ları ve cıvardakı lenfa bonelerını ıyı— özden geçirmek lüzu his dıyor kemiklerin fılmını Eğer buralarda tümör teşekkülleri varsa hastaya el sürmüyor, ameli- yattan vaz geçiyor. Onu kendi haline, kaderiyle başbaşa bırakıyor. İşte E 39'un bu gibi hastalıklar için 'bir ışık, ümit olduğu anlaşılıyor. Bu ilaç me- me kanserinden iteri gelme kemik metastazlarım, karın ve göğüs boş- luğundaki su toplanmalarım (plörezi kanseröz, peritonit kanseröz) gidere- biliyor. Bu gibi hallerde ilâcı damar- dan yapmakla beraber, lokal olarak göğüs ve karın bo: lguna şırınga etmek daha faydalı görülüyor. Gene karaciğer ve akciğerlerin metastatik kanserlerinde E 39 tedavisi faydalı addediliyor. Hatta karın içine lapa- roskop denilen alette girilerek tü- mörlerin yerleri iyice tesbit edildik- ten sonra bunların içine E 39 şırınga ediliyor. Hastada büyük bir iyileşme oluyor. Tümörler sertleşiyor, içlerin- deki kanser hücreleri harap oluyor, yerlerini sert, fibrinli bir doku kap- lıyor. E 39 dan rahim ve deri kanser- leriyle bütün diğer kanser şekillerin- e de büyük faydalar sağlanıyor. An- cak E 39 cerrahi usullerin, radyo- mun, röntgenin yerini lmıyor onla— ra kudretli bir yardımcı oluyor. davilerin aciz kaldığı geniş, yayılmış, ilerlemiş, —metastaz yapmış ve jene- ralize olmuş vakalarda baş vurula- cak son bir çare olarak kalıyor. Bu gibi hastalar artık süratle Ölümi sürüklenmektedirler. Hekimle bile a— lakaları kesılmıştır Dertleriyle baş baş, kalmışlar, — terkedilmişlerdir. Yakınları bunların artık çekmemesi- ni isterler ve Allahtan rahmet diler- ler. Ölüm bu hastalar için kurtarıcı, dindirici, ılahı bir lütuftur. İşte böy- le hastalarda E 39 kanserin gidişini yavaşlatır, onu stasyoner, — durakla- yıcı bir duruma getirir. Hastanın 1s- tırabını azaltır, biraz daha rahat ya- şamasını saglar Şimdiye kadar hiçbir madde E 39'un temin ertiği kadar bir sağlayamamıştır. Şüphesiz E 39'un tesiri de geçicidir. Kat'i netice- 11 degıldır palyatıfdır Yalnız şunu unutmama mdır: E 39 palyatif de olsi a, kansere karşı hekimin eline kuvvetli bir- silâh olarak verilmiştir. Tababete çok değerli ilâçlar kazan- dıran büyük adam Domagk henüz sağdır. Bu yenı ilâcım daha kuvvet- li ve daha müessir bir hale getirmesi her an beklenebilir. Dünyanın bütün laboratuvarları bu hedefe ulaşmak için çalışmaktadırlar. Dr. E. E. çektırıyor. ıyılık AKİS, 15 ARALIK 1956 SİNEMA Filmler "Trapez" C ambazhane ve sirk f'ılmlerı otuz yıldan beri çevrilm akat konuları hemen hemen bırbırlerının aynı olmaktadır 1925'te Almanya da ont'un yaptığı "Wariete" bu çeşıt fılmlerın ilki sayılır. Bir ka- ın ve onu seven iki erkeğin macera- sı pek az degışıklıklerle hep aynı şe- kilde ele alınmakta Delice cesa- retleri ve şehvetlerınden başka hiç- bir şeyi jöbnayan sirk kahramanları- na dair yapılan filmler artık bayat ve kötü tekrarlamalardan ileri geç- miyor. -Geçen yıl gördüğümüz "The Greatest Show on Earth - Harikalar Sirki"nde Betty Hutton - Charlton Heston - Cornel Wilde uçgenını yıl lanmış Tejisör Cecıl B. De Mille ken- Burt Lancaster "Trapez"de Gina'nın fatihi di hallerine bırakmış, Betty Hutton da her iki sevgilisi