Cilt: XVIL, Sayı: 289 A K İ S HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI 10 Şubat 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Gözler B. M. M. de Bu haftanın başında bütün gözler Büyük Millet Meclisine çevrilmiş- tir. Her şey göstermektedir ki- eğer son dakikada gene ürküp cayılmaz- sa- meşhur Tahkikat Önergeleri cu- ma günü gündeme alınacak ve niha- yet görüşülecektir. Böylece D. P. ö- nergeleri görüşmemenin görüşmek- ten daha fazla tahribat yaptığını ve bunları hasıraltı etmenin hiç bir fay- da sağlamadığını anlamış olduğunu ortaya koyacaktır. Aslında, bu fikir doğrudur. Her gün sayısı kabaran ve pek çoğu su- iistimal ihbarı mahiyeti taşıyan öner- gelerin radyolarda günde üç posta da okunsa tek taraflı beyanlarla geçiş- tirilmesine imkân yoktur ve bu hi kimseyi tatmin etmemektedir. Nite- kim, başta bizzat İsmet İnönü, Mu- halefetin bütün hatipleri her konuş- malarında o temayı işlemektedirler ve bu tema halk üzerinde inanılmaz tesir bırakmaktadır. Muhalefet lide- rinin karlar arasından geçerek gitti- ği Konyadaki konuşmasının o kısmı kongrede nasıl alkışlanmıştır ve ga- zetelerde yayınlandığında ne derece beğenilmiştir, İktidarın başları sade- ce bunu bilseler şimdiye kadar öner- geleri görüştürmemekle işledikleri hatanın haşmetini anlayabilirler. Demokrat büyüklerin bü- tün onergelerı bir tek güne sığdırmak ve hepsini birden görüştürmek niyet- leri bir bumerang gibi dönüp gene kendılerını yaralayacak — mahiyette- . Zira yirmidört saat de çalışsa Buyuk Meclisin bu önergeler üzerin- de gerektiği şekilde durmaması hiç bir şeyi halletmeyecek, dava gene askıda kalacak ve Muhalefetin yeni tema halinde işleyeceği bu durum halk tarafından daha da şiddetle tenkit edilecektir. Cuma günü onbir Tahkikat Önergesi birden getirilir ve tahmin olunacağı veçhile hepsi toptan reddedilirse Muhalefetin si- lahı elinden alınmış olmayacak, Mu- halefetin eline mükemmel çalışacak yeni bir silah verilmiş olacaktır. Zira İktidar böylece, D. P. iktida- rının suistimal ihbarlarını ne derece ciddiyetle incelediğinin müşahhas, elle tutulur delilini vermiş olacak ve 4 İsmet İnönünün konuşmaları büsbü- tün tesirli hale gelecektir. Demokrasi Yolcu yolunda gerek B u haftanın ilk günü, pazartesi sa- bahının erken saatlerinde Konya- dan Ankaraya doğru bir otomobil kafilesi geliyordu. Kafile yedi oto- mobilden müteşekkildi. Yol ve yolun alabildiğine iki tarafı — bembeyazdı. İsmet İnönü Kar vız geliyor Kar her tarafı kaplamıştı. Hava müt- hiş soğuktu. Buna rağmen kafileyi teşkil eden — otomobilleri doldurmuş planlar son derece neşeliydiler. İkin- ci arabanın ön tarafında, şoför ma- hallinin yanında, pencere kenarında oturan beyaz saçlı adam ise herkes- ten canlı, keyifli ve sıhhatliydi. Yol- lara çıkan köylüler, yandan geçen otobüs yolcuları hatta bir köyden ö- tekine yaya gidenler birbirlerine bu yetmişlik delikanlıyı — saygıyla, sevgiyle gösterdiler: İsmet İnönü! İs nönü, partisinin Konya il kongresinde bulunmak üzere pazar sabahı evinin önünden yola çıkarken her taraf gene bembeyazdı. Bir gece evvel yeniden kar yağmıştı. — Bazı kimseler Muhalefet liderine seyaha- tinden vaz geçmesini tavsiye ettiler. Ne oluyordu? Tatlı canını üzmekte ne mana vardı? Pek âlâ sıcak evinde kalabilir, nutkunu mesaj şeklinde başkasına okutabilirdi. İnönü bu tav- siyelere tatlı tebessümlerle cevap ver- di. İşini, hele son zamanlarda sım- sıkı tutuyordu. Zira milletçe yüzül- müş yüzülmüş kuyruğa gelinmişti. Üstelik, girişilen mücadele Türkiye- nin yaşayan tek milli kahramanı ken- disine düşen vazifeyi tamamiyle müd- rikti. Hele arzuladığı rejim kurul- sun, o zaman evinde istirahat, hem de gönül ferahlığı içinde — istirahat kabil hale gelecekti. Ama, milletce mücadele devam ederken bir köşeye çekilip oradan "Millet şehit, biz gazi" diye bağırmak! Yetmişbeş — senelik ömründe bir tek defa yapmadığı bu hareketi İsmet İnönü şimdi yapacak değildi. Nitekim, yanında en yakın mesai arkadaşları, Muhalefet lideri pazar günü, saat sekize gelirken, ce- binde kongrede okuyacağı nutuk, kal- bi inanmış insanların cesareti ve i- manıyla dolu, Konyaya doğru yola çıktı. Kalanlar ve dönenler Seyahat şartları hakikaten berbattı. Fakat ne İnönü, ne arkadaşları aldırdılar. Ama bunun mükâfatını da Konyada, kelimenin tam manasıy- la halk tarafından bağra basıldıkla- rında gördüler. Buna mukabil ra- katlanamayanlar lar. Bunların başında eski Genel Sek- reter ve kendisine "Dolaşan Adam" payesini geniş bir propaganda saye- sinde verdirmeye muvaffak — olmuş bulunan Kasım Gülek vardı. Ancak Kasım Gülek bir ihtiyatsızlık yaptı ve Konya kongresine delegelerin kah- kahaları, müstehzi dudak büküşleri arasında okunan bir telgraf gönder- di. Telgrafında eski Genel Sekreter "kar yüzünden" gelemediğini bildiri- AKİS, 10 ŞUBAT 1960