette ki bu- lunmayacaktı. Oradan geçen tasarı- lar Milli Birlik oOKomitesine gelecek ve orada kanunlaşacaktı. Zira istişa- ri Meclis seçim yoluyla değil, tâyin suretiyle kurulacaktı. Daha doğrusu Milli Birlik Komitesi tarafından kon- tenjanlar ayrılacak ve kontenjanlar alâkalı müessesselerce doldurulacaktı. Meselâ C.H.P. için otuz üyelik mi uy- gun görüldü? C.H.P. kendi otuz üyesi ni bizzat seçerek İstişari Meclise gön- derecekti. Barolar yirmi üyeyle mi katılacaktı? Barolar bunları tesbit edecekti. Meclisin toplantıları aleni olacaktı. Bütün fikirler serbestçe tar- tışılacak, oy ka bulunmadığın- dan meseleler ciddiyetle ve saf mem- du: Bugünkü Geçici Devre ile ya- rınki Devamlı Devre arasında kolay kolay atılmaz bir köprü kurulacak, bugün milletçe girişilecek (o hamleler yarın oy Kaygısına düşmüş azılı po- litikacılar tarafından hasır altı edile- meyecekti. Sağlam bir bağ Hakikaten, o katılacakları İstişari Mecliste -B.M.M. binasının büyük salonunda çalışacaktı- siyasi partiler her meselede görüşlerini açıklamak zorunda kalacaklar, böylece oportü- nizme paydos denilecekti. Partiler, tek kelimeyle angaje olacaklar, ya- rın başka söz söyleyip başka türlü davranma imkânını (o kaybedecekler- di. Meclise, gerekirse, bir İnönü ge- lecek ve meselâ Toprak Reformu mevzuunda partisi adına sarih beya- T.B:M.M. binası Yeniden seslenecek leketçi duygularla ele alınacaktı. Ta- bii bu neviden bütün Meclislerde ol- duğu gibi İstişari Mecliste de zümre menfaatleri seslerini duyuracaklardı. Meselâ esnaf dernekleri (oesnafa ait vergileri indirmeye çalışacaktı. Tica- ret Odaları nalım kendi taraflarına yontmaya çabalayacakta. Hattâ si- yasi partiler herkese (mavi boncuk dağıtma âdetlerini derhal terketme- yeceklerdi. Ama uyanık umumi efkâ- rın mürakabesi a üzerinde ol- duğundan bir defa ün bu cereyan- lar aşırı hâl alamayacak, üstelik bir- birlerini kolaylıkla ifna edeceklerdi. dan sonra, siyasi partiler daha rea- list görüşler ileri sürmek zorunda kalacaklardı. Ama işin asıl faydalı tarafı şuy- nat yapacaktı. Bu suretle herkesin ne düşündüğü bilinecekti. Ezanın a- rapça mı, türkçe mi okunması gerek- tiği neviinden hassas mevzularda da- bildirecekler ona göre not rdı. Bu su- retle aydınlarla konuşurken bir çeşit, köylere gidince bir çeşit konuşan po- litikacılar hangi ata oynamayı tercih ettiklerini belli etmek zorunda kala- caklardı. Doğrusu istenilirse, hedef olarak demokratik hayatı, çok parti- li sistemi ve serbest seçimi benimse- miş bir Geçici İdare için bundan iyi intikal sağlama yolu bulunamazdı. Bu hafta başkentte İstişari Mec- lis fikri süratle yayılırken Anayasa çalışmalarının süratlendirilmesi ve duruşmaların artık başlaması lüzu- AKİS, 17 AGUSTOS 1960