SPOR Klüpler Bir kongrenin hikâyesi oskoca salonda birdenbire sesler kesildi. Saat 19 a yaklaşıyordu. Kürsünün yanında, çakılan çakmağın ince alevinin aydınlığında, yuvarlak yüzlü birisi -Umumi Kâtip Mustafa Pekin- yüksek sesle elindeki raporu okumaya devam etti. Türkiyenin en eski kulüplerinden birisi olan Gala- tasarayın kongresinde idare heyeti raporu okunuyordu. İşıklı, aydınlık, şampiyonluk yıllarından sonra, ka- ranlığa doğru gider gibi görünen Ga- latasarayın kongresine İstanbul be- lediyesi de bir azizlik etmiş, elek- maları, birinci plânda tutan Galata- saray, son yıllarda tamamen profes- yonel bir zihniyetle hareket etmeğe başlamıştı. Bunu eski umumi kaptan -halen kırılmamış 100 metre Türki- ye rekorunun sahibi- Semih Türkdo- ğan da itiraf ediyordu. "Bir atletizm takımı 63 kişidir. Bir çift spayks ise 50 lira. Bu şube 7.500 lira ile kımıl- dayamaz — bile." — Kulübün — evvelce şampiyon bir kürek takımı vardı. Bu yıl hepsi idarecilere küsüp Anadolu- hisarına geçmişlerdi. "Yenilmez Ar- mada" denilen bir basketbol takımı vardı. Kongreye Darüşşafakaya altı sayı farkla mağlüp olduğu telefon- la bildiriliyordu, Atletizm, — Yelken, Galatasaray kongresinden bir görünüş Gizi tepme sırası atlarda trikleri — kesmişti. Salonda 270 âza vardı. Hiç birisinin — yüzünde mem nuniyet ifade eden hatlar yoktu. Çünkü maçı seyrettikten sonra kong- reye gelmeyi düşünen azalar, Gala- tasarayın pek kıymetli puanların- dan birisini de Vefaya verdiğini gör- müşlerdi. Yeni seçilenler acaba bu kayıpların önüne geçebilecekler mi idi? Sadık Giz ve listesi olsaydı daha mı iyi olacaktı? Vazife başına.. Azalardan pek çoğu kulüp camia- sındaki parçalanmaya muhalifdi- ler. Hattâ Mükerrem Taşçıoğlu bu- nu kürsüden bile söylemek cesareti- ni gösteriyor “"Birleşelim arkadaş- lar, idarecileri kolkola görelim" diye bağırıyordu. Yıllar yılı amatör çalış- 34 Ping - Pong takımları vardı. Bunlar ne olmuşlardı? Kala kala bir fut- bol takımı kalmış, ona bağlanan ümit ler de boş çıkmağa başlamıştı. Yok- dan bir Feriköyü iddia sahibi yapan, kulübün içinden yetişmiş bir kıymet kaçırılmıştı. Onun gönlünü, almak, vazife başına çağırmak — gerekirdi Kılıç ve Giz. Gunduz Kılıç kulüpten uzaklaşma sebebi herkes tarafından bilini- yordu. Bu yıl Feriköy kulübünün mesuliyetini taşıyan Gündüz bunu a- çıkça söylemekten de çekinmemişti. Hafta arasında bir gazeteye beyanat veren Galatasaraylıların eski kapta- nı, ancak Refik Selimoğlu başkan seçilirse kulüpte vazife kabul ede- bılecegını bıldırmıştı Refik Selimoğ- l Galatasaray camiasında hürmet ve itibar kazanmış bir şahsi- yetti. Bununla beraber iktidar par- tisine mensup milletvekillerini baş- kan koltuğuna oturtma modasına kendisini kaptıran Sarı - Kırmızılı o- cak, son yıllarda kulübün bu en şe- refli mevkiini Sadık Gize vermekte beis görmemişti. Sadık Giz D. P. ik- tidarının İzmir — milletvekili, jokey kulübü hâkimi ve daha ehemmiyet- lisi, Başbakan Menderesin akraba- sıydı. Bilhassa bu son sıfatı yüzün- den olağanüstü nüfuz sahibi sanılı- yor, kulübün başına geçerse büyük imkânlar sağlıyacağı ümit ediliyor- du. Netice umulduğu gibi çıkmadı. Galatasaray kulübü Gizin reisliğinde ilerleme devresine veda etti. Kulüp içinde ayrılıklar baş gösterdi. Bilhas- sa Giz - Kılıç mücadelesi uzun mü: d— det gizli devam ettikten sonra gazı te sütunlarındaki söz düelloları ile umumi efkâr huzuruna çıkarıldı. Bunları unutmıyan kongre aza- ları o sırada kürsüde konuşmakta olan şık giyinmişi kır saçlı azanın sözlerini hayretle dinlediler. Konuşan Sadık Gizden başkası değildi. Gün- düz Kılıçla Aarasında hiç bir ihtilaf bulunmadığını ileri sürüyor, kabaha- ti gazetecilerde buluyordu. Nitekim yüzünü pervasızca gazeteciler sıra- sına çevirerek "Gençler haberleri hayallerinden — yazıyorlar" diye ko- nuştu. "Basında bugüne kadar çık- mış hiç bir söz bana ait değil, Gün- düz Kılıç hakkındakiler de..." Basın sıralarında oturan gençler kıpırda- madılar bile, Onlar böyle ithamlara alışıktılar. Madem ki spor klüple- rinde başkan koltukları iktidar mil- letvekillerine tutulmuştu, spor muha- birleri de siyasi muhabirler gibi it- hamların en sonunda kendi omuzla- rına yüklendiğini göreceklerdi. On- lar bir saat önce verdikleri beyanatı bir saat sonra tekzip eden politika- cılıkttan gelme çok — spor idarecisi görmüşlerdi. Ama Sadık Giz birkaç saniye sonra Gündüzün klüpten u- zaklaşması meselesini — aydınlatacak bir itirafı azalar huzurunda bizzat diliyle açıkladı. "Gündüz Kılıçla ara- mızda ne gibi ihtilâf olabilir ki. Ben kulübün başkanıydım, Gündüz ise maaşlı bir memuru". Bu cümleleri kulaklarıyla işitenler Sadık Gizin başkanlıkta neden muvaffak olama- dığını ve bu düşünceyle Sarı - Kır- mızılı camianın fertlerine ne değer biçtiğini gayet iyi anladılar. başkan kürsüden inerken arka sıra- lardan bir kaç alkış sesi duyuldu. Sa- dık Giz herhalde kürsüden indiği için alkışlanıyordu. Bununla beraber seçim neticesi kongre üyelerinin asıl düşüncelerinin reçetesini verdi. Refik Selimoğlu bü- yük eskeriyetle Başkan seçildi. AKİS, 6 OCAK 1960