ÇA L I İşçiler Grev mi? eride bıraktıgımız yıl — içinde, Türk isçi hareketinin' büyük bir ilerleme kaydetmediği muhakkaktır. Işçılerın ekonomik, sosyal menfaatle- rini ve haklarını korumak ve sağlam- laştırmak için mücadele imkânlarını tam olarak elde edemedikleri; aksi- ne ellerindeki bazı kanuni imkânla- rı da her gün biraz daha kaybetmek- te oldukları meydandadır. Türk işçisi I. ve TI. Meşrutiyet ve hattâ Cumhurıyetın ilk — yıllarında sendika kurmak hürriyeti ile grev hakkına sahıp bulunuyordu. Fakat ve hürriyetler tıpkı di- ger hürriyetler gibi memleketimiz- e pek ömürlü .olmamıştı. Her sefe- rinde bunların yeniden elde edilmesi için mücadele etmek gerekiyordu. Tabiatiyle hürriyet ve hakların böyle kapanılıp kaybedilmesinin bazı se- bepleri vardı.' Bunların başında şüp- hesiz,- elde edilen hak ve hürriyetleri korumak ve kaybetmemek için hiçbir .mücadele yapılmamış olması gelmek- teydi. Vatandaş hak. ve hürriyetleri gibi, işçi hak ve hürriyetleri de bir defa kazanıldıktan sonra bunların korunması için mücadele edilmesi gerekiyordu. Çünkü uzun mücadele- ler sonunda diğer vatandaşlara oldu- ğu gibi, işçilere de bazı hak ve hürri- yetlerini — tanıyan idareler, bunu kendiliklerinden değil, — fakat çeşitli baskılar altında kaldıklarından yap- maktaydılar. Bu sebeple hükümetle- rin ilk işi, verilen bu hak ve hürri- yetleri ilk fırsatta kısmak veya or- tadan kaldırmak oluyordu Türk işçisinin uğradığı — haksız- ŞMA lıklardan kendisini kurtarması, daha iyi bir hayata kavuşması için müca- dele vasıtası olarak elinde bugün i- çin sendikalardan başka bir mücade- le vasıtası kalmamıştır. Yıllardanbe- ri Türk işçisinin grev ve kollektif mukavele gibi artık dünyanın en ge- ri memleketlerindeki işçilere tanın— mış olan hakları kazanmak için y tığı teşebbüsler maalesef bir netıce vermemiştir. Bunda tabiatiyle tutu- lan yolun yanlış olmasının büyük bir rolü vardır. Nasıl Muhalefet kendi- sinin çalışmasına en elverişli şartla- rın iktidar tarafından hazırlanması- nı bekleyip kendisi hiçbir şey yap- mıyorsa, işçiler de kendı 'durum- larının düzeltilmesini "başkaları" n- dan — beklemektedir. —Halbuki işçi- lerin menfaatlerini kendilerininkine aykırı ve zıt görenler de işçinin hak- kını kendiliklerinden vermiyecekler- dir. Hak ve hürriyetlerin elde edil- mesi için ciddi bir mücadele yapılma- dan, sadece verileni almak politikası güdülürse durumun kendiliğinden düzeleceğini beklemek yersiz olur. Bununla beraber, bütün bu ka- ramsar duruma Trağmen Türk İşçi hareketinin insana ümit veren taraf- ları yok değildi. Türk işçisi önünde- ki engellere ve güçlüklere Tağmen öğrenmeğe ve yolunu bulmağa gay- ret etmekteydi. Bu hakları çiğnendiği zaman işini bırakabilmek- teydi. Son olarak İzmir liman inşaatı işçileri, ücretlerinin arttırılması yo- lundaki haklı isteklerinin uyutulması karşısında işlerini birakmak zorunda kalmışlardı. İşçilerin bu hareketleri- nin grev sayılabilmesi için bir takım şartların varlığı gerektiği halde bu- na hemen grev damgasının basıldığı, Bir yol inşaatında çalışan işçiler Dert bir değil ki.. 20 bu suretle işçilere karşı bir yıldırma politikası guduldugu görülmekteydi. Fakat bundan önce de İzmir isçileri muteahhıdın iş şartlarını bozması karşısında işlerini bırakmışlar ve bu hareketleri başarılı olmu O za man olduğu gibi bu defa da 1şçılerın haklı oldukları anlaşılmaktaydı. Türk işçi hareketinin geleceği hakkında insana ümit veren kanun çerçevesindeki bu fiili —mücadeleden başka, sendikalara karşı işçiler ta- rafından gittikçe artan bir alâka gös- terilmesidir. Birlik ve federasyonla- rın kapatılmasına ve çeşitli baskıla- ra rağmen işçiler, sendikaların bu- gün değilse bile vakın bir gelecekte kendilerine neler sağlayabileceğini anlamışlardır. Bu sebepledir ki, sen- dikaların çalışmalarını işçiler yakın- dan takip etmekte, sendika idarecile- rini ehil işçiler arasından seçmeğe gayret etmektedir. Hattâ birçok iş kollarındaki sendikaların idarecileri yüzünden, iş göremez hale gelmeleri karşısında bu idarecileri işbaşından uzaklaştırmak veya yeni sendikalar kurmak yolunda bazı hareketlere bi- le rastlanmaktadır. Meselâ Türkiye gemi sendikasındaki — huzursuzluklar aynı iş kolunda yeni bir sendikanın ortaya çıkmasına sebe olmuştur. Bununla beraber işçiler aynı iş ko- lunda iki sendikanın işçi hareketine zarar — verebileceğim — bildiklerinden birleşme yollarını daima açık tut- maktadırlar. Nitekim Türkiye Deniz ciler Sendikası da geçen hafta yap- tığı olağanüstü kongresinde kuruluş sebeplerini açıkladıktan sonra, Tü kiye gemi adamları ile bırleşmeyı reddetmediğini bildirmiştir. İkramiyeler D ünyanın birçok memleketinde iş- çiler yılbaşı ıkramıyelerını alıp herkes gibi yeni yıl için alışverişe çıkarken, Türk işçisi maalesef bun- dan mahrumdur. Ama bu, onun biri- cik mahrumiyeti degıldır Kış yardı- mı, ücretli yıllık izin gıbı birtakım haklar da Türk işçisinin kavuşama- dığı nimetler gibidir. Bu bakımdan yeni yıl şenlikleri Türk işçisi için büyük birşey ıfade etmemektedir. O, herkesin — yuvasında — eğlenmek ve sevdiklerini sevindirmek için hazırlık yapan, alış-verişe çıkan vatandaşlar- dan tamamen ayrıdır. Ücreti gün- lük geçimini sağlamaktan bile uzak- ken yılbaşı eğlencesi Türk işçisi için ancak diğerlerinden farklı oldugunu ve sefaletini hatırlama için bir vesi- leden başka bir şey değildir. Türk işçisi, O, memleket ekonomisinin te- meli olan işçi,' yılda bir gün olsun ya- kınlarını sevindirmek imkânından mahrumdur.Yılbaşı gecesi adam ba- şına yüzlerce binlerce lira harcaya- rak sabahlara kadar eğlenenler, .hiç değilse yılbaşı mahmurluklarım ge- çirdikten sonra bir parça da yeni yıllarını iki, üç portakalı aralarında bölüşerek geçiren işçileri düşünme- li, onlara hiç değilse yeni yılda yeni imkânlar temin etmenin yolunu bul- malıdır. AKİS, 4 OCAK 1958