SPOR istanbul futbol heyeti âzası Apak, Selâhattin ve Basriyle doğuşu Sporda ilk kanı Orhan Şeref Apakla tanışıyor- du. Yeni Başkan basına di. Sportif tekâmülde — gazeteciliğin ühim rolünü eskiden beri takdir ettiğini söylüyordu. Çok önemli prob- lemlerle karşı karşıya bulunan "mü- him" adamların ruh haleti içindey- di ve her zamanki gibi sakindi. Orhan Şeref Apak, 1322 de İs- tanbulda doğmuştur. Futbol topu- nu ilk defa babası merhum Gar- nizon Kumandanı Şeref beyin Çan- kırıdaki ikâmeti sırasında görülmüş- tür. Çankırıda bulunan İngiliz esirleri- nin Kızılhaç vasıtasiyle — getirttikleri futbol topu bugünkü Futbol Federas- yonu başkanımızın, hayatında mühim müteşekkir- rol oynamış ve Orhan Şeref "top" zevkini ilk defa böylece tatmıştı. Da- ha sonra İstanbulda Ingılız High School'da futbol oynamağa başlamış hakiki futbolcu olarak da Süleyma- niye kulübünde "işe" girişmiştir. Or- han Şerefin sahadaki futbol hayatı pek uzun değildir. Talihsiz bir sakat- lıkla meşin topu bırakan Apak bu "hastalıktan" kendini kurtaramaya- rak idarecilik yönünde çok daha ba- şarılı bir hayat kazanmış ve bu güne kadar devam eden "usta bir idareci" olmuştu. Süleymaniye kulübünün mu- hasipliğinden başlayarak kısa zaman- da ilerleyen Orhan Şeref, kulübün re- isliğine kadar yükselmiş, daha sonra futbol ve bu sporun teşkilâtı yonunde— ki Vukufu gözden kaçmayarak yeni "Futbol Heyeti Reıslıği" ne getirilmiştir. 28 yıl önce, - bugünkü Futbol Federasyonuna tekabul eden bir teşkilâtın başına getirilen Orhan Şeref, vazifeyle Ankaraya nakli dola- yısıyla baş şehre gelmiş ve "Ankara Futbol Heyeti Reisliği"ne tâyin edil- 32 teşkilâtlanma ruhunun miştir. Ancak çalışkan reislerini u- nutmayan İstanbullular, Apakın İstanbuldaki ünvanını da bir cemile olarak geri almamışlar, Orhan Şeref beş yıl iki şehrin futbol heyeti rei3i olarak çalışmıştır. Aynı yıllarda Ankara Gençlerbirliği Kulübü Umu- mi Kaptanı seçilmiş, daha sonra An- kara Altınordu, Ankara Spor ve Gü- neş kulüplerinin idari kademelerinin başında bulunarak merhum — Cevat Abbas beyle çalışmıştır. Cevat Abbas beyin ölümünden ve Güneş kulübünün Gençlerbirliğine iltihakından — sonra bu kulüpten ayrılmamış, umumi kap- tanlık ve uzun seneler reislik yap- mıştır. Ankara Gençlerbirliği kulü- bünün bugün dahi en büyük idareci- si olan Orhan Şeref, 1951 yılında, Helsinki Olimpiyadına katılacak A- matör futbol ekibinin hazırlanması için muvakkaten teşkil edilen Federas yonun umumi kâtipliğine tâyin edil- miş, nihayet 1952 yılında ilk , defa resmen Türk Futbol — Federasyonu Başkanı olmuş, 1954 yılı ilkbaharın- da istifa ederek ayrıldığı bu vazi- feye ikinci defa, geçen hafta, bütün futbol meraklılarının ve spor basını- nın tasvibiyle yeniden getirilmiştir. İlk perde ve alkışlar Orhan Şeref Apakın ilk Federas- yon başkanlığı 1952 yılına rastlı- yordu. Teşkilât merkezinde bir Büro- su dahi olmayan Federasyonun başına geldiği zaman, "işin" spor sahası ka- dar Bürodan idare edıldıgını ve yü- rütüleceğini