arasında mekik dokumuştu. Bir müddet önce Yeni Ar sinemasında gösterilen "The Car- nival Story - İhtiras Kervanı"nda ise Anne Baxter önce Steve Cochran'- ın metresi oluyor, sonra Lyle Bett- ger'le evleniyor, bu arada eski sev- gılısını de arada bir memnun etmek- n geri kalmıyordu. Bu üçgen bir meydana getiriyordu. Maamafih rejisör eumann sirk insanlarının — zavallılığım, sefa- letlerini bir dereceye kadar verebildi- ği için filmi öbür benzerlerine kıyas- la daha samimi ve daha beşeri ola- bilmişti. sırk trajedisi ambazhane serisinin son örneği "Trapez" ise klâsik üçlü kahraman- ları yerli yeninde, dnemascope, renk şişirilmiş bomboş bir film. İngiliz sineması altın çağında onemlı flmler veren Carol Reed "Trapez"i tam n bir memur reji- sör zeyksızlıgıyle çevırmış Öbür film- lerindeki — şahsiyetinden, — kişilerini ele alışındaki tıtızlıkten eser yok. İn- san münasebetlerini her zaman man- tıklı temeller üzerine kurmaya çalı- şan Reed "Trapez"in senaryosunda sırıttan bütün saçmalıklara göz yum- muş, kukla kahramanlar, düzmece olaylar tertiplemiş. Bu defa sevilen kadın Gina Lollobri gida. Etrafındaki erkekler de Burt Lancaster le Tony Gina ise ve reklâmla tı si gibi başlıyor. Cilve yapıyor, tah- ediyor, seyirciler de fena, kadın ol- dugu şüphesini uyandırıyor Bir de bakıyorsunuz güzelimiz Lancaster'e aşıkmış. O zamana kadar Tony Cur- tis ile kaynatması arada malüm kıs- kançlığı yaratıyor, dost birbirle- rine düşüyor. Derken aşıklar fera- gat, fedakârlık, cesaret, kahraman- lık ve daha bir sürü asil duygular yarışına girişiyorlar. — Yarışta ileti giden Ginayı bir müddet- elinde tu- tuyor. Sonunda produktor Burt Lan- caster onu aktör Burt Lancaster'e kazandırıyor.. Konusu posası çıkmış, kötü ve sağına bir tekrarlama olma- sına rağmen, Gina Lollobrigida'nın guzellıgı Carol Reed'in ustalıkla tertiplediği Cınemascope trapez sah- neleri ve Robert Krasker'in başarılı e Luxe renklı fotografları ile ra pez" sinemaya vakit geçirmek için gidenleri oyalıyabilecektir. "İntikam Geçidi" 0 yıl önce rejisör William — Dieter- e meslekdaşlarına, seyirciyle alay etmemelerini, onlara yalan söyleme- melerini tavsiye etmişti. Nitekim o zamanlar çevirdiği "Louis Pas "Emile Zola" gibi biyografik f'ılmler derin sosyal görüşlerin mahsulleriy- dı, Daha yakın zamanlarda yaptıgı "Portrait of Jennie- Haya adın Dieterle'nin şüphesiz en muhım ese- ridir. Fakat bunların yanında bas- makalıp — western'ler tarihi filmler, hırsız- polis hikayeleri de hazırlayan Dieterle yirmi yıl önceki sözlerinden çok dönmüştür. Bir zamanlar yapıl- mamasını tavsiye ettiği şeyleri artık olçusuz olarak kendisi yapmaktadır. "İntikam Geçidi- The El ephant Walk" Seylan'ı Avrupalıların hayal ettiği şekilde yaşatıyor. Çay tarlala- rı, filler, esrarengiz hindli uşaklar ve mahalli dasları ortaya koymak Sey- lan gerçeklerinin Öönünde geliyor. Emperyalist ingiliz şair ve romancı- sı Rudyard Kipling'in eserlerindeki- ne benzer bir konu aynı esrarlı ha- vayla işleniyor, Dieterle bir kaç gü- zel renkli dış sahneden başka filmine birşey koyamıyor, bütün — gayretini o bayat şark ekzotizmini canlandır- mak için kullanıyor. 33