TI YA Paris Milletler Tiyatrosu B-' yıl ilk defa katıldığımız Pariste- ki Milletler Tiyatrosu, Türk sanat- kazandıkları bü- okuyucularımı- zın merak ve ilgisini çekmiş olmalı- dır. Onun için konuda, gene bu sahi- felerde daha önce verilmiş olan bilgin- leri genişletmek, Milletler o Tiyatro- sunun nasıl doğduğunu, nasıl gelişti- ğini, bilhassa bu yıl nasıl bir faaliyet gösterdiğini bize ait temsillerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini açıkla- mak faydasız olmıyacaktır. Milletler Tiyatrosu, henüz dördün- cü mevsimini bugünlerde okapatmış olmakla beraber, fikir olarak 28 yıl- lık bir geçmişe sahiptir. Daha 1922 de Jacgues Hebertot, Cihamps- Elysees tiyatrosunda yabancı tiyatro trupla- rına kendi dilleriyle temsiller verdir- meğe başlamıştı. Bu o temsillerden Stanislawski tiyatrosunun oynadığı seyircileri üzerinde tesirler bı- rakmış, o zaman henüz genç bir ti- yatro heveslisi olan şimdi fransız lirik sahnelerinin ve Milletler Tiyat- rosunun genel müdürü - A.M. Julien'i de milletlerarası bir (o tiyatronun lü- zum ve ehemmiyetine inandırmıştı. 1924 de büyük sanatkâr Firmin Gemler "Evrensel Tiyatro Derneği" adını taşıyan bir topluluk kurmuş ve 1927 de bir "Tiyatro Festivali" ter- tiplemişti. Bu festivale Belçika, Da- nimarka, İngiltere, Hollanda ve Rus- ya katılmış, ünlü İngiliz kadın sanat- kârı Sybil Thorndike bu O festivalde Bernard Shaw'nun "Jeanne d'Arc'"ını oynamıştı. Fakat Pariste devamlı bir "Milletler Tiyatrosu" kurulması için daha bir çok denemelere, çalışmalara girişilmesi ve uzunca bir zamanın geçmesi lâzımdı. Hayalden hakikate İM adım A.M. Julien'in Paris bele- diyesini Sarah Bernhardt tiyatro- sunda bir tiyatro festivali tertipleme- ge ikna etmesiyle atıldı. Bu festivale dünyanın bütün memleketleri en seç- kin kadroları ve o eserleriyle katıla- caklardı. 9 haziran 1954 de ilk "Paris Festi- vali" açıldı. 11 milletin katıldığı bu ilk festivalde İtalyayı temsil eden Cino Cervi'nin "Cyrano"su, Doğu Almanyayı temsil eden "Berliner Ensemble"ın B. Bercht'den oynadığı "Mutter Courage" büyük ilgi uyan- dırdı. Ertesi yıl Paris Festivaline ka- tılan milletlerin sayısı 21 e çıkmıştı. Bunlar arasında Londra'nın Works- 34 TR O hop tiyatrosu varlığını bütün dünya- ya -hattâ kendi yurduna- bu festival- de kazandığı başarı ile kabul ettir- miş oldu. Yunan milli tiyatrosu ile Pekin operası da o yıl Pariste büyük rağbet gördüler. 1955 de ikinci Paris Festivali de- vam ederken, Dubrovnikte toplanan Milletlerarası Tiyatro Enstitüsü ö- nemli bir karar suretini kabul, ediyor ve Fransız hükümetini Pariste bir "Milletler Tiyatrosu" kurmaya da- vet ediyordu. Böylece Milletler Tiyatrosu ( fikri olgunlaşırken. 1956 da üçüncü Paris Festivali (o 18 milletin o tiyatrosunu Fransız başkentine getirdi ve, Boc- hum tiyatrosunu o yıl bütün dünyaya tanıttı. Sartre'ın "Le Diable etle Bon Dieu"sünü oynıyan bu Alman tru- punda iki büyük o sanatkâr dikkati çekmişti: Rejisör Hans o Schalla ile komedyen Hans Messemer. Ertesi yıl devletle belediyenin ver- meği kabul ettikleri tahsisatla Millet- ler Tiyatrosu gerçekleşme yoluna girmiş oldu. 27 mart 1957 de Millet- ler Tiyatrosunun ilk mevsimi, açıldı. 