gü saglamyor, muhtemel bir muvaze- nesizliğe gitmesi önleniyor. Rene Claırın bu ilk renkli eseri bir şaheser, yahut büyük bır film değil; fakat rejisörün ikinci dünya sava- sından sonra yaptığı fılmlerın en iyi olduğu kanaatini uyandıracak güzel- lik, sürükleyicilik ve sağlamlıkta... "Anastasia" Bir müddet önce Almanyada Anna Anderson adlı bir kadın mahke- meye müracaat'etmiş, son Rus Çarı n kızı Anastasia olduğunu söyliye- rek çarın Londra bankalarındaki mi- rası üzerinde hak iddia etmişti. Fa- kat Anastasia olduğunu ispat ede- cek yeter miktarda delil olmadığın? dan dava düşmüştü. Bu hâdise, ga- zete ve mecmualar için uzun müddet magazin malzemesi temin ettiği gibi sinemacıların da dikkatini çekti. manlar, Anna Anderson'un Anasta- sia oldugunu kabul eden, tarihi dokü- manlara dayanan bir flm yaptılar. Hâdise aydınlanamadığı, halde herşe- yi olmuş bitmişi göstermek Alman filminin başarısızlığına sebebolmuş- tu. Aynı konuyu ele alan Amerikalı- lar ise daha kurnazca hareket edi- yor. Anatole Litvak'ın ğünde çevrilen "Anastasia" çıkan kadının çarın kızı olu dığı üzerinde durmuyor; f'ıl in a- sıl mevzuu bu kadının etrafında dö- nen dolaplardan meydana gelmek- İhtilâl sırasında Rusyadan kaçan ve Parise yerleşen sürgün — Ruslar- dan eski bir general (Yul Brynner), eski bir banker (Akim — Tamiroff) ve eski bir ilahiyat — öğrencisinden (Sacha Pitoeffij meydana gelen bir dolandırıcılık ekibi mirastan istifa- de etmek işin ortaya bir Anastasia çıkarmağa çalışıyorlar. Uzun zaman M. Morgan ile R. Clair Sanat için... 26 ÖZEL SİNEMA İHTİYACI B üyük şehırlerımızde sınemaya ilgi gıtı'ıkçe artıyor. an sinema yazılarının, film iki yıl içinde, magazin olmıy ü devamlı rağbetin artması bunun diği gibi, daha büyük — yaştakilerin re oldııklarını ortaya oyuyor. gelişmeye — uyı bir başında ılan ettıklerı Jfüme — rastlanıyordu. — Bugi den — raflarda bekletılmektea'ır macera filmlerine yahut lonunda yadırganmak — durum bet, iyi filmlerin varlığı ve tiyacını zaruri hale — getiren Daha küçük, daha mütevazı kültür. ve sanat değeri kütlesi, nu, tiyatro ve müzik gibi anlamak mümkündür. Boyle Jilmler besleyebılecegı una ncı kültür heyetlerinden film teşekk üllerle - anlaşmalar sine imkân hazırlaya lr. 1 sinemaların r. Hele ve sinema olarak yerleşmesi, iddi sinema yazılarına rastlanması delilleridir. $i Ğİ, derneğin bır topluluk, gençlerin sinemayla gittikçe fazla de sinemayı ye, nıden keşfetmek üze- u yıl k b ttukları yol — tutti arılaşılmakt dır. lıstelerde önemli aşk - melodramlarına alıştırmış bir. düşüyor. sinema salonu yokluğu özel bir sinema ih- sebeplerdir. olan filmleri İstanbul ve Ankara gibi öbür sanat kollarına gösterilen rağbetten de bir sinema salonunu, i l unan klası'k eserler — ve ğiİNİ temınıne Unifrance, yaparak e derneklerinin sinema öğretiminin akademik bir Halid — REFİĞ Bilhassa su sop, tenkidleri- dergilerde — eskisinden iyi filmlere gös- aray Lisesinde — ku- takibeden - kalabalık lgilendiklerini