DÜNYADA OLUP Doğu - Batı Buluşamıyanlar D. akikalardan beri elindeki ga- zeteyi dikkatle okuyan ' adam, bir ara birden başını yana çevirdi ve ayak ayak üstüne atmış, gözleri si- garasının dumanında, dalgın oturan arkadaşına: "— Yahu söylesene Allah aşkına, dedi, şimdi bu adamlar birbirleriyle buluşacaklar mı, — buluşmayacaklar 19" Yaşlı adam, dış politika meselele— rine meraklı bır emekli idi. Bir haf- tadan beri gazetelerdeki dış polıtıka 1le ilgili hâdiseleri her an biraz daha rtan, bir merakla takıp ediyor ve Pineau Buluşacaklar mı, kendi kendine bir türlü karara vara- mıyordu 1 okuyucunun buluşup, bu- luşamıyacaklarını bir türlü anlaya- madığı kimseler, Batı ile Doğunun en yüksek kademeli idarecilerinden başkaları değildi. Geçen ayın ortala- rında Pariste yapılan NATO Konse- yi toplantısında Batılı Başbakanlar Sovyet Rusyaya, silâhsızlanma me- selesinin görüşülmesi için, Dışişleri Bakanları kademesinde — beşli bir konferansın toplanmasını teklif et- mişlerdi. Halbuki Rus Dışişleri Ba- kanı Gromyko, Sovyet Yüksek Şü- rasının NATO toplantısının hemen ertesinde yaptığı bir içtimada, Sov- yet Rusyanın Dışişleri Balkanları kon. feransı fikrini tutmadığını açıklıyor- u. ,Gromykoya göre, silâhsızlanma meselesi ancak Sovyet Rusyanın — ku- AKİS, 4 OCAK 1958 Gromyko buluşamıyacaklar rulmasını istediği ve Birleşmiş Milleti- lerin bütün üyelerinden teşekkül ede- cek bir komisyon tarafından halledile- bilirdi. Eğer Batılılar Sovyet Rusya idarecileniyle bir masa etrafına otur- mak istiyorlarsa, Bu masanın etra- rında Dışişleri Bakanlarının değil, Başbakanların oturmasına Trıza gös- termeliydiler. Bundan başka, bu Başbakanların konuşacağı — şey yal- nızca silâhsızlanma meselesinden de ibaret olmamalıydı. Masanın etrafın- da toplanmışken bütün dünya mese- leleri görüşülmeliydi. Gromyko'nun yaptığı bu mukabil teklif Batı dünyasında hayret uyan- dırmıştı. Doğrusu istenirse, bu hay- retin sebebi teklifin mahıyetmden gelmiyordu. Hayret uyandıran Gro- myko'nun Batı tekliflerini cevaplan- Lloyd mı? dırmak için gösterdiği isticaldi. Ba- zıları Sovyet Dışişleri Bakanının bu hareketinden iyimserlik payı çıka- rıyorlar, bunun mutlak bir red ceva- bı olmadığını söyliyerek buluşma ka- pısının açık bırakıldığım ileri sürü- yorlardı. Yalnız Sovyetler askeri a- landa Batılılara nazaran daha üstün oldukları kanaati içinde bulunduklar rından kendilerini biraz naza çekmek istemişlerdi. Diğerlerine — göre ise, bundan daha kesin bir red cevabı ola- mazdı. Zira Batılılar umumi meseleler üzerinde Ruslarla yapılan toplantıla- rın hiçbir sonuca ulaşamıyacağını acı tecrübelerle anlamışlardı. Bu ba- kımdan, ağızlarını yoğurtla yakmak istemiyeceklerdi. Nitekim geçen haf- tanın başında, İngiliz Başbakanı MacMillan aynı eyleri — söyliyerek Rus teklifinin musibet bir teklif ol- BİTENLER madığını belirtiyordu. Dulles ise daha ihtiyatlı konuşmuştu. Avrupalı dost- larına sormadan hiçbir cevap vere- miyeceğini söylüyordu. Bu, Dulles'ıri olaylardan ders almak konusunda e- pey yol aldığım gösteren, hayırlı bir işaretti. Mısır Kahire Konferansı eçen hafta Kahire sokaklarında dolaşan bir turist, hiç düşünme- den, Babil Kulesinde bulunduguna yemin edebilirdi. Sokaklarda rengâ- renk sarilere bürünmüş Hıntlılerden entarili Çinlilere kadar kırka ya millete mensup insan dolaşıyor, otel— lerde yatacak tek boş yatak bulun- muyordu. Ancak, bu kadar insanın konuştuğu dil ne olursa olsun agız— lardan çıkan kelimeler aynı şeyi rad ediyordu: Sömürge aleyhtarlıgı Zira geçen hafta Kahirede toplanan- lar bu şehre Asya-Afrika — devletler konferansına katılmak — üzere gel- mişlerdi ve bu konferansın başlıca mevzuu da sömürge aleyhtarlığıydı Bilindiği gibi, Asya-Afrika letleri konferansının birincisi 1956 yılında Bandung'da toplanmıştı An- cak bu konferans resmi mahiyettey- di ve iştirak eden heyetler hükümet-, lerini temsil edıyorlardı Halbuki şimdi toplanan Kahiri Konferansı resmi mahiyette değildi. Kahire Kon- feransına katılan delegeler hükümet- lerini değil, halkı temsil ediyorlardı. eni konferansın mahiyet bakımın- dan Bandung'dakinden farklı olma- sının birkaç sebebi vardı. Bir kere eğer konferans resmi olsaydı, Ban- dung'dan bu yana Asya ve Afrika devletleri arasında Batı veya Dogu blokları safında alınan yerler yüzün- den görüş ayrılıklarının doğması ve bunların Asya-Afrika — blokunu par- çalaması işten bile olmazdı. Bundan başka, gene konferans resmi olsay- dı, Komünist Çinin ve diğer komü- nist Asya devletlerımn katılması, tılılara açık" meydan okuma ad- dedilebilirdi. Bu ıse şu sırada Mısır idarecilerinin işine hiç gelmiyordu. Kahire Konferansının baş davetli- lerinden biri de, hiç şüphesiz, toplan- tıya bir Asya devletı olarak katılan; Sovyet Rusyaydı. Sovyet Rusya, hu- konferans sırasında, Batının — askeri paktlarını takbih eden bir karar su- reti çıkarmak için elinden gelen gay- reti esirgememişti. goslavya da, bir Afrika veya Asya devleti olma- dığı halde bu konferansa müşahit yollamayı unutmamıştı. Bundan baş- ka her fırsattan kendi lehinde bir ka- rar çıkartmak sevdasındaki Yunanis- tan da Kahireye aynı şekilde müşa- hitler yollamıştı. Bu müşahitler dele- geler, arasında .kendi dâvaları için a- am avlamakla meşguldüler. Diğer 17