Bir tahliye talebi ozgatta mevkuf bulunan Gazian- tep hâdiseleri sanıklarından Ce- mil Saitin — avukatları bugüne ka- dar muhtelif fasılalarla dört — defa tahliye talebinde bulunmuşlar fakat her seferinde de talepleri red edil- mişti. Ancak bir defa, o da ilk sefe- rinde tahliye talebi Sorgu Hakimince kabul edilmiş, fakat bu tahliye kara- rını da Ağır Ceza Mahkemesi ref etmişti. Tahliye talebini kabul eden Sorgu Hakiminin başına gelenler ise daha unutulmamıştı. Hatırlarda olduğu üzere tahliye talebini kabul eden Necmeddin Güvenli, önce Sor- gu, hakimliğinden alınarak Ağır Ce- za Mahkemesi azalığına getirilmiş, sonra da oradan alınarak Çanakka- lenın Lapsekı kazasına tâyin edilmiş- O günden bu yana da bir daha, hıç bir Sorgu Hakimi sanıkların tah- liye taleplerini kabul etmemişti. İşte bu haftanın basında Sorgu Hakimi- nin hastalanarak rapor alması üze- rine Cemil Sait Barlasın avukatla- rından Nedim Korkmaz bir kere da- ha ümitsiz bir teşebbüse girişmiş ve beşinci defa vekâleten Sorgu Hakim- liği yapan Enis Tokay nezdinde tah- liye tele biride - bulunmuştu. Ancak haftanın basında yapılan bu talep, vaktin geç olduğu göz önünde bu- lundurularak ertesi güne bırakılmış- tı. Tahliye talebinde bulunan — Avu- kat Nedim Korkmazın doğrusu bu se- fer de pek ümidi yoktu. Ancak ilk gün alamadığı cevabı ikinci gün ak- şam üzeri alınca şaşkına döndü. Di- lekçeye verilen cevaba baktıkça göz- lerine inanamıyordu. Sorgu Hakimli- ğine vekâleten bakmakta olan Ha- kim Enis Tokay tahliye talebini ka- bul etmişti. Cemil Sait Barlas tah- liye edilecekti Nitekim, 1957.nin son günü akşam AKİS, 4 OCAK 1958 üzeri tebliğ edilen karara göre, Ce- mil Sai em de kefaletsiz. olarak tahliye edilmişti. Davasına mevkuf olarak bakılacaktı. tan hayli uzak olan Cezaevine Yoz gatlılar büyük bir kafile halinde git- mişlerdi. Avukatları, Yozgat P İl teşkilâtı ileri gelenlerı ve partılı partisiz bir sürü vatandaş Cemil Sa- it daha hapishane kapısında görünür görünmez onu kollar arasına alıp bağırlarına basmışlardı. Cemil 'Sait artık mevkuf değildi. Hürdü. Kendi- sini kucaklıyanlaran kolları arasın- daydı. Ancak Cemil Sait hapishane- nin önünde kendisini karşılayanlarla kucaklaştıktan, dışardaki h vayı teneffüs ettikten sonra bir da- kika duraklamıştı. İşte hürriyetine kavuşmuştu. Yeni yılı sevdiklerinin, kendini sevenlerin arasında geçire- cekti. Ama ya içerde kalanlar? Ken- disi ile beraber ayni suçtan sanık o- Cemıl Sait Barlas avukatlarıya Hürriyetten — önce.. larak içerde kalanlar. Onlar yeni yılı kaderleri ve kederleriyle başba— şa geçireceklerdi. Cemil Sait onların safından ayrılıp da onları "baba"sız "ağabey: mi bırakacaktı? Cemil Saitin rakık yüreği buna razı ola- mazdı. Kapıda kendini uğurlayan ha- pishane idarecilerine doğru — döndü. "Hiç değilse yılbaşı gecesini arkadaş- ları ile geçirmesine müsaade edil- mez miydi?" Ama alâkalılar "hayır” diye cevap vermişlerdi. —Hapishane nizamları buna müsait ..değildi. Ce- mil Sait arkada, dört duvar ara- sında bıraktığı arkadaşlarından nem. li gözlerle ayrıldı, Yozgata — doğru Üürüdü. Cemil Saitin tahliye edildiği sa- atlerde haber Ankarada da duyulmuş ve sonsuz bir sevinç yaratmıştı. Bu sevinci gölgeleyen tek şey geride kalan otuz kişinin ne olacağı endişe- si idi. Nitekim haber geçe geç vakit YURTTA OLUP BİTENLER C. H. P. Genel Başkam Inonuye ulaş- tırıldığında İnönünün ilk sözü "Ya ö- bürkülerden ne haber?" demek ol- muştu. Maalesef onlardan bir haber yoktu. Onlar yeni yılı Yozgat hapis- hanesinin soğuk dört duvarı arka- sında karşılayacaklardı. Cemil Saitin karısının ve çocuklarının sonsuz bir sevinç içinde yüzdüğü o gece geride kalan otuz kişinin aileleri yani yılı boyunları bükük. karşılayacaklardı. Hayat böyleydi. Kimini güldürürken kimini ağlattırdı. Meselâ bir Ali İhsa- nın genç eşi ve ufacık çocuğu, bir Os- man Bilenin, bir Refik Danişin ailele- ri o. akşam yere evlerinin erkeği- nin yolunu bekleyeceklerdi. Barlasın tahliye haberı ailesine u- laştırıldığında evde adeta bir bayram havası esmişti- Barlasın küçük oğlu Selim ne yapacağını bilememişti. Ar- tık genç bir erkek olan Mehmet ise rahat bir "oh" çekmişti. Nihayet ba- balarına kavuşacaklardı. Evlerinin ta- dı tuzu gelecekti. Barlasın eşi Emine hanım kocasına bir an evvel kavuş- mak istiyordu. Ancak vakit bir hay- li gecikmişti. Yozgatta ise Ankaraya kadar gelebilecek bir taksi — yoktu. Gece yarısı ciple yapılacak bir yolcu- luk ise pek emniyetli — olmayacak- tı. Yozgata telefon edilmiş ve bizzat Barlasla konuşulmuştu. Barlas, Hacı. nın Lokantası diye anılan, bir lokan- tada idi. Avukatları, arkadaşları hep oraya toplanmışlardı. Yılbaşını be- raberce kutlamak istiyorlardı. Cemi Sait telefonda kendisini arayıp bulan Turan Feyzioğluna geceyi Yozgatta geçirmek istediğini, ertesi sabah karadan bir arabanın yollanarak ken— disinin Ankaraya gelebilmesinin te- min edilmesini rica etmişti. — Artık hürdü. Dışardaydı. Ha bir gece evvel ha bir gece sonra. Bunun ne mahzu- ru vardı. Bu gün olmazsa yarın ço- cuklarına, yuvasına kavuşacaktı. 13