30 Mayıs 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

30 Mayıs 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünkü Onbeş seneden beri üçüncü defadır ki Türkiyede, dün- ya tarihine geçecek hayret uyandıracı bir hâdise ce- reyan ediyor. Bir hâdise ki en ileri bilinen cemiyetler içinde eşi pek azdır. Bunun tek izahı, cemiyetimiz ar- zuladığımız kadar ileri olmasa da milletimizin ha- kikaten büyük millet olmasıdır. Sene 1945. Elinde mutlak kudret tutan bir dikta- tör, (kendiliğinden, tek partili sistemden çok partili sis- teme geçmek ve kaderini millet iradesine terketmek ka- rarını vatandaşlarına ilân ediyor. Diktatör, bir gecekon- du diktatör değil. Kuvveti herkes tarafından bilinen bir ordu gözünün içine bakıyor. En yüksek generalinden en küçük subayına, bütün komuta heyeti ilk işaretinde ondan yana taraf tutmaya hazır. Zira adam vatanı el- leriyle kurtarmış olanlardan biri Sene 1950. Millet, iradesini belli ediyor ve ömrünün otuz yık en yüksek mevkilerde geçmiş, kuvvet sahibi, kudret sahibi diktatör kalbinde esefin zerresini taşı- maksızın makamını yeni sahibine devrediyor. Diktatör o makama pamuk tarlasından gelmiş de değil.. Elinde kılıç, bileğinin hakkıyla oturmuş, sayısız hizmetler yap- mış. Buna rağmen milleti kendisini kusurlu, rakipleri- ni daha ehliyetli bulmuş. "Demokrasinin icabı budur" diyor ve kendisine yapılan en göz kamaştırıcı tekliflere dönüp bakmaksızın muhalefet safına geçiyor. Niyeti mücadelesine devam etmek, milletine hakiki değerini göstermektir. Ama 1950 mucizesinin tek mimari o de- ğildir. Dört, beş sene müddetle milleti. Demokrasi saha- sında en ufak bir tecrübesi bulunmadığa' halde olgunlu- gun en mükemmel numunesini vermiş, iktidarıyla Ve Muhalefetiyle parlak bir imtihan geçirmiştir. Sinirlerin gerildiği, ihtiyatsız politikacıların söz sahibi olduğu günler gelip geçmiş, fakat her şey daima tatlıya bağla- nabil miştir. Bunu sağlamak için İktidar ileri gelenleri hiddetlerinden, Muhalefet ileri gelenleri infiallerinden fedakârlık yapmışlar, elbirliğiyle dâvayı yürütmüşler- dir. Şimdi, 1960 yılının bu güzel baharında dünya tarihi- ne millet olarak yeni bir mucize ilâve etmiş bulunuyo- ruz. Türk Ordusu tam zamanında ve son derece "kesin tarzda müdahaleyle memleketi bir felâketin eşiğinden geri çevirmiştir. Hâdisenin bu tarafının fevkalâdeliği yoktur. Orduların vazifesi zaten budur. Ama müdahale- nin mucip sebepleri ve cereyan şekli, kurulan idarenin ilk icraatı Türk milletinin onbeş sene içinde üçüncü ha- rikulade hareketini başarmak üzere bulunduğunu gös- termektedir. Eğer millet olarak 1945 ve 1950 deki olgun- luğumuzu 1960 da tekrarlayabilirsek cemiyetimizin de hakikaten en ileri seviyeye erişmiş olduğunun parlak de- lilini dünyaya göstermiş sayılacağız. Bu, hepimizin omuzlarımıza büyük bir vazife yüklemektedir. Büyük, ama büyüklüğü nisbetinde şerefli bir vazife.. Evvelâ, hareketin adını koymak lâzımdır. 