Hükümet Gayretkeşlik Gecen haftanın sonunda pazar günü saçları seyrek, sportmen o yapın bir genç, İsrailin ünlü raketi Davit- manın en kritik anda topu fileye tak- masına bile aldırmadan Tenis Klübü- nü kapısına koştu. Kapıda bilet kes- mekle vazifeli çok güzel iki genç kı- sın yanına sokuldu ve: "- Ne zaman geliyor Cemal Pa- -a? Haber verin de oyunu durdura- lım" dedi. Sportmen yapılı genç bir vazife- liydi. Final maçının heyecanını bile Bastıracak bir heyecana okapılmıştı. Pek az evvel Devlet Başkanı Cemal Gürselin Ankara Enternasyonal Te- nis Turnuvası finallerine geleceği öğ- lenilmiş ve son derece çekişmeli ge- çeri müsabaka dolâyısiylâ çit çıkma- yan kortta bir telâştır başlamıştı. Sağa sola koşuşuluyor, koltuk tem- hirie ouğraşılıyor, General Gürseli karşılamak için eski alışkanlıkların verdiği bir gayret sarfediliyordu. Devlet Başkanının yeri hazırlan- dığında saat 17 yi gösteriyordu. O- yunu durdurma gibi dahiyane fikrin tartışılmasına da lüzum kalmamış, müsabaka sona ermişti. Devlet Başkanı Gürsel saat 17.15 sıralarında Klübün modern mimari tarzında inşa edilmiş kapısından içe- ri girdi. Kapıda bekleşenler ilk ba- kışta Başkan Gürseli tanıyamadılar. Onlar şapkası hafifçe yana yatmış, iri yapılı bir general (bekliyorlardı. Kapıdan içeri giren adam dinçti, ba- bayani tavırlıydı. Ama heybetli gö- rünüşünden eser yoktu. Gürsel İnkı- laptan bu yana ilk defa sivil alarak halk arasına karışıyordu. Kapıda bekliyen o karşılayıcıların o şaşkınlığı bundandı. Devlet Başkanının üzerin- deki elbise gri renkteydi. Mütevazi bir kumaştan ve mütevâzi bir terzi- nin elinden çıktığı belliydi. Yakaları az kolalanmış beyaz bir gömlek giy- mişti. Yanında Ankara Valisi Gene- ral İrfan Baştuğ bulunuyordu. Vali resmi elbiseliydi; Gürseli satışın, ya- kışıklı bir deniz subayı takip ediyor- du. Tenis Klübü idarecilerinim telâşı arasında General Gürsel ağır ağır o- turacağı yere ilerledi. Kort bir anda alkış sesleriyle kaplandı. Ne var ki alkışlar birden bıçak gibi okesilm. Şak şak tutanlar Devlet Başkanının son günlerde bu gibi karşılayıcılara yaptığı muameleyi ve ettiği nasihat- leri gazetelerden okumuşlardı. İşin garibi, Gürselin şakşakçılıktan Hoş- lanmadığının aynı anda akıllarına gelmesiydi. Ancak iş bununla bitme- AKİS, 20 TEMMUZ 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Cemal Gürsel Tenis maçlarını takip ediyor Huylu di. Gürsel oturunca, Generalin yakı- nına düşme mücadelesi başladı. Bu- nu Vedad Abut büyük bir meharetıe kazandı ve Başkan Gürselin fotoğra- fını çeken foto muhabirlerinin ekra- nına girmeye muvaffak olabildi. Gürselin hemen önünde Ekonomi ve Ticaret Bakanı Cihat İren ile esi oturuyordu, tren ve eşi müsabakaya çok evvelden gelmişlerdi. Hükümet üyelerinden ikincisi oOAdalet Bakam Abdullah Pulat Gözübüyüktü. Baş- kanının Boluna düşüyordu; Araların- da birkaç sıralık mesafe vardı. Gür- sel Çift Erkekler finalini alâka ile takip etti. Gene kısa süren alkışlar arasında siyah Cadillac'a binerek Te- nis Klübünden ayrıldı. Halısız pist.. Görselin Doğu seyahati opazartesi günü başladı. O gün sabahın er- ken saatlerinde (oOHava Kuvvetlerine ait bir uçak Etimesgut Hava Alanın- da hazırdı. Uçak Devlet Başkanı de- neral Gürseli evvelâ Erzincana, ora- dan da Erzuruma götürecekti. Saba- hın serinliğinde pistte uyuklar gibi duran uçağı uzaktan görenler böyle bir seyahatin obaşlıyacağına oölseler inanmazlardı. Etimesgut Hava Ala- nı normal bir çalışma gününe başlı- yordu. Bunun gibi pek çok uçak kal- kacak, inecekti. Hava Alanında tek fevkaladelik etrafta alınan sıkı niyet tedbirleriydi. Ancak bu emni- yet tedbirlerinin de enteresan tarafı vardı. Mesela nöbetçilere gazetecileri bile alana almamaları tenbih edilmiş- ti. Devlet Başkanının seyahati tanta- nasız, Saşaasız, sessizce başlıyordu. huyundan vazgeçecektir Gürsel ve o beraberindekiler saat 7.45 sıralarında Hava Alanına geldi- ler. Başkanla beraber Başbakanlık Müsteşarı Albay Türkeş ve Milli Birlik Komitesi üyelerinden Albay Fazıl Akkoyunlu seyahat edecekti. Evvelâ Erzincana, oradan aynı içinde Erzuruma gidilecekti; Erzu rumdan sonra Trabzona geçilecek, Trabzondan ise Sivasa hareket edile- cekti. Perşembe günü Ankaraya dö- nülmesi karalaştırılmıştı. Çift motörlü uçağın pervaneleri döndüğünde, alanda vazifelilerden başka kimse yoktu. Tek bir elin al- kış tutmadığı, sadece vazifeli subay- larm Devlet Başkanlarını askerleri selâmladıkları görülüyordu. T NN İnkılâp Borçlar hanesi Saçları kısa kesilmiş mavi Oo gözlü Kurmay Binbaşı, günlük bir ga- zete büyüklüğündeki omatbu kağıdı önüne serdi. Birinci hamur kâğıt bir istatistik bültenins benziyordu, Üze rinde inceli kalınlı çizgiler vardı; Ha- ne hane ayrılmıştı; Her hanenin üze- rinde bazı şeyler yazmakta ve bun- lara verilecek cevaplar için boş yer- ler bulunmaktaydı. Mavi gözlü genç Binbaşı kâğıdı inceden inceye tetkik etti. Gülümsiyerek yanındakilere " — Bunun borç hanesi yok mu acaba?" Birkaç saniye daha aradı ve ka- ğıtta borçlar hanesini buldu. Adetâ indi: sevındı: 17