1950'nin arifesinde Turhan Feyzioğ- lu devrin İktidarına sevimli gelmiyen tipler arasında sayılmaktadır ve me- selâ kürsü arkadaşlarından Mehmet Karasan -bugünün coşkun D.P. taraf- tarlarından- kendisini D.P. amaline hizmetle suçlandırmaktandır. Fakat şampiyonların — fikirleri degışınce genç ilim adamının sempatisi de is- tikamet değiştirmekte gecıkmemış— tir. Zira, gene her genç aydın gibi, Turhan Feyzioğlu için de ehemmiyet- li fikirolmuştur. Şahıs değil. Nite- kim 1954'de Üniversite öğretim Üyele- ri tarafından kurulan ve son zamanla- ra kadar mühim bir fonksiyon ifa e- dip devrini artık tamamlamışa ben- zeyen Forumda 1946'dan itibaren savunduğu görüşleri yeniden savun- maya koyulmuştur. 1956'da S. B. F, Fikir klüplerinin kurulması ve Foru mecmuasının neşriyatı D. P. İktidarınca pek hoş karşılanmamama başlamıştır. Bu a- rada Zaferde Feyzioğlu ve arkadaş larına — karşı hucumlar yoneltıldıgı görülmektedir. — Foru mlı neşriyatından mutazarrır olan Milli Eğitim Bakam Celâl Yardımcı bir gün FForum yazarlarından Bahri Savcı, Aydın Yalçın ve Feyzioğlunu hem de polis marifetiyle huzuruna davet etmiş, şayet Forumdaki neşri" yat devam ederse kendilerini Ba- kanlık emrine alacağı tehdidini sa- vurmuştur. Buna genç ilim adamları Forumun 35. sayısında cevap vermiş- ler işin tamamen kanuni bir iş oldu- ğunu ve neşriyatlarından asla vaz geçmeyeceklerini yazmışlar, — Celâl Yardımcı da kendilerine hiç bir şey yapamamıştır. İşte tam bu arada Feyzıoglu S.B.F ne Dekan seçilmiş- Her ne kadar Feyzioğlu arkadaş- larına Forumdaki yazıları sebebiyle İktidar tarafından pek sevilmediğini, bu yüzden İktidarla Fakültenin ara- sının açılabılecegını Dekanlığa seçil- memesi gerektiğini, — hatırlatmışsa da arkadaşları dinlememişler ve S. F. tarihinde görülmemiş bir şe- kılde daha ilk turda, ittifaka yakın reyle kendisini Dekan seçmişlerdir. eyzioğlunun Dekan olarak 195 yılında Fakultenın açılış dersi sıra- sında meşhur "nabza göre — şerbet vermeyin" tarzındaki beyanı İktida- rın sabrım taşıran son damlayı teş- kil etti. Artık bundan sonraki hâdi seler herkesi malümudur. Devrin Millt Eğitim Bakanı Ahmet Özel bu hâdise üzerine Senato ittifakla hayır dediği halde Feyzioğlunu derhal ba- kanlık emrine aldı. Feyzioğlu da ha- kikaten çok sevdiği hocalık — mesle- ğinden ayrılmak zorunda kaldı. Politika bağlayınca Türkiyenin en genç Dekanı öğre- tim hayatını terke mecbur kalın- ca, istikbalini düşündü. Memleket muayyen şartlar içindeydi.. Her genç aydının vazifesi, Türkiyeyi bu şartlardan süratle kurtarmaktı An- laşılıyordu ki ilk mesele, aydınlığa çıkmaktı. Hoca hocalığını, gazeteci gazeteciliğini, şu şunu, bu bunu an- AKİS, 31 MAYIS 1958 cak ondan sonra rahatça yapabile- cekti. Turhan Feyzioğlunun üÜşün- celeri bu oldu. Politikaya — girmek şart sayılmayabıhrdı Nitekim müsta- fi Dekan kendisi ile birlikte istifa e- den Forumcu arkadaşlarına ısrarla şu fikri telkine çalıştı: "Hiç bir parti- ye katılmayalım. Forum —etrafında