velâ, kendisine siklet farkı müstesna "Hık. demiş, burnundan düşmüş"çe- sine benziyen oğluyla (ciddiyetle ve vekarla kucaklaşmıştı. e Arkasından da hallerini hatırlarını sorduğu ve kendisine 100 kadar buket veren is- tikbalcileriyle teker teker, askerce el 1. Kalabalık EN şimdi im fakat fırsat bekl D.P. devrini artık mazi öz İaksılama örenlB- rinin bazı gedikli müdavimleri de dikkati çekiyordu. Bunlar kuşkulu ve tedirgindiler. Fakat Ortada görün- i alamamışlardı. hanettin Uluçun nazarlarından ırak durmak ihtiyatlılığını gösterecek ka- dar da zeki davranıyorlardı. Zira U- luç ei böylelerini herkesin ö- nünde iyice sıvayıp rezil ederek kov- duğu tecrübelerle sabitti. Buna rağ- men D.P. ileri gelenlerinden çeşitli suiistimal ihbarlarının ohedefi Raşit Gökkaya, Bayar - Menderes rejimi- nin ateşin ve hulüskâr organı meş- hur Teni Asırın patronlarından Şev- ket Bilgin ve yanar - döner Şeref Bal- kanlı en fazla göze çarpanlardı. Hele İzmir Belediye Başkanı Kurma bay Safa Poyrazın münfesih İl Genel Meclisi âzası ve 1050 sonran milyo- nerlerinden Gökkayanın yanına gi- dip elini sıkması, soğuk duş tesiri yaptı. Tarihi önceden belli tefti Gürsel altmış otomobillik bir korte jin Önünde Cumaovası Hava Ala- nını İzmire bağlıyan 18 kilometrelik geniş asfalt yolu katederken, güzer- boyunca toplanan halk tarafın an sık sık önü kesildi ve coşkunluk la alkışlandı. Muttasıl ogülümsüyor ve selam veriyordu. Bir ara, gözüne çarpan iki devâsâ dövize dikkatle baktı. 40 kadar boş steyşin dolmuş- tan ikisinden uzatılmış dövizlerdeki ibareler şunlardı: "Biz üvey evlât mıyız?", aşam, derdimizi yüksek makamlara duyuramadık, sizi bekli- yoruz". Ağır bir darbe yemiş olan steyşin dolmuşçulardan bir kısmı İz- mir Belediyesine duydukları iğbirarı ifade için Cumaovası Hava Alanına giderlerken, Seydiköy ile Karabağlar arasında trafik memurlarınca alıkon- muşlardı. İnsanı ağlamakla gülmek arasın da bırakan bir olay, fanatik D.P. li- lerin yuvası Eşrefpaşanın (o Yağhane kesiminde cereyan etti. Cemal Aga- nın gen önü Kesilerek ve maharet- le "oldu bitti" Ni ya bir koyun kurban edilive Varyantta İktisadi ve Ticari İlim- ler Akademisi Yurdu önünden geçi- lirken, kimsecikler olmamasına rağ- en Gürsel eğilerek boş binayı se- AKİS, 24 AĞUSTOS 1960 lâmladı. O sırada tesadüfen kapı 6- nünde bulunan başı çıplak bir yaşlı kahveci, şaşkınlıkla karışık bir hay- ranlıkla elini alnına götürdü ve selâ- ma mukabele etti. Gürsel, daha önce bir konuşma yapacağı ilân edilen Konak Meydânı- na vardığı zaman beş bin kişi tara- fından içten gelen tezahüratla karşı- landı. Şimdi tâbi bulunduğu bir bin- dirme ameliyesinin yarısı tamamlan- mış olan Konak Meydanı pırıl pırıldı. Köhneleşmeğe yüz tutan Vilâyet Ko- nağı tarafındaki yansının betonlama işlerinin son rötuşları, sabahın erken saatlerinde başlıyan tozkoparan faa- liyetle bitirilmişti. Tarihi önceden belli teftişlere o antrenmanlı Poyraz, şehrin çekirdeği Konak Meydanına ulaşan ve kesif tozundan İzmirlilerin gına getirdikleri yollan da sulamağı YURTTA OLUP BİTENLER Gürselin hitabet formu mükem- meldi. Tempolu "Ya, ya, ya, şa, şa, şa, Cemal Paşa çok yaşa!" nakaratı arasında verdiği demecin bilhassa son kısımlarındaki şu samimiyeti şüp he götürmez paragraf, ruhlara ve düşüncelere ferahlık verdi: ” übarek millete özlediği temiz, bir daha dejenere edilmez mü- kemmel bir idare mekanizması kur- maktayız. Bu mekanizmayı kurduk-, tan sonra, hükümetin ve devletin ida- yanın en bahtiyar adamı sayacağım". Cemal Paşa konuşurken dinleyici kitlesinin en gerisinden, tarihi saat kulesinin dibinden patırdılar gelmeğe başlamıştı. İzmirlilerin kıyasıya mü- cadelelerini destekliyerek sempati ile Gürsel Cumaovası Hava Alanında Yuvaya dönüş ihmal etmemişti. Böylece İzmirliler, Poyraz Belediyesine bazı vazifelerini hatırlatmış olduğu için, yakından ta- nıdıktan Cemal Agalarına katmerli minnettarlık duymağa başladılar. Bahtiyarlığa hasret Cemal Paşa Vilâyet Konağına müş- külâtla girdi. Bir inzibat Yarbayı- nın, gazetecileri oVilâyet Konağına sokmamak için giriştiği (teşebbüsler beyhude çıktı. Cemal Paşa demecine başlamak için Vilâyet Konağı balko- nunda göründüğü zaman taşkınlık son haddini bulmuştu. Gürsel daha önce Uluçun makamında subaylarla beş dakika kadar ahbaplık etmişti. İzmirliler gür sesli askeri dinlerler- ken 27 Mayıs sonrasının heyecanını iliklerine kadar bir daha yaşadılar. Bir kadın bayıldı, bir ihtiyar erkeğin de birkaç saat dili tutuldu, takip ettikleri steyşın dolmuşçular, otomobillerinin üzerine oçıkarak dö- vizlerini oGürsele tekrar göstermek için yırtınıyorlardı (Bk. AKİS, sayı: 313, İZMİR). Trafik memurları ge- ne müdahale ediyor ve dövizleri in- dirtmeğe çabalıyordu. bir süre konuşmasını keserek müna- kaşa ve mücadeleyi takip etti. Uluç derhal yanındaki bir memurla haber göndererek o steyşın (o dolmuşçuların rahat bırakılmalarını emretti ve sü- künet iade olundu. İtina ile hazırlan- mş dövizler, eh göz alıcı şekilde ye- niden yükseltildi. Cemal Paşanın Vilâyet Konağın- dan ayrılabilmesi gene fevkalâde müşkül Mile Sevgi ve bağlılık gös- n hadde varmıştı, Gürsel Uluçun makam otomobili 00 001 plâ- ka numaralı siyah Cadillac'a binmek 19