goster— Galata, faalıyetlerını ithalcilerinin de a 0: ir Nitekim değer - birçok yabancı k yüzün- dikkate çıkabilenler — ise, Ciddi sinemaya artan rağ- amimi bir salonda — gösterilecek bir se devamlı olarak seyredece, şehirlerimizde — yetişmiştir. Bu- salon bıılamıyan yeni Ünitalia ve n- ozel film gosterılerı tertiplenme- seyirci yetışmes inde bü- eşkilâta — bağ- li olmaa'ıgı memleketlerde bu rol daha da genişler; fi Imler ve yaratıcı- OKU ni de kolaylaştırır ta tutacak çevrenin gittikçe buyudııgu dır. -tımarhanede yatmış, başından türlü hâdiseler geçmiş Anna adlı bir kadın Anastasia'ya çok benzemektedir. Ge- neral Bounine' idaresindeki dolandı- rıcılık ekibi Annayı (Ingrid Berg- man) ellerine geçirip onu Anastasia rolüne hazırlıyorlar. Anna kimdir? Neyin nesidir? Bunu kendisi de bil- miyor.. Böylelikle film, Hitchcock'un da çevirmekten kaçınmıyacağı yarı mizahi bir şüphe ve esrar melodramı hâline geliyor. Anatoje Litvak'ın ida- resi, Uzayan konuşmalar altında e- zilmeden, filme seyircinin ilgisini u- yanık tutan bir akıcılık — sağlıyor. Zengin salon dekoı'ları tarihi kos- tümler. De Luxe gibi sak ar bir işle- me rağmen zaman zaman çok iyi renk düzenleri, romantik fon müziği, seyirciyi meşgul etmekten başka" bir gaye gütmeyen Litvak'ın hedefine u- laşmasını kolaylaştıran unsurlar a- rasında. Film, Anastasia olduğu iddia edilen kadının şahsiyetinden çok çev- resindeki tipler üzerinde durmakta- dır. Dejenere olmuş eski Rus asille- rinin sürgün hayatları, muhafaza et- miye çalıştıkları saray âdetleri, bir- birleriyle münasebetleri alaylı bir i- fadeyle anlatılıyor. Bu arada Ingrid Bergman'ın hiçbir fevkalâdeliği olmı- yan rolü ile nasıl olup da bir sürü lar üzerine tertıplenecek konuşmalar ve ki görerek amatör ve Özel sinemacılık, memleketımızde tartışmalarla — ufak çapta bir profesyonel sinemacıların yetişmeleri- kendisini ayak-, boş bir alan olarak durmakta- mükâfat kazandığına şaşılabilir. Hit- chcock'un yahut Rossellini'nin film- lerinde başarılı oyunlar çıkaran Ing- rid Bergman "Anastasia"da birkaç melodramatik 'çıkıştan başka varlık göstermiyor. Zaten — oldukça sathi bir mevzuu olan film, — oyuncuların karakter kompozisyonları yapması- na imkân bırakmıyacak kadar dar sınırlı. Kahramanlardan biri filmin bir yerinde "Biz bunu sanat için de- ğil para için yapıyoruz" diyor. Ar- tık oldukça yaşlanmış olan rejisör ihtimal başka birşey düşünmüyordu. Ama yaptığı işi bildiği için yüzüne gözüne bulaştırmıyor. İncir çekirde- ğini doldurmıyacak bir hikâyeyi bü- tün bir film boyunca seyırcıye ilgiy- le seyrettirebiliyor. Anastas son çar ve ailesi ihtilâlciler tarafından kurşuna dizilirken hafif bir yarayla ölümden kurtuldu mu? Anna acaba hakikaten Anastasia mı? Film bu so- ruların etrafında dolaşıp — duruyor. Sonunda bütün esrar, bütün şüphe ol- duğu gibi kalıyor. Bu arada seyirciler arasında anlatılanların ciddi olduğu- nu sananlar Varsa; şu son sözle ay- dınlatılıyorlar "Temsil bitti, evlerini- ze dönün. AKİS, OCAK 1958