s P O R Son Galatasaray - Fenerbahçe maçında sakatlanan Turgay Sıkı dur, Futbol G S. — F.B. f ki hafta önce, Prag dönüşü, sert bir mucadeleye girişen ve el-aya şakaları ile — birbirlerini hırpalayan iki ezeli rakip bu hafta daha ciddi bir şekilde oynayacakları liğ maçına hazırlanmaktadırlar. Pek çok kimsenin nazarları Pazar günü yapılacak olan bu maça — çevrilmiş bulunuyor. Taraftarlar bilet temin etmek ve takımlarını teşyi etmek için şımdıden faalıyetteler "Kim kazana- ak i zihinlere takılmakta ve bir turlu hakiki cevabını bulamamak- tadır. Kim kazanacak?.. Bu ancak sahadan çıkarken belli olacak. Çün- kü iki hafta önce ilk 20 dakikalık zaman içerisinde oynadığı oyuna ba- karak Fenerbahçeyi — şanslı bulmak mümkündür. Hakikaten Sarı - Laci- vertli takım bu ilk 20 dakikada bir gol atmış ye enaz 3 fırsatı da kulla- namamıştı. Fakat netice hiç tahmin edildiği gibi olmadı. — Galatasaraylı- lar peş peşe attıkları- göllerle Fede- rasyon Kupası maçlarından Fenerbah çeyi eleyiverdiler. Bu maç, kupa ma- çı ile mukayese edilemiyecek derece- de mühimdir. Çünkü galip takım pu- an cetvelinde liderliğe — yükselecektir ve lig şampiyonluğunda kat'i adımı atacaktı. Bu itibarla her iki- rakıp, takımlarına çeki düzen vermiş ve mümkün mertebe açık kalan bütün kapıları kapamaya — çalışmışlardır. Kuvvet ölçüleri itibariyle birbirlerine denk sayılan ezeli rakiplerden Gala- 34 kaptan!,. tasaray, Fenerbahçeye nisbetle bü- yük maç kazanma hırsına ve hızına sahip gözükmektedir. Yegâne avan- taj budur. Fakat bu avantaj, elbette onun sahadan mutlaka galip .çıkma- sını teînıne yetmez. - Teşki Pragda Çekoslovakya milli takımı- na karşı elde etmiş olduğumuz muvaffakiyet, güreş dedikoduları a- rasında hakiki değerini bulamadı 955-956 sezonunda Avrupada namağ- lup ünvanını muhafaza eden bir ta- kıma karşı kendı sahasında ve anor- mal hava şartlarına rağmen elde e- dilmiş olan bu başarı hakikaten kü- çümsenecek neviden değildi. Fa- kat Melburn Olimpiyadları spor se- verlerin nazarlarını kendine çeldi. Bu durum karşısında en fazla üzü- len Futbol Federasyonunda vazife a- lanlar oldu. Ayni rakiple gelecek sene bu aylar- da İstanbulda karşılaşacağız. Çek futbolunun hakiki — değerini görme- yenler İtanbulda oynanacak maçtan sonra onları daha iyi anlamak ve ta- nımak imkânına sahip olacaklardır. Neticenin ne olacağı hakkında şim- diden birşey söylenemez. Federasyon şimdi 1957 Nisanında Doğu Alman- ya ile ve 19 Mayısta Varşovadâ Po- lonya ile yapacağımız revanş maçına hazırlanmaktadır. Lig maçları Geçen hafta, muhtelif sebeplerde tehir edılmış olan lig maçlarına yeniden başlandı. Hareketli ve müca- deleli geçen bu karşılaşmalarda kâ- ğıt üzerinde galip ilân edilen büyük takımlar, neticede sahadan da galip Çıktılar. Ama doğrusunu — söylemek icap ederse bu, umulduğu kadar ko- lay olmadı. Meselâ 3-0 galibiyete rağ- men, Fenerbahçe enerjik Vefa karşı- sında cumartesi günü bir hayli boca- ladı. n mühim bir kısmını ra- kiplerine nisbetle daha iyi oynayan Yeşil - Beyazlılar gol kaçırmakta birbirlerile o kadar inatlaştılar ki hani banlardan bir tanesini kullana- bilmiş olmasalardı — netice mağlübi- yet değil, pekâlâ galibiyet — olabilir- di. Yanlış bir tertiple sahaya çı- kan Fenerbahçeliler ancak maçın bit- mesine 33 dakika kala hücum insiya- tifini ellerine aldılar ve rakiplerine üstünlük göstermeye muvaffak oldu- lar. Doğrusu birbirini takip eden güzel hareketler neticesinde atılmış taraftarlar, bizzat den Fenerbahçeli futbolcular dahi hayret ettiler. 2 pu- anı 33 dakikalık bir gayretten sonra dağarcığına yerleştiren Fenerbahçe- den sonra Galatasaray da geçen haf- ta pazar günü devamlı şekilde yağan kar altında Adaleti ancak oyunun bitmesine 7 dakika kala atılan bir göolle mağlup edebildiler. Eğer fut- bolde netice topun iki direk arasın- dan geçerek fileleri ziyaret etmesiy- le ölçülmeyip güzel hareketlere puan verilmek suretiyle tâyin edilseydi A- daletin Galatasarayı farklı bir şekil- de mağlup etmesi işten bile değildi. Yerden kısa paslı, bol deplasmanlı o- yunlarını çamur ve kaygan sahada rakiplerine kabul ettiren Adaletliler tam manasıyla Orta —Avrupa futbo- lunun çok canlı bir örneğini verdiler. Sol açıkta oynatılan Salimin sol beke keza sol pek Ahmetin sag hafa, sağ haf Selâhattinin sağ iç kaydırılması ilk nazarda dı. Bazı şahıslar bunu antrenör Kü- çük Halilin orijinalite yaratmak me- rakında olduğu şeklinde izah ettiler. Fakat dakikalar ilerledikçe böyle dü- şünenler — yanıldıklarım anladılar. Antrenör yerinde hareket etmişti, müracaat ettiği metod müsbet neti- ce vermişti. Hem de 1-0 mağlübiyete rağmen .$S. AKİS, 15 ARALIK 1956