Bu hafta, başkentte öğrenilen ha- kikat ş ye gelmiş ve -orası açıklamada mev- cut değildir ama, kolaylıkla tahmin olunabilir ki- âdeti veçhile sağ elini beline dayayarak Grup azalarına, bilhassa Hüseyin Ortakçıoğluya bak- mış ve tam bir küstahlıkla şöyle de- miştir: " — Safa Kılıçlıoğlunun otomobi- linin memlekete getirilmesi için ben emir verdim. Doktor Mükerrem Sa- rolun otomobilinin memlekete sokul- ması için ben emir verdim Grup bu sözler karşısında tam bir sessizlik içinde kalmış, Ortakçıoğ- lu dahil hiç kimse itiraza kalkışma- mış, fakat -ne kahramanlık!- Mende- resin bu çıkışını alkışlayan da olma- mıştır. Açıklandığına göre Safa Kı- lıçlıoğlunun normal bir otomobilin tam üç misli değerindeki Lincoln marka kaptıkaçtısı için müracaatı o zaman müsteşarlığım Cihat trenin deruhte ettiği Ticaret Bakanlığı ta- rafından reddedilmiş, fakat tepeden altında kalmamış, gazetesinde Baş- bakanı halkın nazarında (o bugünkü mevkiine çıkaran yayın taktiğinin şampiyonluğunu yapmıştır. Teni Sa- bah bir gün İstanbuldaki nakil vası- talarına zam yapılacağı o haberini mış, İstanbulluların karşıdan karşıya ancak Menderesciğin sayesinde aynı fiyata geçebileceklerini (o duyurmuş- tur. Bunun basit bir propaganda tak- tiği olduğunu anlayamayanlar tabii bu neviden bütün melanetlerin başı Menderese hayır duası etmekten ken- dilerini alamamışlardır. Nitekim "İs- tanbulun imarı" denilen facia başla- dığında da "Lincoln'lu Adam" Kılıç- loğlu gazetesinde bu âfetin methiye- sini yapmış, bugün hürriyet türküle- ri, çağırmaktan zerrece fütur duyma- yan profesör fıkra yazarı Siyavuşgil Fatihleri nümerotaja tâbi tutmuş, hattâ Kılıçlıoğlu sonradan C.H.P. mil- letvekili olan temiz Esat Mahmut Karakurta bile bu mevzuda methiye- ler kaleme aldırabilmiştir. Karşılıklı hizmetler oböylece sü- rüp gitmiş, Menderes sefa arkadaşı- na lütufların en büyüğünü yapmış, o- nun matbaadaki yemek masasına bir Arap -Düşününüz, Arap! Yok, ta Menderesin milletten değil ama in- sandan anladığı muhakkaktır- Baş- bakanını, Nuri Saidi götürmüş, orada Mektup Benim, başvekilim, Dün refikam yanımda idi. da geçen muhavereyi — Bu kadar iş mak.... seni seviyor. aşımı emniyetle salladım: — Eve ... — Neden! — Çünkü, izah ettim: — Bu bir yaradılış meselesidir de Güzide ... insan doğmuş. Bak, İsmet Paşaya: var, ama, kalbi yok/-. gü zaman, yaveri: verinin yüzüne bakarak sormuş: değil mi Adnan beyfendiciğim, ne korkunç... şının yanaklarını okşayan parmaklarına Vallahi o parmaklar, ik Paşa geldi: ie yemin ederim, sizin ilâçları Kadar şifa veriyor. arasında . seni va (Gözleri nemli nemli daldı, ml Ziya, dedi, benim kendisini ne kadar çok sevdiğimi telefonlarınız Ji efendim benim akşam yine beni bahtiyar ettiniz. Ankara arıyor dedikleri saman Muzaffer bey ile o konuştu. Dönünce, aramız aynen yakar , . sıhhatini sordur- Adnan bey ünmek biliyor. O, iyi insan, büyük “kültürü var, Zekâm var, Cevat Abbas ölmüş” demiş, İsmet Paşa, e bir hayretle ya- "O yaşıyor muydu Ne korkunç, Bugün, ça Bölükba- baktım, da aklıma Kuyucu bir hamlede yanaktan gırtlağa bana lâakal doktorların Başka birisine olsa söylemem. Hissimi gülünç bulur. Ama, size bu duygumu benden iyi anlayacağınız için Hiç tereddüt etmeden yazaca' gım: 25 Temmuzda Afganistana gidiyorsunuz diye on gün Ankara aramayacak! üzülüyorum! Beni Benim aziz Başvekilim, size sıhhat, saadet ve milletçe bahtiyarlığımız olacak bahtiyar günler diler, en samimi, gularını o tazimlerimle arz ederim. Not: * 19 Temmuz Bayram günü çıkacak (Akbaba için, en sâdık ve minnettar duy- Ortaç cidden beğendi- gim bir kapak mevzuu buldum. Ressama dün sipariş ettim: İsmet Paşa ayakta, Kasım. Gülek çarıkları ayağında, çoban. Lejandı şöyle: Muhalefet birleşiyor — Gazeteler Gülek— lütfi, o Osman Bölükbası ..oyun.... mıyla dünya meselelerini tartışmak suretiyle keyiflenmiştir de, keyiflen- miştir.. -Dünya meselelerini Kılıçlı- oğluyla tartışan devlet adamlarından biri hâlen ahrette, öteki Yassıadada- dır-. Buhaftanınbaşında başkentte Menderesin D.P. Grubundaki "asil tavır"ı hiç Ur tevil (o götürmeyecek tarzda açıklandığında herkes Dr. Sa- rolu, istemeye istemeye takdir etti. Hiç olmazsa o, efendisini Yassıadada takip etmişti. Ya sefa arkadaşı? O. gazetesinde aynı Menderese küfür ediyor, onu kötülüyordu. Gerçi suyun altındaki oyuna sütunlarını açmak suretiyle yarın "Ben vazifemi yap- tm" demek şansım elinde tutuyor- ma bu yarın, Kılıçlıoğlunun bü- ua Kılıçlıoğlubiryabanadevletada- tün ümidinin aksine bir daha gelme- Fethi Çelikbaş, Fevzi Jşte Paşam, kurbanlarımız! yecek, Yeni Sabahın kapılarından içe- ri bir Başbakan daha girmeyecekti. Zira Türkiyede artık, -inşallah-, Menderes gibi Başbakanlar hüküm sahibi olmayacaklardı. Ödenen borç Cefa arkadaşıyla ideal arkadaşının otomobil hikâyeleri bu hafta dü- şük Başbakanın suç hanesine kayde- dilirken Menderese gönderilen ÜÇ mektup sâdece kahkahalara mevzu oluyor, fakat bir karakter teşhirin- den başka mâna taşımadığından mu- ameleye konmuyordu. Bunlar mâruf ve muteber Akbaba mecmuasının sa- hibi Yusuf Ziya Ortaç tarafından düşük Başbakana gönderilmişti. Or- taçın adı ilk defa Söz dergisi tarafın- dan yayınlanan "Örtülü ödenekten AKİS, 24 AĞUSTOS 1960