DÜNYADA OLUP BİTENLER. ların başarabileceğini yavaş yavaş anlamağa başlar g Stevenson'un dediği gibi, Ameri- kanın da Hür Dünyanın da istikbali, belki de Kennedy'nin Nixon'u yenme- sine bağlıydı. Stevenson gibi büyük siyasilerin ve Galbraith gibi hakikati görebilen büyük iktisatçıların yardı- mıyla Kennedy şimdi mücadelesinin son safhasına atılıyordu. Amerikada- ki, Batı Avrupadaki, Asya ve Afrika- daki bütün hürriyetseverlerin duala- rı onunla beraberdi. Yunanistan , Hasis zenginler ygrükselde bir yıldan beri Müşterek Pazar Komisyonuyla Yunan De- legasyonu arasında cereyan eden mü- zakereler hâlâ neticelendirilememiş- tir. Bu müzakereler sonucunda orta- ya ancak 120 maddelik bir İştirak Andlaşması projesi ile daha halledi- lemeyen meseleler hakkında bir muh- tıra çıkabilmiştir. Müşterek Pazarla Yunanistan a- rasındaki görüş farkları üç nokta üzerinde toplanmaktadır: Yunanistan -pek haklı olarak- ümrük himayesi için 20 yıllık bir muafiyet talep etmektedir. Bu tale- be göre, Yunanistan 20 yıl süreyle gümrük tarifelerini (indirmeyecek, ancak 20 yıl sonra tarifelerini pey- derpey, indirmeğe başlayacaktır. Yu- nanistan sınai gelişmesini emniyet altına almak için bunu zaruri gör- mektedir. Müşterek Pazar ise, Yuna- nistanın bir intibak süresine ihtiyacı olduğunu kabullenmekle beraber bu sürenin 10 yıldan fazla olmasına ya- naşmamaktadır. Yunanistan, yine pek haklı ola- rak- zirai ihraç mahsulleri ve bilhas- sa tütünü için Müşterek Pazardan özel avantajlar istemektedir. Ayrıca tütün için Müşterek Pazar memle- ketlerinin her nevi gümrük resmini ilga etmesi diğer ihraç mâlları için ise geniş gümrük indirimleri yapıl- ması talep edilmektedir. Bunlardan başka Yunanlılar, Müşterek Pazarın belli yıllık kotalar içinde bu malları Yunanistandan almasını ve nihayet bu malların mübayaası konusunda uzun vadeli mukaveleler akdedilme- sini de teklif etmektedirler. Müşte- rek Pazar ise, bütün Yunan zirai ih- raç malları için sadece 2050 nisbe- tinde bir gümrük indirimi uygun gör- mekte, yıllık ithal kotalarını esas iti- bariyle reddetmekte, buna mukabil İhtiyaç nisbetinde uzun vadeli mu- kaveleler yapılmasını kabul etmek- tedir. Bu konuda, Müşterek Pazarı hasis davranmağa sevkeden sebeb- AKİS, 20 TEMMUZ 1960 lerden biri, Türkiye Tunus ve Fas gibi memleketlerin gözünü açmamak, öbürü ise İtalyanın, kendi zirai ihra- catını korumak için Yunanistana bu konuda hiçbir avantaj sağlanmama- sını isteyişidir. Yunanistan, ilk beş yıl için Müş- terek Pazarın Yatırım Fonundan, mevcut 5 yıllık planındaki sınai yatı- rımları finanse etmek (maksadiyle 250 milyon dolarlık bir kredi talep etmektedir. Buna karşılık, Müşterek Pazarın aynı devre için verip verebil- diği miktar sadece 50 milyon dolar- cıktan ibarettir! Yunanlılar, bu ha- sisliğin sebebini Almanyanın muha- lefetinde (o görmektedirler. o Atinaya göre, Almanlar Müşterek Pazar gibi bir milletlerarası teşekkül yerine, iki - taraflı anlaşmalarla Yunanista- na yardım etmeği tercih etmektedir- ler. Bu suretle Doğu Akdenizde eski- den olduğu gibi kendi iktisadi haki- miyetlerini kurmak niyetindedirler. Müşterek Pazarın gösterdiği bu büyük hasisliğe rağmen, Yunanistan yine de 1961 yılının birinci günü Müş- terek Pazarın bir ortağı olacaktır. Bir kere, geçen Marttan beri Sovyet- lerin Yunanistana attıkları çiçekler, Müşterek Pazarı bir miktar daha an- layışlı olmağa zorlamıştır. o Gerçek- ten, Başyoldaş Krutçef, kendisini zi- yaret eden Yunan (Milli) Muhalefet lideri (o Venizelos'a Sovyet Rusyanın Yunanistanın bütün ihraç mallarını satın almağa hazır olduğunu bildir- miştir. Buna karşılık da Yunanistan- dan Amerikalılarla (Oolan bağlarını gevşetmesini istemektedir. Yunanlı- lar bu teklife razı olmanışlarsa da Sovyetlerle yaptıkları temasları yi- ne de işlerine yaramıştır. Öte yandan, Müşterek Pazar Serbest Mübadele Bölgesiyle yapacağı (omüzakerelerde, Yunanistandan sonra Türkiye. Tunus ve Fasın iltihakı ile siyasi alanda bü- yük kuvvet kazanmış olacaktır. Yu- nanistanı kabul etmek sayesinde Müşterek Pazar diğerlerini teşvik e- deceğini hesaplamaktadır. Müşterek Pazarın bu muhteşem hasisliği karşısında Türkiye gibi ge- lişmemiş memleketlerin, planlama sayesinde esaslı bir kalkınma gayre- tinden vazgeçip niçin Müşterek Pa- zara girmek istediklerini anlamak kaabil değildir. Bu konuda, neo-libe railerin hayli gürültü etmelerinden sonra, Türk akademik çevrelerinden sağlam ve müsbet sesler yükselmeğe başlamıştır. Prof. Sadun Aronden sonra, yine Mülkiyeden Doç. Besimi Üstünel yeni yayınladığı "Milletler- arası İktisadi Birleşmeler Teorisi" adlı kitabında, Türkiyenin Müşterek Pazarcıların odüşündükleri tartlar içinde oraya girmesinin aleyhinde vaziyet almaktadır, İstanbul İktisat Fakültesinden Dr. Kenan Bulutoğ- lunun da aynı fikirde olduğu bilin- mektedir. CHP. Araştırma Bürosu- nun da. hazırladığı raporlarda ayna kanaati ileri sürdüğünü bilmeyen yoktur. Esasen, Devlet Bakanlığına Şefik İnanın getirilmesinden sonra, Türkiyenin bu meselede çok daha müsbet ve sert davranacağını tahmin etmek için ciddi sebebler vardır.