YURTTA Millet Bir yeni yıl B u haftanın ortasında, Salıyı Çar- şambaya bağlayan gece bir yeni yıla gırerken 1t1raf etmek lâzımdır ki pek çoğumuzun keyfi yerinde de- gıldı Keyifsizlik huzursuzluktan ge- liyordu. Siyasi hayatımızdaki dalga- lanışlar memleketin mukadderatına nihayet hâkim bulunan çevrelerdeki asabiyet, gözle görülür — şekil alan tehlikeli temayüller elbette ki yürek- lere su serpecek mahiyette — sayıla- mazdı. Onun için endişeleri haklı bul. mamanın imkâm yoktu. Dert, çok partili re]ımlerın icabı- nın bir turlu kavranma sinde, tek partılı re]ıme bir muayyen e Allahta çok ü hasret çekmesındeydı giderilmesi imkânsız bir asret ol- dugunu Türk seçmeni daha bir kaç ay evvel mükemmel şekilde ispat et- miş, gözlerin önüne sermişti ama, iş- te Aanlamak istemeyenler bir türlü anlamaya yanaşmıyorlardı Hakiki "anakronizm" buydu ve hem o züm- renin, hem de dolayısıyla milletin huzursuzluğu sadece ve sadece bun- dan ileri geliyordu. 1957 seçimlerinden — sonra 1stıkbale ümidle da son derece zordu. Millet bir rejime sahip çıktıktan sonra onun icapları ancak gecıktırılebılırdı Mücadele edilecek- az daha fazla ıstırap ta çekılecektı 1958 senesi bu bakımdan, ünyada olduğu gibi, bizim Turkıye— mizde de son derece mühim bir sene olmak istidadını gösteriyordu. Şim- - Demokrasimiz denılebılırdı ürklerin seçtikleri rejim" Bundan sonra mucadele esses nizamın ötesinde değil, bu yanın da kalınmak suretiyle Türklerin mü- cadelesi olacaktı. Tarih, bu nevi mü- cadelelerin eninde sonunda muzaffer olduğunu, bir milletin yürekten iste- diğinin daima gerçekleştiğini göste- ren misallerle doluydu. Mücadelenin — çetin — geçeceğini saklamağa lüzum yoktu. Fakat şere- fi de o nisbette büyük olacaktı ve muhtemelen 1958 senesi müstakbel rejimimizin kaderini tâyin edecekti. Kıbrıs Hayrola Sir? B u haftanın başında Salı günü ak- amı B.B.C. radyosunun neşriya- tım takip etmekte olan bir gazeteci bir ara Kibrisin yeni Valisi Sir Hugh Foot'un yeni yıl dolayısı ile verdiği bir beyanatta Türk ve Yunan halkına da hitabedem cümleler duyunca hay- retle yerinden 4 fırladı ve radyonun. OLUP BİTENLER ses düğmesini biraz daha açtı. Vali Sir Foot, yeni yıl dolayısı ıle verdiği beyanatta Kıbrıstaki Rum ve Türkle- re değil, Türkiyedeki Turklerle, Yu- nanistandaki Yunanlılara hitap edi- yor ve her iki taraftan da anlayış ve müsamaha gostermelerım icap ederse milletlerarası -statükonun mu- hafazası için bazı fedakarlıklara kat- lanmalarım istiyordu. Son zamanlarda şu Kıbrıs işi erçekten acayip kılıklara girmişti. Kıbrısın İngiliz Valisinin Türklere ve Yunanlılara hitap ettiği günün saba- hı, Kıbrıs Türklerinin alelacele An- karaya çağrılmış olan Lideri Dr. Fa- zıl Küçük ise Dışişleri Bakanlığın- da, beraberinde Kıbrıs Başkonsolosu- muz da olduğu halde bazı temaslar yapmakla meşguldü. Aynı gün aynı yapılar, toplantılar, Kıbrıstaki Konso- losluk kadromuzun takviyesi, bir ba- sın barosunun faaliyete — geçirilmesi, bugüne kadar işi hep ağırdan tutmuş olan Cumhuriyet Hükümetinin yeni kararlar arifesinde olduğunun alâ- metleri idi İngiltere ise yıllardan beri sürüp giden Kıbrıs dâvasının artık bir hal yoluna bağlanması ve neticenin bir an evvel alınmasına karar vermişe benziyordu. Pariste yapılan görüşme, ler sırasında, İngiltere ile Amerika bazı anlaşmalara da varmışlardı. İn- giltere ile Amerikanın beraberce bul- dukları hâl yolu neticede donup do- laşıp "Self - Goövernment"a dayana- caktı. İngiltere hem bir dert olan Kıbrıs dâvasından kurtulmak hem de Adadaki haklarından hiç değilse bir Dr. Fazıl Küçük Esenboğada karşılayıcılar arasında Çat orda, çat bur da... saatlerde, İstanbul Vilâyetinin ikin- ci bir Başbakanlıga donmuş olan hu- susi odasında Baş Menderes, Dışişleri Bakam Fatın Rüştü Zorlu ve Umumi Kâtip Melih Esenbelin de katıldığı bir toplantı yapılıyordu. Sa- bah başlayan bu toplantının öğleye kadar devam eden ilk faslından son- ra Dış İşleri Bakanlığı Umumi Kâ- tibi Esenbel hemen ilk Uçakla Anka- ra ya dönmüştü. uçağında ise Dışişleri Bakanı Zorlu Ankaraya dönüyordu. uhaf tesa- düftür Zo__rlunun bindiği uçakla An- karaya dönenler arasında Yunanis- tanın Ankara Büyük Elçisi Pesmaz- oğlu da bulunuyordu. Kulağa kaçan kar suyu Vaziyet öyle gösteriyordu ki Cum- huriyet Hükümetinin kulağına bir kar suyu kaçmıştı. Ankara İstanbul arasındaki bu gidiş gelişler, üst üste kısmına sahip kalmak istiyordu. Son zamanlarda Makarios'un takındığı tavır da ayrıca calibi dikkatti. Ame- rika turnesinden döndükten eskisinden de cüretkâr konuşmağa başlamıştı. Hazretin bu günlerde bir Londra yolculuğu yapacağı, bu yolcu- luktan sonra da yeniden Adaya dö- neceği söyleniyordu. İngiliz İşçi Par- tisinden sonra Liberaller de Makari- os'un Adaya dönmesi fikrini destek- lemeye başlamışlardı. Zaten aslında, Makarios'un Adadan uzaklaştırılma- sının meseleyi — halletmiyeceği çok evvelinden bilinen bir hakikatti. A- KİS bunu daha Makarios hakkında- ki sürgün kararı tatbik edildiği «Tün- lerde haber vermişti. Nitekim aradan geçen yıllardan sonra şimdi İngiliz- ler de bunu anlamışa benziyorlardı. Şiddet tedbirleri, ve cezalar Adadaki sulh ve sükünu temine yaramamıştı. AKİS, 40CAK 1958