25 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

25 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ama o zaman ilâve etmek lâzım- d — Zira İsmet İnönü bugün bizi tenkıd ediyor” İşin doğrusu şuydu ki tarihi şah- siyetlerle oynamak doğrudan doğru- ya inkılâbımızın tarihile oynamaktı. Bölük pörçük hadiseleri ele alıp on- lardan tahkikattan de evvel mesuli- yetler çıkarmaya çalışmak insanları çok ileriye goturebıhrdı Cemıl Ben- günün beyanatı ve bilhassa'beyana- tın son kısmı bunun açık delilini teş- kil ediyordu. İnönü ne yapacak? Cemil Bengünün gösterdiği yolun aksine, İnönü kendisini af kanu- nunun ve müruru Zzamanın perdesi arkasına gizliyemeyecekti. Bilâkis her şeyin hesabını sanki af kanunu kendisine isnat olu- nan suçun mahiyeti de henüz tesbit edilmemişti. Devlet Bakanı "hadise- de İsmet İnönünün mesuliyetinin a- ranacağı"nı bildiriyordu. Şimdilik elde bulunup da açıklanan bütün delil "Cumhurbaşkanının böyle bir hadıseden haberdar olması gerekti- 'idi. İddianame bunun üzerine bi- na edilecekti. Cemil Bengü beyana- a C.H.P. iktidarını meseleyi, vu- kuundan altı sene sonra mahkemeye verdiğinden dolayı yermişti. Ama . iktidarının da altıncı senesinde bulunmuyor muyduk ? İnönü meseleye fazla bir ehemmi- yet vermemişti. Yaptığı beyanat, millete hadiseyi kendi gözü ile izah gayesi taşıyordu. İthamı bilmediği için müdafaaya girişmesi imkânsız- dı. Bazı hatipler karine ile Orgeneral Muğlalıya emri Ismet İnönünün ver- diğini ileri sürmüşlerdi. — Bakalım bunlar ıddıalarının müsbet delilleri- ni - meselâ bir yazılı emir sureti, şi- fahi emrin resmen tebliğine dair ve- sikalar, o sırada orada bulunan şa- hidler - verebilecekler miydi? Cemil Bengü bunlardan bahsetmemişti. O- nun ithamı "33 vatandaşın kurşuna dizilmesi gibi bir hadiseden zamanın Cumhurbaşkanının haberdar olması gerekirdi" noktasında takılıp kalı- yordu İnönünün cevabı u haftanın başında salı günü Hey- beliadadan 10.30 da kalkan va- purla İetanbula inenler İsmet İnö- nü'yü, gözlüklerini takmış, bir me- tin üzerinde çalışırken gördüler. Halk 72 yasında, gençlere ibret numune- si teşkil eden bu adama saygı, şef- at ve muhabbetle bakıyordu. İnö- nü yazdığı metni kendisini Ankaraya götürecek olan uçağın dibinde gaze- tecilere okudu. Beyanat şuydu: "Devlet Bakanı Cemil Bengü'nün dün gece radyodan verdiği beyanatı bu sabah gazetelerde okudum. Şu ilk cevabı acele veriyorum Özalp hâdisesi 15 Agustosta Bü- yük Mecliste konuşulurken bazı hatip- ler benden, 6/7 Eylül hâdisesinde ve AKİS, 25 AĞUSTOS 1956 YURTTA OLUP BİTENLER Mahkümiyet Kararı KİS mesulleri aleyhine, "Roma'nın Yandığını Görmüyor musunuz?" başlıklı yazı dolayısıyla Agâh Erozan'ın muvaffakatıyla açılan dâ- va geçen perşembe günü nihayetlenmiş ve Ankara Toplu Basın Mahke- mesince aşağıdaki karar ittihaz olunmuştur "Gereği düşünüldü: Tahkik edilecek cihet kalmadığından duruşmaya son verilerek maznunlardan mecmuanın yazı işlerini