yorulmuştu. Vatan gazetesinin habe- rini Dışişleri Bakanlığı hemen tekzip etti. Fakat tekzip öylesine umumi kelimelerle kaleme alınmıştı ki, pek az kimse tatmin oldu. Bilâkis Vatan gazetesındekı haberin doğruluk ih- timali arttı Beklenen netice Kabine toplantıları sırasında, Mec- liste radikal tedbirler almak za- ruretini savunmuş milletvekillerin- den Sebati Atamanın da Başbakan- lıkta görünmesi geçen haftanın so- nunda yorumlara yol açtı. P nın eski İstanbul Emniyet Müdurü—- in Menderes kabinesine gireceği dahi söylendi. Fakat daha ziyade bu, iktisadi vaziyetin ciddiyetle ele alın- ması lüzumunun D de kabul edil- diği manasına getirildi. Haftanın or- tasında, gene Menderesin İstanbul- dan donm esi bekleniyordu. Kabine toplantılarına her halde o zaman de- vam edilecektir. ,D. P. kulun her sıkıştığında Hızı- rın mutlaka gelmediği hakikatini ar- tık anlamışa benzemektedir. 1" kendi başının çaresıne kendi bakmak zorundadır. tuhaf tarafı bu ça- re mevcuttur Ve biraz cesaret, biraz açık kalb müşkülleri halledebılecek— tir. Adalet Sanık subaylar Bu —haftanın başında Pazartesi gü- nü. Istanbuldaki 1. Ordu Müfet- tişliğinin mahkem salonu ma- kıllı kalabalıktı. Dogrusu 1stenılırse u meraka hak ver dı. Seçimlerden hemen sonra İstan bulda dokuz subay tevkif edilmiş ve bunların tevkif olundukları dahi ga- zetelere yazdırtılmamıştı. Ancak ya- bancı ajans ve gazetelerin neşrıyat yapmaları üzerinedir ki, resmi bir a- çıklama yapılmış, subayların kimler olduğu bildirilmiş, isnat olunan suç- tan, şöylece bir bahsedilmiş ve hâdise gene gizlilik perdesine bürünmüştü. İşte, Pazartesi günü başlayan bu su- bayların duruşmasıydı. Subaylar salona saat tam dokuz buçukta alındılar Sekiz tanesi üni- forma taşıyordu. Bir tanesı sivildi. Sivil olan Emekli Kurm Ibay Cemal Yıldırımdı Cemal Yıldırı'm seçimler sırasında C. H. P. nin İs- tanbul adaylarından biriydi. Fakat duruşma başlayınca gözler daha zi- yade, bir kurmay binbaşının — üzeri- ne takıldı. Kurmay binbaşı garip ha- reketler yapıyor ve dikkati en çok o yüzden üzerine çekiyordu. Gazete- ciler meraklılara binbaşının kim ol- duğunu söyledile Adı Samet Kuş- çuydu. Subaylar hükümete karşı bir "komplo" hazırladıklarım Baş- bakana o 1hbar mişti. FFakat son- radan kendisine sanık sandalyesı lâ- yık görülmüştü. İddianame okundu- ğunda görüldü ki subaylar iki kısma ayrılmışlardır. İddia makamı C emal Yıldırım ile Samed Kuşçuyu "isyan muharrikliği" ile suçlu görmekte ve haklarında en az beş sene hapis ile ordudan tard cezası istemektedir. İki Kurmay Albay, bir Kurmay Yüz- başı, bir Yarbay, iki Binbaşı ve bir Yüzbaşı ise fesat suçundan sanık gö- rülmektedir ve bunların hakkında istenilen ceza beş seneye kadar ha- pistir. Duruşma akşama kadar devam etti İddianame son derece uzundu. Bunu iddia makamım işgal edenler münavebeyle okudular. İddianamede Sanık subaylar mahkemede Seyredebilirsiniz, AKİS, 31 MAYIS 1958 yazamazsınız YURTTA OLUP BİTENLER Bnb. Bir taş attı... ed Kuşçu hâdise anlatılıyor, hükümler çıkarıh— yor, e yer veriliyordu. gözler- iddianame okunurken de, ha— kikaten garip tavırlar takınan muh- bir binbaşıdan ayrılmıyordu. Zaten Samed Kuşçu duruşmanın başında da kendisini gösterdi. PHâkimlerden birini reddetti, Red isteği kabul edil- meyince de. Aavukatlarını salondan çıkarttı. Salı günü İstanbul gazetelerinin birçoğu iddianameden esaslı nakiller yaptılar. Hakikaten duruşmanın ba- şında iddia makamı gizlilik talebin- de bulunmuş, fakat hâkimler heyeti bunu reddetmişti. Bunun Üzerine ga- zeteler duruşma safhalarını yazmış- lardı. Fakat Salı sabahı duruşmaya devam için salona yeniden girildiğin- de, savcının bir defa daha gizlilik ta— lebınde bulunduğu görüldü. Sanı avukatları şiddetle itiraz ettiler. ne biçim işti? Her gün duruşmaya böyle bir taleple mi başlanacaktı? Talep dün reddedilmişti ya..Hâkim- ler heyetı talebi bir defa daha geri çevirdi. Duruşma açık yapılacaktı. Savcının "yabancı gazeteler kim bi- lir neler yazacaklar" tarzındaki en- dişesi varit görülmemişti. Bilâkis, hâdisenin aydınlık - tutulmasından fayda vardı. Fakat aynı günün akşamı, gaze- teciler, matbaaya döndüklerinde ya- ZI 1ş1er1 müdürünün masasında bir e- mir buldular. Emri 1mzalayan 1. Or- du Müfettişiydi. Örfi İdare zamanın- da kullanılan bir uslup 1çınde Orge- neral, hâdise hakkındaki neşir yasar ğının — devam ettiğini — hatırlatıyor, duruşmanın aleni olmasının bu yasa- kaldırmayacağım — bildiriyordu. Türk gazetecileri duruşma safhala- rını yazamayacaklardı. 7