Cemal Paşa, limonata içerek ve parmaklarıyla kopardığı gofreti yi- yerek öğretim üyeleriyle uzun boylu hasbıhal etti. Öğretim üyelerinin ik- ram ettikleri Harman sigaralarını, uzatılan kibrit ve çakmak alevleri ile kirpik ve gür kaşlarını oyanmaktan Korumak için baş çalımları yaparak ateşledikten sonra derin derin içiyor- du. Cemal Pasa ve kendisine refakat eden kalabalık, ihtilâl 1. şarmış Ur zümrenin o tahammül fer- sa kasıntılı ve çalımlı tavırlarından eser yoktu. oFevkalâdelik, eski alış- kanlıklarını hâlâ unutamamış öğre- tim üyelerindeydi. Eli ekseriyetle yü- zünde ve bilhassa kartal burnunda dolaşan Gürsel, sâde kahvesini de iç- tikten sonra tekrar Karşıyakaya yö- neldi. Cemal Paşa Profesörler Oda- sında hasbıhaline devam ederken, ya- verlerinden Binbaşı Cemal Bilgiç ga- zetecilerle yarenlik ediyordu. Bilgiç Devlet Başkanına gelen ve "Şu çir- kef AKIS"in kapatılmasını talebeden -tabii ki imzasız- bir mektuptan bah- setti. Şahin bakışlı ve esmer genç Binbaşının çıkarabildiğine göre mek- tubun kaligrafisi bir kadınınkini an- dırıyordu ve büyük bir ihtimalle sa- kıtlardan birinin eşi tarafından kale- me alınmıştı! "Çalışalım, çalışalım, çalışalım!" Aynı gün Karşıyakanın İskele Mey- danını gene beş bin kişilik bir top- luluk lebabep (o doldurmuştu. Cemal Paşa. İzmir Türk Kültür Derneğinin açılışım yapacaktı. Memlekette bir eğitim seferberliği ilân eden Devlet Başkam Hazine tarafından verilen eski muhteşem Halkevi binasının 6- nüne geldiği zaman, İngiliz müstem- lekelerindeki güvenlik kuvvetlerinin üniformalarım andıran beyaz kıyafe- te bürünmüş mantar şapkalı İzmir Belediyesi Bandosu Harbiye Marşını çalmağa koyuldu Halk eşine ender rastlanabilecek bir tezahürata başla- mıştı. Yaver Türsan şoför mahallin- den fişek gibi fırlayarak otomobilinin kapısını açtığı zaman, Cemal Paşanın kolundaki eski "Tissof saat tam 18'i gösteriyordu. o Bayraklar ve palmiye dallarıyla bezenmiş İzmir Türk Kül- tür Derneğinin balkonuna çıkan Gür- sel, hazırlanmış mikrofonlara yakla- şarak, "Mutlaka iyiye doğru gitmek azim ve emelindeyiz" dedi. Kendisi, üç gün önce Genel Merkezini Anka- rada açtığı Türk Kültür Derneğinin milli hayatımızda ilerletici ve uyarıcı mühim roller oynayacağına inanıyor- du. Cemal Aga iki gündür içine do- lan büyük ıstırabı da ifade etti. İzmir civarındaki ormanlar sekiz yerden ateşe verilmişti. Halkı cehaletle mü- AKİS. 24 AĞUSTOS 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Kültürparktaki "Hürriyet Heykeli" Ebedileşen cadeleye davet ettikten sonra tees- sürle, "Bir ağaç yakmanın bir insan yakmak kadar kötü olduğunu halkı- mıza Öğret eli diye haykırdı, Cemal Paşa, salona döndüğü za- man, saplı kupalar içinde serinletici eliyle bir Samsun sigarası tüttürür- ken, "Kültürsüz toplumlar bir sürü olmak kaderinden o kurtulamazlar" ibaresini, 22.5 liralık yeşil - siyah renkli "Pelikan" dolma kalemiyle yazdı. Arkadan bir hanımın "Paşam elinizi sıkmağı arzuluyoruz" diye a- tılmasıyla hücum başladı. Evvelâ ha- nımlar, sonra beyler tek sıra halinde geçit resmi yaparak el sıktılar. Gür- sel aynı zamanda hanımlara, "Siz de burada çok çalışacaksınız, değil mi?" Sualiyle (o tenbihatta (bulunuyordu. Gürsel en fazla, Türk kültürüne kocasıyla birlikte geniş (hizmetleri dokunan İzmir Amerikan Kız Kolle- ji Müdiresi Mrs. Lynda Blake ile alâ- kadar oldu. O kendine has tatlı kaş çatmasıyla, saçları beyazlaşmış Mrs. Blake'i arkasından takdirle süzdü. Bu arada orta yaşını aşmış, mü- balâğalı makyajlı iri bir hanım, bir kolundan kavradığı kendinden cüsse- li bir adamcağızı Cemal Paşaya doğ- ıu sürüklüyor, diğer eliyle de onu bu- nu iterek bir buzkıran (o haşmetiyle e Adamcağızın mukave- i para etmiyordu. Kendilerini Halk Eğitim Derneği mensupları o- larak tanıtan hanımla oadamcağız, İzmir Radyosunda yapacakları ko- nuşmaları fırsat bulabilirse dinleme- sini Cemal Paşadan istediler. Zaten başka türlü konuşmasına imkân ol- mıyan Gürsel, "Dinliyeceğim" dedi. mücadele Adamcağız o gün saat 19.30 da, ha- nım da müteakip cuma aynı saatte mikrofona çıkacaktı. Ne vardı ki o gün saat 19.30 da Cemal Paşa Karşı- yaka Klübündeydi ve müteakip cu- ma da ya İstanbul veya Ankarada olacaktı. İzmir Radyosunu Ankara ve İstanbuldan dinlemeğe ise imkân yoktu. Gazeteciler her toplulukta | numaralı kadın olmak o sevdasındaki hanımın ismini öğrenmek istediler. Bir başka, fakat çok daha basit ha- nım "Yazıp ta ne yapacaksınız?" de- di. Bir muhabir "Alay edeceğiz" şek- linde takılınca, bu sefer hanım hışım- la "O halde yazın, ev sahibemdir, beni iki defa mahkemeye vermiştir" dedi. Cemal Paşa, Türk Kültür Derne- ginin İzmir Şubesini açmak vazifesi- ni eski dostlarından gazeteci Süha Sükuti Tükele vermişti. Tükel de ilk ağızda otuz kurucu ile faaliyete geç- mişti. Açılış töreninin en calibi dik- kat olaylarından biri de, gazeteci Or- han Rahmi Gökçenin, 27 Mayıstan önce geçinemediği Vali Muavini Sadi Kâzım Süerle canciğer arzı endam etmesi oldu. imdi A.A. nın İzmir Müdürlüğüne getirtilen Gökçe,. mu- ln ki en şanslı C.H.P. liydi. Zi- 27 Mayıstan sonra devletten ilk vazifeyi kapabilen C.H.P. li, mücade- leci başyazar Gökçe olmuştu. Cemal Paşa, akşam yemeğini es- kiden müdavimi olduğu Karşıyaka Klübünde bezik ve briç arkadaşlarıy- la yiyerek hatıralarını yâdetti. Milli İnkılâp hareketi olmasaydı, Gürsel bir emekli General statüsüyle vakti- nin e Karşıyaka Klübünde geçirec Gil İzmirde yaptığı birbirin- den güzel ve oturaklı, kısa ve özlü 21