nenmesinde işverene yardım ettikle- rini ortaya atmıştır. İşçi Sigortaları Kurumunun ça- lışmasındaki ise Ur 'i şöyle anlatmıştı: hat parasını alabılmek için 3 işimizden oluyor Marmaraya b Beyazıttaki Beyaz Sarayın düğün salonunda 250 den fazla delege tarafından ilgiyle takip — edilen ongre, son derece olgun bir şekilde cereyan — etmişti. Kongrede işçiler arasındaki samimi- yet o hale gelmişti ki, içlerinden biri yemek paydosunda, elindeki kitapta altım çizdiği şu satırları arkadaşına okumaktan kendini alamadı: "Ada- let-- mevcut hükümetin menfaatidir. er Hükümet kendi menfaatine uyan kanunlar yapar. Demokrasi demok- ratik, monarşi de monarşik ka- nunlar kor, diğer rejimler de böy- ledir. Sonra idare edilenlere bunla- İŞ Çİ L E fadırlar. Fikir işçileri ise, emekle- rinin korunması bakımından her türlü kanun teminatından uzak ve işverenlerle münasebetleri — tama- men keyif ve tesadüfe — bırakılmış durumdadır. Hattâ basın mesleğin- de çalışanların gazete sahipleri ile (münasebetlerinin düzenlenmesi maksadile çıkarılmış olan kanun bıle fikir işçilerinin bir dalını teş- 1 eden gazetecilere elverişli çalış- ve yaşama şartları — sağlamış degıldır Basın mesleğinde çalışan- ların işlerine son verilmesi halinde kendilerine bir tazminat ödenmesi kabul edilmiş olmakla beraber, ça- lışma saatleri, hafta tatilleri, üc- retler gibi hususlar esaslı kaidele- re bağlanmış değildir. İstanbul Ga- zeteciler Sendikasının bütün çalış- malarına rağmen basın mesleğinde asgari ücret esası uygulanmamak- ta ve lise mezunu bırçok genç gün- de 10-12 saatlik emeği karşılığında ancak 150-200 lira alabilmektedir. Bankalarda, şirketlerde çalışan lise mezunlarının aldıkları vasati ücret- ler de bundan farklı değildir. Üste- lik bankalarda çalışan fikir işçileri çalışma saatleri, işten ıkarılma tazminatı, tatil vs. gibi birtakım haklar bakımından basında çalı- şanlardan da kütü durumdadırlar. Fikir işçileri arasında hakları kanuni teminat altında bulunma- sı bakımından birazcık farklı du- rumda olanlar, sektöründe çalışanlar, yani memurlardır. Bun- ların da tatbikatta birçok haksız- lıklara uğradıkları görülmekle be- raber, işden çıkarılmaları, emek- lilik ye hastalık gibi hallerde bazı AKİS 21 ARALIK 1957 rın doğru okluğunu — söyler, menfa- atlerine dokunanı suçlu diye cezalan- dırır. Böylece bütün devletlerde a- dalet birdir: Mevcut hükümetin men. faati, yani daha kuvvetlinin menfaa- ti." Temizlik işçileri eçen hafta İstanbulun birçok so- kaklarında çöp — tenekelerinden geçilmiyordu. O kadar ki birçokları temizlik işçilerinin kısmi grevlere başvurduğunu bile zannetmişti. Doğ- rusu temizlik 1şçıler1nın grev yap- maları yasak değildi. Fakat bu işçi- lerin ne gibi kotu şartlar altında ya- şadıklarım anlatmaları için — grev yapmalarına da lüzum yoktu. Her- kes onların nasıl çahştıklarını na- sıl gıyınıp nasıl yaşadıklarım — açık- ça yordu. Gelgelelim Temizlik Belki de ilgililer, dikkati Adil AŞÇIOĞLU mali ve sıhhi yardımlardan fayda- landıkları da bir gerçektir. Devlet e basın dışındaki fikir iş- çılerının 1şde çıkarılması, hastalık, ihtiyarlık gibi hallerde hiçbir ka- nuni teminata sahip bulunmadık— ları düşünülecek olursa durumlar nın ağırlığı ve tehlikesi kendılıgm— den anlaşılır Fikir ve kol işçileri arasındaki bu yapmacık ayrılıklar — yanında genel olarak hayatlarını — emekle- riyle kazanan bütün işçilerin müş- terek tarafları, bunların işverenle- re (devlet, hususi sermaye) karşı ekonomik bakımdan çok zayıf du- rumda bulunmalarıdır. Bu durumun ve grev, kollektif mukavele ve teş- kilatlanma gibi hak ve hürriyetler- den mahrumiyetin bir sonucu olarak kol ve fikir işçileri, çalışma şart- larının düzeltilmesini, — ücretlerin arttırılmasını sağlamaktan — uzak bulunmaktadırlar. Yeni bir çalışma devresine giren B. nin ele alacağı meseleler arasında çalışma mevzuları da var- dır. İşçiler de bu vesile ile bırçok kanunun değiştirilmesi veya lerinin çıkarılması, için çeşıtlı te— şebbüslerde bulunacaklardır. cut işçi teşekkülleri, fikren ve be- denen çalışan — işçiler — arasındaki yapmacık ayrılıkların gıderılmesın— de ve hayatını sadece emeğiyle ka- zanan her insanın, çalışma şartla- rının düzenlenmesi ve kanuni temi- nat altına alınması bakımından fi- şit muamele görmesinde ısrar eder- lerse, bundan yalnız fikir işçileri değil, fakat kendileri de büyük fay- alar Bağlıyacaklardır. ÇALIŞMA Temizlik işçileri Tok, açın halinden anlamaz ama İşleri Müdürlüğüne çekmek isteme- dıklerınden böyle hareket ediyorlar- ünkü Temizlik İşleri Müdürlüğü bır sır küpü olmuştu. Beledıye bile orada olup bitenleri kolayca ogrene— miyordu. F.K. basın — kuşlarım Temizlik İşleri Mudurlugu tesıslerı üzerinde değil, etrafında bile uçması- na tahammül edememişti. Ama ye- ni Vah eskı Çalışma Bakam idi. O, işçilerin derdini hallederse şehrin de pislikten kurtulacağını biliyordu. Ar- tık Belediye Meclisi üyeleri, de Te— mizlik Işlerı Müdürlüğünde bir "te- mizliğe" girişmenin zamanı geldiği- ne inanmışlardı. Nitekim ilk müjde- nin maaşların 200 liraya çıkması— gerçekleşmesı zaman meselesi — idi. mtaz Tarhanın geçen pazar gece- si İstanbul İşçi Sendikaları Birliği tarafından şerefine verilen akşam yemeğinde bu husustaki sözleri te- mızlık işçileri ile birlikte İstanbulun temizlik derdinin halledileceği hakkında insana ümid veriyordu.