YURTTA OLUP BİTENLER riydi. Fakat meydandaki — vazifeli- lerden biri, kapının açıldığını görün- ce uçağa doğru koştu ve esas tali- matı o aldı. Tercüman gazetesinin sahibi Hünalın Adana seyahatine iştirakini istiyordu. Haber, Cemal Hünala sür'- atle yetiştirildi. İktidarın sayılı ö- vücülerinden Tercüman gazetesinin sahibi, bir an şaşırdı. Hiç bir hazır- lıiğı yoktu. Fakat emir büyük yer- den geliyordu. Şoförüne, vaziyeti e- ve anlatması yolunda bir emir verdi, sonda açık kapıdan içeri girerek boş koltuklardan birine yerleşti. İktida- rın başının Adana seyahati, pazar sabahı, elli dakikalık bir rötorla işte böyle başladı. O sabah, meydanda "mutad Zze- vat” tahmin — olunabileceği veçhile "mutad saat" te hazırdı. Hazır olma- yan Başbakan Adnan Menderesti Genç hariciyeci kafileyi — taşıyacak Sel uçağına girdi, etrafı teftiş etti. Her şey mükemmeldi. Gazeteciler, Basın - Yayın Umum Müdürü Alte- mur Kılıçın himmetiyle yerlerine yer- leştirilmişti. Davetliler, tam kadroy- la hazırdı. Menderes koltuğuna otu- rabilir - tabiil, uçağın kuyruğundaki koltuk- ve seyahat başlayabilirdi. Nitekim biraz sonra, 0073 numa- ralı Cadillac piste girdi. Başbakan içte ve dıştaki iki mutemet adamı, Dr. Gedik -Resimlerinin hep Türki- yede asık suratlı, Türkiye haricin- de ise güleç çıktığı iddiasındadır, bu yüzden herkes kendisinin Türkiye dı- şında bir vazifeye tâyinini, bir dost- luk eseri olarak temenni etmektedir- ve bütün dünya iş âleminde şöhret sahibi Fatin Rüştü Zorlu ile bera- berdi. Menderes üzerine balık sır- tı, kahverengi bir pardesü giymişti, elinde kahverengi eldivenler tutuyor- du. Garip tavırlarla teşyie gelenlere hitabından sonra Adanaya mütevec- cihen havalandı. Bekleyen Adana.. u sırada Adana hummalı bir ha- zırlık içindeydi. Başbakan, — Ada- naya davet edildiğinde bunu bir tek şartla kabul edeceğini — bildirmişti. Adanadaki D.P. teşkilâtı hiziplere bölünmüştü. Eğer bu hiziplerin baş- ları birbirleriyle öpüşürlerse, kalkar Çukurovaya gelir, bir gövde gösteri- sinin tertiplenmesine müsaade eder- di. Adanalı Demokratlar, Gülekin C.H.P. Genel Sekreterliğinden uzak- laşmasının doğurduğu — ümitlerden bahsetmişler, Muhalefetin parçalan- dığını müjdelemişlerdi. Artık D. P. nin Adanada seçimi kazanmaması i- Menderes Vali Kapanlı ile birlikte Elpençe divan Dağın Arkası Tabii, yılbaşını Saint Moritz'de geçiren "Mutlu Azınlık"ın değil ama, -biliyorsunuz, İstan- bul sosyetesinin kreması yılba- "sade vatandaş"ın bir ümidi vardı. "Canım" di- yordu, "bizim basında, yabancı basında iktisadi vaziyetimizin vehameti en selâhiyetli kalem- ler tarafından belirtiliyor, halk her gün bunu konuşuyor, her- kesin ağzında geçim sıkıntısı, Munhalefetin başlıca silahı bu! Elbette İktidar bir çare araya- cak, gerekli tedbirleri alacak. İstatistikler İktidarın elinde, mütehassıslar İktidarın emrin- de, hatta yabancılar bizim doğ- ru yolu seçmemiz şartıyla yar- dımcı. Derdin teşhisi bu derece kolayken ve dert kendisini böy- le gürültülü şekilde belli eder- ken hiç devlet adamlarımız..." ..ve —İktidarın başı Adnan Menderes konuştu: "Artık içer- de ve dışarda Türkiyenin ikti- sadi durumunun kötülüğünden bahseden yok!” Buyurun, pederin uğurlu eli öpülmek üzere ortada! çin hiç bir sebep yoktu. Fakat Men- deres, lâfa karnının tok — olduğunu söylemiş, Ömer Başeğmez, Mahmut Karabucak, Ali Sepici, Cavit Oral ve Dr. Sakıp Ünalın birbirleriyle öpüş- mesini istemişti. i biri, bahis mevzuu Ötekilerin yanak- larında cazip bir taraf bulmuyordu ama, madem ki Başbakan bir dost- luk gösterisi istiyordu... P—Menderese Adanada D.P. li hiziplerin aralarında anlaştıkları haberi verildi ve Men- deres Çukurovalıların davetini kabul etti. Davetin kabulü üzerine geçen hafta içinde Adananın en meşgul a- damı vali Turan Kapanlı idi. Turan Kapanlı daha evvel Burdurdaydı ve İnönünün Burduru ziyareti esnasın- da kendisini göstererek Adana gibi mühim bir ilin başına getirilmişti. Doğrusu istenilirse, Ankaranın en za- rif hanımlarından İhsan Çavuşoğlu- nun -Muammer Çavusoğlunun zev- AKİS, 6 OCAK 1960