verilmişti. Dekan, Konferanslar için- de İktidarın hoşlanacaklarının başa alınmasını istemişti. Üniversite büt- çesi Meclisin Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü sırada şerbet tadı taşı- yan seslerin ilim — müesseselerinden yukselmesı elbette ki milletvekilleri- nin ağızlarının acısını alacak ve Büt- çe geçecekti. Bu, mükemmel bır tak- tik değil miydi? Nitekim davetiyele- rin çoksayıda basılması ve bunların bilhassa "bizi tutan" milletvekilleri- ne gönderilmesi kararına varıldı. Prof. Sedat Alp hakikaten cansi- perane çalışıyordu. Müesseseyi kur- tarmak! Hedefi buydu. Nitekim An- kara Senatosu tarafından verilen ve Prof. Feyzioğlunun durumunu bahis mevzuu eden kararı dahi imzalamak- tan istinkâf etmesi bu yüzdendi. Ka- rarda, takdirin Bakana bırakıldığı- nın belırtılmesı daha iyi olacaktı. Ga- ye "müesseseyi kurtarmak" değil- miydi? Hangi müessese on haftaların en mühim hâdisesi, Dekan Alp'in bu kanaatte olan tek ilim adamı madığının anlaşıl- malıydı. Gazetecıler o heyecanlı gün- lerde, fikirlerini almak üzere muhte- lif profesorlere başvurmuşlardı. Bun- ların içinde Prof. Feyzioğlunun Ba- kanlık emrine alınması kararım tas- vip etmediklerini açıkça belirtenler çıkmıştı. Banlar, gelişi güzel de ko- nuşmamışlar, kanaatlerini hangi hu- kuki mesnetlere dayadıklarını da be- lirtmişlerdi. Aksi fikri savunan çık- mamıştı. Ama bir profesörün "bence Prof. Feyzioğlunun Bakanlık emrine alınması tamamiyle yerındedır se- bebi de şudur şudur şudur.." deme- sinde hiç bir garabet yoktu Halbuki şampiyon- Siyasal "müesseseyi kurtaralım" larından olan ve Zzamanını Münci Kapani Ege'nin şerefi AKİS, 15 ARALIK 1956 Coşn | -__ Tahammüle — paydos Bilgiler Fakültesi kürsüsü ile Mer- kez Bankası İdare Meclisindeki vazi- fesi ve resmi dış seyahatler arasında taksim eden Prof. Fadıl Hakkı Sur "Aman, bu suali bana sormamış olun" diye cevap vermişti; bu cevabı gazetelerde yayınlanmıştı. İstatistik Tniversite —meselesinin baş- langıcında, Prof. Feyzioğlu bakanlık enirine alınınca İsmet İnönü Ulus'ta bir makale yaz- dı. Uzunluğu: 74 s İsmet İnönüye Zafer tam ye- di gün müddetle cevap verdi. Uzunluğu: 13 metre 53 santim. Gazeteciler İstanbul — Üniversitesi Senatosunun geçen haftaki toplan- tısını da merakla takip etmişlerdi. Ama Senato değil havadis vermek, resmini çektirmeye bile razı olma- mıştı. Muhabirler de kapının üzerin- deki tabloya bakıp teselli bulmuşlar- dı; Senato 1949'da Ressam Feyha- mana poz bile vermek için vakit bul muştu. Şimdi ise, fotoğrafçılara res- mini çektırmekten kaçınıyordu. doğrusu istenilirse o tarihte Bakanlık emrine profesör almak is- teyen Bakanların tezkereleriyle böy- lesine yüklü halde değildi. Gazetecilerin toplantıyı takip et- melerindeki sebeb şuydu: O haftanın başında Universite mensupları D.P. Meclis Grubu tarafından yayınlanan bir tebliğde hangi delile müstenit ol- dukları belirtilmeyen çok ağır itham- YURTTA OLUP BİTENLER lar altında bırakılmışlardı. Tebliğde açıklandığına göre Adnan Mendere bazı fiillerin -suç olan fiillerin- sabi bulunduğunu bildirmişti. Buna karş yapılması beklenen en masum hare ket Senatonun mukabil tebliğle it hamları reddetmesi, hiç olmazsa bun ların dayandığı mesnetlerın açıklan masını istemesiydi. Dünyasın her ta rafında ananesi mevcut müessesele bu şekilde davranmazlar mıydı ve biz üniversitelerimizin 500 üncü yıl dönümünü kutlamıyor muyduk? A ma Senotadan hiç bir ses yükselme mişti. İstifa edenler. una mukabil Ankarada Üniver siteden ayrılanlar birbirini takip ediyordu. Doçent Muammer Aksoy takiben asistan Coşkun Kırca, onda sonra Doçent Münci Kapani, mütea kiben asistan Şerif Mardin ve Pro fesör Turhan Feyzioğlu bu şartlar a tında ilim yâpılamıyacağını acı mek tuplarla bildirerek istifa etmişlerd şin alâka uyandırıcı tarafı bunları hepsinin bir zamanlar D.P. ye büyü sempati beslemiş gençler olmasıyd Üstelik Coşkun Kırca 1956 Sfenki rof. — Fuad öprülünün damad Münci Kapani ise şöhretli Demokrs Osman Kapaninın kardeşiydi. Fua Köprülü damadının hareketini taşvi etmişti; ama Osman Kapani kardeş ni caydırmak için çok emek sarfel misti. Münci Kapani, hak bildiği yo dan ayrılmamıştı. Nitekim bir ka gün sonra İzmirli hemşehrileri ker disini tebrik ediyor, ona şükranlar nı bildiriyorlardı. Feyiz aldığı Egeni itibarını, o korumuştu Aynı günlerde Dil, Tarih ve Coğ rafya Fakültesinin koridorlarında i ıse tanınmış sinema, artisti Stew Granger'in fazla kilo almış halini ha tırlatan bir genç adam orta çağ şö Şerif Mardin "Haysiyetsiz. ilim - olmaz"