CEMİYET illiyet Tressamı Bedri Karaman bu sefer de bir dernek kurdu: "Bedrinin arabasını kalkındırma der- neği". Elinde bir kupon, eş dost kime nazını geçırebılırse başına dikiliyor, arabasının üç bin liralık tamir mas- rafım karşılamak üzere meçhul va- deli istikraz talep ediyor. Yardıma koşan kahraman dostlara da makbuz mahiyetinde kupon kesiyor. Bu ku- ponları alan bazı dostları Bedrinin kalkınma programının plânlı olduğu- na dair büyükelçiliklerin birinden a- lınmış bir tasdikname gösterilmesi- ni şart koştular. * emleketimizin son senelerde en- ternasyonal san'at sahasına ar- zedebıldıgı nadir kıymetlerden dan- Faristen İstanlbula toplantısı yaparak fransız erkeklerinin — salyangoz yiye yıye salyangoza benzediklerini, ken- isinin Avrupaya meteliksiz gidip meteliksiz döndüğünü, hattâ bu yüz- den gelirken İtalyada trenin pence- resinden bavullanyla birlikte dışarı atıldığını söyleyen Nana, pek yakın- da "giyinik" ve nezih danslarına baş- lıyacagını da açıkladı. D ünyayı düzeltmekle — meşgul, a- kıllarının irtifar boylarından bir seyyahların İstanbuldan geçitleri devam ediyor. Erkek Ma e'su yogiden Allahın bahçesini kurmağ gelenden sonra, bu hafta Geraldıne Gowen adında bir kadın reformcu teşrif etti. Basma verdiği beyanat şuydu: "Atılan atom bombaları dünya iklimini değiştire- cek. Bunun hneticesinde müthiş bir kuraklık ve — açlık hüküm sürecek. Ben çiftçilerin bu yüzden daha çok çalışmaları lazımg ldıgını kendileri- ne anlatmak için yola çıktım. Ey Türk çiftçileri! Siz de çalışın ve bizi bu korkunç akıbetten kurtarma" Miss Gowen Tevratın bir yerinde "Çiftçiler bir gün dünyayı kurtara- cak" diye yazılı olduğunu ve o gü- nün artık gelmiş bulunduğunu söyle- di. Bu beyanat Anadolu çiftliklerin- de değil de, İstanbulun Divan otelin- de verıldıgıne göre, anti-atomik tep- kilerin önce şehir civarındaki bostan- larda belirmesi beklenmektedir. * Pakistanın Hariciye Nazırı Firuz Han Nün bir ay arayla ikinci de- fa Yeşilköy hava meydanına transit olarak indi. Bir evvelki beyanından sonra epeyce zaman geçtiğine gore ekselansın fransız kahvesi husu daki fikrinin değişmiş olacagını u— mid eden muhabirler kendisinin mey- dan lokantasındaki türk yemeklerini katiyen beğenmediğini öğrenince sü- kutu hayale uğradılar. Ekselans hâ- lâ Fransız "cuisine"ini tercih ediyor- du. * Ankara Belediye Başkanı Orhan Eren, geçen, hafta bir gece saat 23.20 de Gar Gazinosunda ol ukça müşkül anlar yaşadı. Maamafih salon- da Orhan Eren'in yerinde olmaya can atanlar da yok değildi: Gazinoda Şark dansları" yapan dansöz Yase- numarasını yaparken ön sırada bulunan Belediye Başkanının masa- sının üstüne çıkmış ve dansına orada devam etmişti. Dansını bitirip masa- dan indiği sırada bıyıklı başkanı op— Giyinik dansöz Nan;ı, basın topİm "Terry Moore - da 28 kim oluyormuş ?" Dansöz Yasemin Bıyık — merakı mek istedi. Fakat Orhan Eren buna mümanaat edince, uzun süren bir mücadele koptu. Maglup olmuş gibi görünen dansöz, ani bir hamleyle za- feri kazandı. Harpte hile mubahtı, bu sebeple hazır bulunanlar tarafın— dan hararetle alkışlandı. Orhan Eren, bu esnada mendilini çıkarmış, hasarı telâfi 1le uğraşıyordu. Zira Yasemın Belediye Başkanının burn e zünü ru1 içinde bırakmıştı. ilmi Şahenk'in enteresan fotoğ- raf sergisini ziyarete gelen İstan- bul Valisi Fahrettin Kerim Gökay içe ri girinci kahkahayla guldu Vali ken- di karikatürüne gözü iliştiği için gü- lüyordu. Hazır bulunanlardan bazıla- Yi ise serginin ismini okuy üldü- ğünü zannettiler. Zira lnda "Bir- leyen Türk Fotoğrafçıhğı" olması ge- reken serginin adı “"Değişen ve Gü- zelleşen İstanbul" idi. ansas Üniversitesi profesörlerin den meşhur kalp mütehassısı Dr. E. Gray Dimond gazetecilere tıb sahasındakı son gelişmeleri anlatır- ken şu haberi verdi: "Bundan sonra kalbinden rahatsız bir hastanın bü- yük doktorlar tarafından — muayene edilmek için yollar aşmasına lüzum olma Hastanın kendi eliyle kalbine koyacağı bir ahizeden ses alacak olan elektrokardiogram cihazı bu suretle hastanın durumunu telefonla uzaktan tesbit edebilecek". Tıb sahasındaki bu keşfin başka sa- halara da teşmil edilerek Amerikan temsilcilerine ve dimlomatlarına ba- zı memleketlerin meselâ ekonomik nabızlarını da uzaktan daha rahatça dinlemek imkânını verip vermiyece- ği merak edilmektedir. AKİS, 15 ARALIK 1956