27 Mayıs Hareketi bir askeri ihtilâldir. Askeri ihtilâller zi- yadesiyle emniyet vermezler. Zira bunların büyük bir ekseriyeti hayatlarını dejenere olarak tamamlamışlar, kötü diktatörlüklere yol açmışlar, milletlerine ıstırap- tan başka şey sağlamamışlardır. Türk milleti şöhreti bu Vazitemiz Metin TOKER olan bir hareketi başarıya ve saadete ulaştırdığı takdir- de sadece bugün için değil, bütün tarih içinde şereflerin en büyüğünü kazanmış olacaktır. Bunu ümit ettirecek bütün sebeplerin mevcudiyeti bizlere yeni vazifemizi göstermektedir. 27 Mayıs Hareketi meşruiyet yoluyla kurulmasına rağmen gayrımeşru bir fili ildare haline düşmüş Men- deres rejimine karşı meşru bir fiili idarenin kurulması hareketidir. İhtilâlin insanı hayrete boğan mükemmellik kısıkıyn alakalıdır. Ancak asıl sebep Türk Ordusunun, Türk milleti tarafından arzulanan bir ideali tahakkuk ettirmesidir. Daha hadisenin vukuu günü Türkiyenin her tarafında muazzam kitlelerin hem tam emniyet, hem de görülmemiş sevinç içinde sokaklarda bayram yapmaya başlamasının tek izahı budur. Türk Ordusu hedeflerini en âçık şekilde ortaya koyarak bir kurtuluş hareketinin sonunu getirmiş.Türk gençliğinin kan akı- tarak açtığı savaşın ilk safhasını kati zafere (o kavuştur- muş. 27 Mayıs Hareketinin gönüllere ümit veren taa- rafı budur. İhtilali yapanlar, milletlerinin hakiki arzu- larını iyi anlamış, onlara doğru teşhis koymuş bulun- duklarını daha ilk tebliğlerinde ispat etmişlerdir. Pek çok kimse hayal içinde yüzer ve Menderesin dürüst se- çim yapabileceği rüyasıyla avunurken Türk Ordusu sa- bık Başbakanın hakiki gayesini anlamış ve Türk Genç- liği gibi kendisinin de politikacılarımızın çok önünde bulunduğunu göstermiştir. imdi, bir endişenin zerresinin yüreklere düşmedi- ğini iddia etmek yersizdir. Askeri ihtilâller çok zaman böyle iyi niyetlerle başlar, en iyi niyetliler ancak aradan vakit geçince dâvalarım unuturlar ve milletlerinin haki- ki arzularını bir tarafa iterek koltuk sıcaklığının reha- vetine kendilerini terkederler. Bugün Türkiyede, böyle bir ihtimali pek uzak ihtimal saydıracak bir kaç şahsi sebep vardır. Yeni idarenin başındaki zat imtihanını vermiş bir vatanseverdir. Hareketin motörü mevkiinde bulunan genç subaylar öyle bir muhitin çocuklarıdır ki milletleriyle daimi temas halini muhafaza edeceklerdir. Sonra, bir "İnönü faktörü" mevcuttur ki Demokrasimi- zin büyük teminatı vasfını dün nasıl taşıyorsa, bugün de, yarın da taşıyacaktır. Ama asıl emniyet veren nok- ta şudur: Türk milleti Demokrasiye âşık olduğunu, o rejimi mutlaka gerçekleştirmek niyet ve kararında bu- lunduğunu kesin şekilde ortaya koymuştur. Biz bu az- mimizi ve mücadele kudretimizi muhafaza ettikçe bu- gün kurulan idareye karşı en samimi, en yakın, en sı- cak hislerle yardımcı olmamız dâvanın bir an evvel tahakkukunun tek çaresidir. İdareler bazen ihtiyarları dışında hoşlanmadıkları yollara sürüklenirler. Eğer biz vatandaşlar, kendi aramızdaki kopmuş kardeşlik bağ- larını en kısa zamanda kurabilir ve yeni idarenin etra- fında dürüst seçimlerin tahakkukunu bekleyerek ke- netlenirsek, meşru ihtiraslarımızı dahi seçim gününe saklarsak cemiyetimiz bir kaç ay içinde bir asırlık me- safe kateder ve rüyalarımızdaki Türkiye en kısa zaman- da gerçekleşir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: