OLUP BİTENLER C.H.P. YURTTA Avni Doğan "Bir çatlak ses çıkıyor ama..." Yürüyen arabalar Geçenhaftanın ortasında bir gün, Ankarada bir evde yemek sofrası öğleden sonra saat dörde kadar kuru- lu kaldı. Daha — doğrusu bir kişilik müddet beklendi. Ev, İsmet İnönünün eviydi. 75 yaşındaki Muhalefet lide- ri o gün sofraya ancak dörtte otura- bildi. C. H. P. Genel Başkanı sabahle- yin Partinin Karanfil sokaktaki gös- terişli Genel Merkezine — girdiğinde saat onbuçuğa geliyordu. İnönü evve- lâ Mardinden gelmiş bulunan bir he- yetle görüştü. Mardinliler kendisine iyi haberler verdiler. Gerçi her yerde olduğu gibi Mardinde de İktidar bas- kıyı arttırmıştı. Üstelik, gene her yerde olduğu gibi, artık tamamiyle fü- tursuz davranıyorlar, hiç bir şeyden çekinmiyorlardı. Partizanlığı aleni- yete vurmuşlardı. Tazyik yapıyorlar, menfaat sağlıyorlar, taraf tutuyor- lardı. Ama seçimleri bir defa daha ve bu sefer eskisinden de büyük fark- la kaybedeceklerdi. Zira bütün İkti- dar tedbirlerine karşı halk kendi ted- birlerini, bir bakıma muafiyetini bul- muştu. Olduğundan başka türlü görü- nüyordu. Artık koyunun ak mı kara mı olduğu sandık başında belli ola- caktı. İnönü, Mardinlilerin getirdikle- ri bu haberleri kahkahalarla dinledi. Fakat Mardinliler, başka bir haber daha getirdiler: İktidarın bütün silâ- hı partizanlıktan ibarettir, bir takım teşkilat mensupları komiteciliği za- ferin sağlanması için kâfi sayıyordu. 12 yoksa geçim sıkıntısı ve şikayet mev- zuları azalmamış, çoğalmıştı ve du- rumun düzeltilmesi için küçük par- hem seçimi kazanmak için fayda İnönü bu görüşmesini yakın mesai arkadaşlarına anlatırken "Ne tuhaf'" dedi, "Demokratlar kendilerini halâ muhalefette sanıyorlar ve o metod- larla çalışmakta hem memleket için, hem seçimi kazanmak için fayda görüyorlar". Yakın mesai arkadaşla- rı bu söz üzerine, devlet adamlarına kültürün ne kadar lüzumlu olduğunu belirttiler. İnönü, muzipçe bir gülüm- semeyle mukabele etti. "Demek üm- mi ve iptidai zihniyetle olmuyor" de- di. Hiç kimse gülmekten kendini a- lamadı. l_3aı'daktaki fırtına Inönü o sabah Parti Genel Merkezine Merkez İdare Kurulu ve Meclis Gru- bu İdare Kurulunun müşterek top- lantısına başkanlık etmek üzere da- vet olunmuştu. Toplantı bir gün ev- vel Grup Başkan vekili Avni Doğa- nın teşebbüsüyle tertiplenmişti. Se- yahattan dönen Avni Doğan Otomo- bil Meselesinin doğurduğu tepkiyi nakletmiş, bir karar almak, bir hare- ket yapmak lüzumunu belirtmişti. Di- ğer taraftan bazı İstanbul gazeteleri- nin Ankara muhabirlerine "mahküm gazetecileri kurtarmak için" bu Oto- mobil Meselesini parmaklarına dola- maları hususunda talimat verildiği yo lunda bir haber Parti Merkezinin ku- lağına gelmişti. Bütün bunlar, Oto- mobil Meselesinin hasıraltı edilecek C.H.P Genel Kâse-i fağfur bir mesele olmadığı yolundaki kana- ati kuvvetlendirmişti. Hakikaten geçen hafta içinde bu işin aldığı ehemmiyet bir çok C. H. P. liyi şaşırttı. Demek, umumi efkâr bu derece hassastı! Hassasiyet sade- ce umumi efkâra has değildi. C.H.P. teşkilâtı da bir takım milletvekille- rinin iz'ansızlıkları karşısında gale- yana gelmişti. Bilhassa İstanbuldan ve İstanbulla birlikte Türkiyenin bir tarafından Genel Merkeze tel- graflar, mesajlar yağıyor, meselenin Parti Meclisinde, icap ederse hususi surette toplantıya çağırılacak bir Ku- rultayda görüşülmesi isteniliyordu. Bunun üzerine, Merkez İdare Ku- rula ile Grup İdare Kurulunun müş- terek bir toplantı yapması ve bu toplantıya bizzat İsmet İnönünün başkanlık etmesi, otomobil sinin orada ele alınarak bir açıkla- mada bulunulması kararlaştırıldı. Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal -otomobil işinin 1 numaralı aleyhta- rı- Genel Başkana telefon ederek va- ziyeti bildirdi, liderin ertesi sabah saat 11 de Partiye gelmesini rica et- ti. İsmet İnönü talebi son derece müsait karşıladı. İktidarın taktiği 'I'oplantı saat 11 de Genel Merkezin büyük salonunda başladı. C. H. P. nin en yüksek iki kademesini teşkil eden topluluklardan Merkez İdare Kurulu şu zevattan — müteşekkildir: Aksal, Satır, Öztrak, Bayazıt, Me- len, — Alişiroğlu, Baykam, — Paksüt, Merkezi AKİS, 6 OCAK 1960