bilen yeni başkan, An- karada bu büro 'yu kurduktan sonra Federasyonun "bulunmayan" tahsi satı ile — masraflarım karşılayacak parayı "bulmak" çarelerini araştır- mış, 1951 de B 1 olan Profesyonel maçlardaki Federasyon hissesini önce B 2 ye yükseltmiş, daha sonra bu fondan toplanarak Federasyona inti- kal etmeyen ve "dondurulan" hisse- leri Maliye Bakanlığı nezdinde yap- tığı çalışma ile almış ve gerekli teş- kilâtı kurmak yolunu tutmuştu. A- paka "Bu para ile ilk defa ne yaptı- nız?" diye sorulduğunda alınan ce- vap hayli enteresandı. Bu para ile Federasyon Bürosuna bir memur tut- tuğunu, sonra da bu memurun so- ğukdan donmaması için bir soba al- dıgını söyleyen Orhan Şeref, bugün hissenin B 5 e, paranın bu hisse ile 35. 000 lıradan 120 000 lıraya yüksel- diğini iftiharla ve zevkle ifade etmek- teydi. Federasyon Bürosunu kurduk- tan sonra ilk iş olarak Futbol Fede- rasyonunun yurdun dört tarafına da- ğılan kupa ve bayraklarını toplaya- rak bir "müze" meydana getirmiş ve ancak bundan sonra sahaya inmişti. Hakem probleminin daima şikâyet konusu olduğunu bilen Apak bir yurt içi "Hakem Deplâsmanı"nın derde o zaman için çare olacağını görmüş ve böylece Bölgeler hakem deplasmanı- nın temeli atılmıştı. Orhan Şerefin daha 1952 yılında aksaklıklarla dolu Profesyonellık Talimatnamesinin dü- zeltilmesi için yaptığı çalışma hay- li önemliydi. Daha sonra teşkilâtçı Başkan, Türkiyede ilk defa "Genç Milli Takım" meselesini ele almıştı. Bu konuda Apakın hayli enteresan hatıraları vardı. Başkan "O Günler- de Bölgelere, birer mektup — yazdık ve yaşları 16 . 18 arasındaki futbol- cuların miktarı ve, isimlerini istedik" d ordu. Ancak butun bolgelerden Boyle Futbolcumuz yoktur" şeklin- de gelen cevap Orhan Şerefi şaşırt- mıştı. "Kollarımı sıvadım mekteple- ri gezdim" diyen Apak, bulunan isti- datlı gençleri teşkilâta bağladığını, İstanbulda Cihat Armanı, Ankarada Vahap Özaltayı, İzmirde Sait Altın- orduyu gençlere antrenör tâyin ede- rek, Genç Milli ekibin temelini attı- ğını söylüyor, böylece ilk defa yer li antrenörlerden faydalanma yo- lunu da bulduğunu açıklamış olu- yordu. Apakın ilk Federasyon Baş- kanlığı sırasında Türk Milli Eki- binin —yaptığı milli maçlar, — Türk Futbol Tarihinin “"altın" sayfala- rıydı. Juüles Rimet Kupası için yapılan 1954 elemelerinde Madritte İspanyaya 14 yenılen ekip, İstanbul- da yapılan maçı 1-0 almış, Romadaki barajı 2-2 ye kura 1le atlayarak fa vorilerden İspanyayı elemiş, Avrup n korkulan takımı Yugoslavya ıle 2-2 berabere kalırken, İsviçreyi ken- di sahasında iki kere 2-1 ve 1-0 yen- miş, İtalya (B) ye 0-1 yenilmişti. Bu- nun yanı sıra 1952 Dünya Genç Milli takımlar şampiyonasına giren' "kü- çükler" Fransız Futbol Federasyonu Reisinin —"harika - tâkım 1-0, Luxembourg'u 3-0 Ispanyayı 32 ye- nerek bütün Avrupanın dikkatini çek— mişler, finalde münakaşalı ve iki penaltılı maçta Macaristana 0-2 kay- bederek Dünya Gençler ikincisi ol- muşlardı. —İkinci — defa — katıldık- AKİS, 4 OCAK 1958