DÜNYADA OLUP BİTENLER olmıyan Moğolistan ve — Kuzey Kü- renin mevcudiyetini izah etmeye im- kân yokturç Komünist şefleri toplan- tısı, çok daha mühim, meselelerle il- gilidir. Komünist olmıyan dünyaya karşı müşterek bir siyaset çizilece- ğinden şüphe yoktur. Bu yolda atı- lacak ilk adım, komünist blokunun Rusya etrafında tek bir cephe kur- masıdır. Tito afaroz edilmiştir. Ti- fonun diğer Doğu Avrupa memleket- lerinde, bilhassa Polonyadaki ayırıcı tesırlerıne son verilecektir. Bundan sonra mütecanis Komünist — Bloku, komünist olmıyan dunyamn her tara- fında, Fransada, Güney Amerikada, Orta Doğruda, Endonezyada vs görü- len tenakuzları en müessir şekilde istismar edecektir. Batı Dunyası es- kisinden daha cesur ve daha iyi koor- dine edilmiş bir komünist iktisadi ve siyasi taarruzuna hazırlanmalıdır. uzun vadeli bir siyaset peşinde koşan Kremlin, Orta Doğuda ve diğer Asya memleketlerınde mevkiini devamlı bir — şekilde — sağlamlaştırmaktadır. Sam Amca bu ilerlemeden ders al- mıyarak, kuvvet ve prestijini halkın nefret ettiği hükümetlerin vermekte ısrar ederse, Komünist blo- ku gayelerine kolayca erişecektir. Panama Ah şu üniversiteler eçen haftanın sonunda, Güney Amerikanın diktatörlere — karşı giriştiği hürriyet mücadelesi Pana- mada devam ediyordu. Her yerde ol- duğu gibi Panamada da baş kaldıran- lar üniversite talebeleridir. Hadise, bir üniversitelinin bir nümayiş sıra- sında Başkan Ernesto de la Guardia'- nın muhafızları tarafından — öldürül- mesiyle başladı. Talebeler Başkandan üç muhafız şefinin azlini istediler- De la Guardia'nın bu talebi reddet- mesi üzerine, taş ve sopayla müceh- hez talebeler muhafızlara karşı aman- sız bir mücadeleye giriştiler. Bir a- vuç talebe o kadar tesirli olmuştur ki» Başkan bütün memlekette örfi i- dare etmek J1lüzumunu duymuştur. Bunun üzerine talebeler halkı umu- mi grev yapmaya çağırdılar. Pana- manın üÜç gazetesi derhal neşriyatı- nı durdurarak grev davetine icabet etti: Büyük işçi kütleleri de greve katıldı Talebeler yemden tas ve so- payla silâhlı muhafızlara saldırdılar. Ama eşit olmıyan bu mücadele sekiz talebenin ölümü ve 6l'inin yaralan- masıyla kapandı. Başkan de la Guardia, hâdiseler- den talebeleri kışkırtan "vicdansız siyaset adamları"nı mesul tutmakta- dır. Olan biten nedense komünistlere mal edilmemiştir. İsim zikretmemekle beraber. Başkanın kastettiği siyaset adamı, geçenlerde Ankarada seyret- tiğimiz bale yıldızı Margot Fonteyn'- in esmer kocası Roberto Arias'tır. Arıas halen Amerikada bulunmakta- Unıversıte talebeleri, de la Guar- 24 Kişi Gallup'u bile yanılttı dia'nın isnadlarını — şiddetle reddet- mekte ve muhafızlara karşı giriştik- leri harbin henüz bitmediğini söyle- mektedirler. Japonya Koltuğu az memleket Geçen haftanın ortasında yapılan milletvekilleri seçimini Başba- Von Brentano Hesap verecek kan Kişinin partisirahat bir ekseri- yetle kazandı. Gerçi Kişinin Liberal Demokrat Partisi bir kaç koltuk kay- betmekte, rakibi Sosyalistler bir kaç koltuk kazanmaktadır. Ama bu yine de büyük bir muvaffâkiyettir. — Zira seçimlerden evvel yapılan' "Gallup" lar, hiç ta liberallerin lehinde değil- di. Tefsirciler harbin sonundan beri iktidarda bulunan liberallerin yıpran- dığını, son zamanlarda başgösteren işsizliğin — Sosyalistleri kuvvetlendir- diğini yazıyorlardı. Bu tahminler gerçekleşmemiş ve Kişi seçimleri ko- layca kazanmıştır 50 milyon Japon seçmeni, seçimlere karşı her zaman- kinden fazla bir ilgi göstermiş, 40 milyon kişi sandık başına gitmiştir. 'Seçimlerin bizim için en ilgi çe- kici tarafı, 90 milyonluk Japonyanın Diyet Meclisinin sadece 467 kişiden ibaret olmasıdır. Türkiye» Japon usu- lünü kabul ederse, Büyük Millet Mec- lisinin 610 koltuğunu 130 a indirmek gerekecektir. Aksine Japonlar» bizim sistemi benimserse Diyet — Meclisine 2200 temsilci göndermek lâzımdır. Almanya Dâvâlı Balkan u hafta, muvafık muhalif bütün Alman basını istisnasız hükümeti tenkit etmektedir. Tenkitlere, Ade- naver Hükümetinin, ecnebi devlet şefleri ve ailelerinin - doğru ve yan- lış - hususi hayatları hakkında hay- siyet kırıcı neşriyat yapan gazeteci- leri iki yıla kadar hapisle cezalandı- ran bir kanun tasarısı hazırlanması sebep olmuştur. Tasarı, İranın Bonn Elçiliğini yapan Kraliçe Süreyyanın babasının, kızı hakkında çıkan yazı- lardan şıkayet etmesi üzerine kale- me alınmıştır. Bu şikâyet — üzerine Dışişleri Bakam Brentano, İran Se- firini bilhassa üzen yüksek tirajlı haftalık Der Stern mecmuasının Şa- ha hakaret ettiğini söylemiştir. Tasarı yakında Maeclise sevkedi- lecektir. Muhalifler şimdiden kılıç- larını bilemektedirler. — Adenauwer'in partisi içinde de, böyle bir tasarıyı gülünç ve yersiz bulanların — sayısı bir hayli kabarıktır.. Başbakan otori- tesini kullanmazsa, tasarının kanun- laşması hemen hemen imkânsızdır. Kanun ister çıksın, ister çıkma- sın. İşin en eğlenceli tarafı, Dışişleri Bakanı Brentano'nun, haka et edil- diğini ileri süren Der Stern mecmua- sı tarafından mahkemeye verilmesi- dir. Der Stern, sayın Bakandan "İ- ran Şahına hakaret" isnadının hesa- bını sormaktadır. Bakanların ga- zetecileri mahkemeye vermesine a- lışık olan bizler için, bunun aksi, i- nanılmaz bir haber gibi görünmekte- dir. Alman gazetecilerini gördükten sonra, Türk gazetecilerinin "hava- da uçtuklarına" kanaat getiren Zaferin Sarı Çizmelisi bakalım buna ne buyuracaktır. AKİS, 31 MAYIS 1958