müstakil bir grup — olarak kalalım. Fikir adamı sıfatıyla memleket dâ- vaları üzerinde durmak, yılmadan hakikatleri söylemek ömrümüzü dol- durmağa yeter bir iştir". Fakat bu fikir, fazla iltifat bul- madı. Bugün bir başka partinin en müfrit elemanı haline gelmiş Forum- culardan biri "Şimdi Hür. P. ye gi- relim, olmazsa oradan çıkar. C. H. P ye atlarız" gibi son derece açıkgöz bir teklif yaptı. Böyle hareketin cid- diyetinin bulunmıyacağı aşikârdı. Bu arada, üç Forumcu siyaset haya- tına atıldı. "Forum etrafında müsta- kil bir grup olarak kalmak" imkânı artık yoktu. Feyzioğlu, aklıselimin icabını yerine getirdi. İnkılâpçı, hür- riyetçi, idealist bir liderin partisi vardı. C. H. P. ye girdi. Orada çalı- acaktı, orada inkılâpçılığı, — hürri- yetçiliği ye idealistliği — dişleriyle ve tırnaklarıyla savunacaktı. 957 se- çimleri, hemen bütün genç aydınla- rın Turhan Feyzioğlu gibi düşündü- ğünü gösterdi. 1954 de D. P den yüz- de 23 az re n C. H. P. 1957'de her şeye rağmen, aradaki farkı yüz- de 6'ya indirdi. Önümüzdeki ilk se- çımlerdc ibrenin istikamet değiştire- ceğini anlamak için kâhin olmaya lüzum kalmıyordu. Ne var ki, CH. P. kendisine verilen reylere olduğunu ispat etmeliydi. lâyık Arayış devri Seçimlerden bu satırların yazıldığı tarihe kadar günler, lâyık olma YURTTA OLUP BİTENLER tarzının aranmasıyla geçti. Hâlâ ka- ti bir neticeye varılmış değildir. C H. P. eski itiyadlanndan şahsi kişmelere, rehavet — meraklılarından kof şöhretlere, dertlerinden — halas olmuş sayılamaz. Ama bir fikir et- rafında toplanılmaya başlanmıştır.. Bu fikir, Meclis Grubu ile Merkez İdare Kurulu arasında işbirliğinin tam bir şekilde sağlanabilmesi için bir "İcra Komitesi" teşkili fikridir. Gerek Gruptan, gerek Merkez İdare Kurulundan seçilecek sekiz on kişi- lik bir Komitenin Parti içindeki fa-. aliyetleri en iyi düzenliyecek organ olacağı artık anlaşılmıştır. Hemen er gün toplanacak ve gündelik hâ- dıseler karşısında partinin durumu- nu tâyin edecek, alınacak tedbirleri ve kararları plânlayacak olan böyle bir Komite daha şimdiden — Partide gerçekten büyük bir alâka toplamış- tır. Fikri şiddetle savunanlardan bi- ri de Turhan Feyzioğludur Parti i- çindeki seçimlerde hemen her zaman gönüllü olarak arka plânda kalmaya çalışan ve şahıs — meselelerinden u- zak kalma arzusunu fulen gösteren Feyzioğlunun tek gayı C, D P. nin — vazifesini müdrık çalışmaları müessir bir parti haline gelmesidir. Feyzioğluna göre, şayet günün birinde C. H. P. bir defa daha İk- tıdarı alırsa bu geliş hazırlıklı ol- Bir çalışmanın teşkıl etmelidir. İktidardak nin yanlış hareketlerinden memleket— te doğurduğu buhranlardan ve mem nunıyetsızhklerden faydalanılarak kazanılan, tek mleyle "a t piş ağzıma duş" felsefesıyle elde edılen zaferlerden — hayır gelmemektedır Bu tip muvaffakiyetler arızi ve ge- çıcı olmaktan öteye gidememektedir. "İşte Turhan Feyzioğlunun, Partiye semeresını P. Feyzioğlu ve Turan Güneş Yedek Subayda Geçmiş zaman olur ki 13