YURTTA OLUP BİTENLER. rine almış ve bunda muvaffak olmuş- tur. Zira İşçi Partisi iktidar tarafın- dan resmen istişareye çağırılmayı kabul etmemekle beraber, bu hu ta gayrı resmi temaslara hayır de— tir. Bunun üzerine, Vali Foot Vasıtasiyle iki parti arasında temas- lar başlamış ve "Foot plânı" üze- rinde anlaşmıya — varılmıştır, — İşte Foot planı bu şekilde milli bır olan haline gelmektedir. Plânın millileş- mesi Muhafazakâr Hükümeti bir an evvel Kıbrıs meselesini halle zorlı- yac aktır. Zira muhalefet aylardan beri bu işin derhal bitirilmesi için İk- tidar üzerinde tazyik yapmaktadır. O halde Dananın kuyruğu yakında ko- pacaktır. İngilterenin Kıbrısı partiler üstü bir mesele yapması, muhalefet mev- cut değilmiş gibi hareket edenlerin avaz bağıran ne de elleri ve kolları ile jestler yapan bir atip dikkati çekti. Orta boylu esmer, zayıfça ha- tibin — ismini — dahi blen yoktu Gayet sakin, gayet yumuşak, "arka daşlar" diyordu, "uzun tecrubelerden sonra görmüş bulunuyoruz ki. halen Parti olarak takip ettiğimiz çalışma tarzı kifayetsizdir. Teker teker hıslara dayanan ye gelişigüzel idare edilen parti politikaları verimsiz kal- maktadır. Üstelik bu şekilde — elde edilen yahut elde edildigi zannedilen muvaffakıyetler de ,geçici — olmakta ve umumi e tatmin etmemekte- dir. İktidarda ve Muhalefette bunca tecrübeden sonra artık bir sistem dahılınde ve ekip halinde çalışmak zorunday Bir sistem dâhilinde ve ekip ha- linde çalışmak.. Demek bu topu to- pu yedi kelimeyle ifade edilen haki- C. H. P. Meclis Grubu Bir acaba gözlerini açacak mıdır? Kıb- rıs için milli bir Türk tezi ile orta- ya çıkmanın, İktidar menfaati ica- bı olduğunda şüphe yoktur. Bizim İktidar, — Muhalefet parti- lerini istişareye çağırmak; için acaba hanki eşref Saatinin teşrifini bekle- mektedir? C. H.P. Yedi kelimelik formül Bu hafta pazar günü, Ankaranın Sanayi Çarşısı diye maruf sem- tinde, gazino ile kıraathane arası bir H P Merkez ki kürsüyü yumruklayan, ne avaz 10 hayırlı kıpırdanma kati bulmak için, C. H. P. nin binbir mihnet ve meşakkat dolu sekiz uzun yılı arkasında bırakması gerekmişti. Sekiz sonra keşfedilen bu yedi kelımelık hakıkate» gerçı hâ- la gozlerını kapayanlar, hâlâ "adam demekmiş ekip halinde çalışmak ne demekmiş lider şahsi- yeti taşıyan şahıslara körü körüne bağlanmak?" diyenler vardır ama, bunlar artık yavaş yavaş ekalliyette kalmakta, hiç değilse ekalliyette kal- mağa başladıklarım hissetmekte ve son savaşlarını vermektedirler. Öte- kiler kendilerine bir de senbol bul- muşlardır: Turhan Feyzioğlu. Bu hafta, C. H. P. ile alâkalı en mühim haber buydu. Kongrelerde hayatiyet B asit Merkez İlçe Kongresi umul- duğundan da büyük bir alâka top- Yalnız Merkez İlçesinin, delege- leri değil, hemen bütün civar ilçeler- deki partililer kongrede hazırdılar. Sayıları -bir ilçe kongresi için- ha li kabarık bir milletvekili toplulugu da salonda kendilerine ayrılan yeri doldurmuştu. Kongrede -hemen bü- tün parti kongrelerinde olduğu gibi- tenkitler, münakaşalar, çekişmeler oldu. Ankara teşkilâtı İl Genel Kon- gresinin hazırlıkları içindeydi. He- men herkes heyecanlıydı. Herkes se- sini duyurmağa çalışıyordu. Kongre- de her şey. teşkilâtın, seçimleri kaza- an bir parti teşkilâtı olduğunu gös- terıyordu Salon tıklım tıklım doluy- du. O kadar ki. kapı aralıkları, pen- cere dipleri bile oturacak yer bula- ayakta kalanlar tarafından edilmişti. Konuşanların içinde kürsüyü — yumruklayanlar, bardak bardak su içenler, yerine oturduktan sonra dahi heyecanını yenemeyip O- radan söze karışanlar, ilerı geri lâf- lar edenler vardı. n bu gü- rülttü ve heyecan arasında ortaya bir hakikat çıktı: Teşkilat geçen se- çimlerde kazanılan — mahalli zaferle yetinmek — istemiyordu. Ankarada olduğu gibi bütün vatan sathında se- -imleri almak ve İktidarı mek azmindeydi. başka nokta daha gün ışığına kavuş- tu: Sayıları muazzam olmasa da, ba- zı delegeler ve partililer halen takip edilegelmekte olan çalışma tarzını yetersiz bulmakta ve bır sistem da- hilinde, ekipler halinde — çalışmanın zaruretini duymakta, bunu arkadaş- larına — anlatmaya çalışmaktadırlar. ladı. Külleri silkeleyiş Eskı Partide olup bitenleri yakın- dan bilen pek çok kimse, 1957 sonrası C. H. P. sini tanımakta güçlük çeker. Neticeler henüz elle tutulur hale gelmediğinden, dıştan bakınca devran aynı devran gi- bi görünmektedir. Ama aslında, Eski Parti, — kendisine bir gençlik aşısı zerkedilmişçesine, hücrelerinde can- lılık hissetmektedir. Çalışmalar gene gelişigüzeldir, — hareketler hâlâ rast- geledir. Fakat derde bir. teşhis kon- muştur ve bu tedavi yoluna girile- ceğinin delilidir.. Nitekim — Avrupai metodlarla partıcılık gayretleri hali- hazırda Türkiyenin bu en eski ve bü- yük partisine her geçen gün yeni a- vantajlar sağlamaktadır. C.H.P. bir A raştırma Bürosu kurtumuştur. Bir takım genç ilim adamlarının humma- lı bir mesai gösterdiği bu büro kısa zamanda umulan kadar olmasa da birçok isler başarmıştır. Gene tıpkı Batılı partilerde olduğu gıbı he— men bir Vilâyette bir Genel Merkez temsilcisi göndermeye başlamış ve teşkilat ile parti kademeleri arasında doğması mümkün ayrılıkları bu tem- silciler sayesınde önleme çareleri- ni aramağa koyulmuştur. Seçimler- den beri. yalnız Genel Sekreter de- ğil, ismi bilinen, C H.P.yi. şahsi- AKİS, 31 MAYIS 1958