22 temmuza kadar süren bu ilk mev- simde, ölen büyük tiyatro adamı B. Brecht'in hâtırası anılarak "Berliner Ensemtole" tarafından, "Galile'nin Hayatı" adlı piyesi ooynandı. Bunu Stradford'daki Shakespeare tiyatro- sunun, Laurence Olivier ve Vivian Leigh'nın iştirakiyle verdiği ve Peter Brook'un sahneye (o koyduğu Andronicus" takibetti. (Amerikan milli tiyatrosu da (-A.N.T.A.-) Frede- rok March'ın iştirakiyle E. O'neil'in "Günden Geceye"sini oynadı. e 4. mevsimini kapatmış o- lan Milletler Tiyatrosu 18 milletin ti- yatrosuna sahnesinde yer verdi. 15 marttan 13 temmuz kadar süren 4 aylık faaliyet içinde Fildişi sahilleri, Senegal ve Sudan halk oyunlarıyla Afrika (omilletleri, Koreliler, dans gruplarıyla Filipinliler, deneme tiyat- rolarıyla Brezilyalılar, halk dansları ve Pire tiyatrosunla Yunanlılar, Mil- li rakslarıyla Hintliler, baleleriyle Hollandalılar ve İngilizler, Düsseldorf tiyatrosu ve Frankfurt operasıyla Batı Almanya, "Berliner Ensemtoie"ı ile D. Almanya, Eduardo de Filippo ve Ca'Foscari topluluklarıyla İtalyan- lar, Viyana Oda Operasıyla Avustur- yalılar, Workshop ve Jouth tiyatro- larıyla İngilizler, operalarıyla Belçi- kalılar, A.N.T.A. ile Amerikalılar, milli tiyatrolarıyla İrlandalılar, İran- dık. lılar ve biz katıl Bıraktığımız u faaliyete ilk ef katılan tiyat- muzun Pariste bıraktığı tesir, bü- tüniyle şüphe yok ki çok müsbettir. Tiyatromuzu tanımayan, Cumhuriyet devrindeki gelişmelerinden haberi ol- mıyan Batılılar tiyatromuzu bu alan- da geri kalmış Orta Doğu ve Doğu milletlerinin tiyatrolarıyla mış, aynı seviyede sanmış olmalılar, ki programda halk danslarımıza da yer vermekte fayda (görmüşler ve umumi alakayı Paris seyircisi için yeni bir çeşni taşıyan halk oyumları- mızla olsun tatmin etmeği (o düşün- müşlerdir. Bu düşüncelerinde ne kadar yanıl- dıklarını "Kral Oidipus" temsilini gördükten sonra anlamış oldukları muhakkaktır. Nitekim ikinci temsi- limiz olan "Hürrem Sultân"da -da- vetli sayısı büyük bir yekün tutmıyan bu temsilin- bütün biletleri satılmış- tır. Bunlar hepimizi sevindiren, Paris gibi önemli bir sanat merkezinde ti yatromuzla ilk defa (karşılaşan ya- bancı sanat adamları tarafından tes- lim edilmesinden iftihar duyduğumuz 'gerçeklerdir. Yanlız üzerinde durul- masında fayda gördüğümüz tenkld- ler de vardır. Bunları da şöyle hülâsa edebiliriz: oyun tarzımız ağır ve faz- la muhafazakârdır, hatta Paris için eski oO(Comedie-Française ve Odeon temsillerini hatırlatacak kadar -bun- lar yazılmıştır- yenilikten, cesaretli denemelerden uzaktır. Bu tenkidler- den, Carl Ebert'den beri değiştirmek rolarıyla Kolombiyalılar, halk tiyat- lüzumunu duymadığımız oyun tarzı- SÜMER BANK Şubeleri Satacakları Hürriyet istikrazı Tahvillerinin Hiçbir Ücret almadan muhafazasını kabul eder. Sümerbank bu konuda da emrinize amadedir. AKİS,2 o TEMMUZ 1960