fiilen idare eden Yusuf Ziya Ademhan'ın hareketine uyan ve hadise tarihinde yürürlükte bulunan 5680 sayılı kanunun 16 ncı maddesi delâlet ile 6334 sayılı kanu- nun İ inci maddesinin | inci bendı ve | inci fıkrası mucibince 6 ay hap- sine ve 1006 lira ağır para cezası gâh Erozan'ın Büyü kümiyetine ve fiilin müdahil A- illet Meclısı Reis Vekilliğine tayini sebebile resmi sıfatından dolayı işlendiğinden 2 nci fiıkra mucibince hükmedilen cezaların üçte birerleri arttırılarak 8 ay hapis ve 1333 lira 36 kuruş ağır para ce- zasıyla mahkümiyetine ve iki tarafın mali ve içtimai durumları göz ö- nünde tutularak takdır edilen 1606 lira manevi tazminatın kendisinden alınarak müdahil Agâ Erozan'a verilmesine ve 7866 kuruş yarım harç ile 4000 kuruş nisbi harcın kendisinden tahsiline ve diğer maznun mec- muanın sahibi bulanan Metin Toker'in hareketine uyan 6334 saydı ka- nunun 5 inci maddesi mucibince maznun Yusuf Ziya Ademhan'a tayin edilen ağır para cezasının beş misli olan 6666 lıra 56 kuruş ağır para cezasının Metin Toker'den tahsiline ve 225 kur mahkeme masrafının er iki maznundan ortaklama ve birbirlerine kefıl olmak üzere tahsi- line kanun yolları açık olmak üzere 16/8/1956 tarihinde karar verilerek Cumhuriyet Müddeiumumi Muavini Necati Sayan hazır olduğu halde müdahil vekili ile maznunlar vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okuna- ildi. rak usulen ve alenen tefhim e Reis Adil Güneşoğlu hâkim teminatındaki — şikâyetlerim- den infial ile bahsetmişlerdi. Ben 16 Ağustosta bu hatiplere — cevap ver- dim; bu vesileden istifade ederek bazılarının bana karşı misilleme dü- şündüklerinden de bahsettim. Meğer misillemeyi düşünen bazı hatipler de- ğil, Devlet Bakanı gibi hükümet temsilcisi imiş Bunu kaydedelim. Devlet Bakam şimdiden mesuliye- timize işaret koyarak müruru zaman ve Af Kanunundan istifade ara- 1p aramıyacağımızı merak ediyor. Meclis tahkikatının Varacagı kararı ve sonra hâkimlerin vereceği hükmü şimdiden bilen bir edası var. Mahke- me istiklâlinin ve hâkim teminatının münakaşa konusu olduğu zamanlar- da bakanlar işte böyle — konuşurlar. Bunları kaydediyoruz. Sonra, Devlet Bakanı benim ga- zetelerdeki beyanatıma radyoda ce- vap veriyor. Cevap verdiği 16 Ağus- tos beyanatım ve şimdiki bu ilk ce- vabımı da radyoda neşrettirmesi icap er. Bu, onun için insanlık şartla- rının ve Üüzerinde bulunan Devlet Bakanı ve Adalet Bakanı resmi sı- fatlarının ilk borcu olmak lâzımge- lir." Falih Rıfkı Atayın açıklaması Işte bu sırada Dünya Gazetesinde Falih Rıfkı Atay hadıseyle alakalı bir açıklama yaptı 'Falih Rıfkı tay hadisenin C.H iktidarı zama- nında ele alındıgında Mecliste ve İ- nünün — muhitinde — bulunuyordu. Bıldırdıgıne göre o sırada İnönüye Aza Emin Gebizlioğlu Aza Behçet Hüdayioğlu yöneltilen itham, meseleyi örtbas ede cek yerde aleniyete döküp mahkeme | ye vermiş olmasıydı. Falif Rıfkı Al tay talihin- garip cilvesini belirtmek ten kendisini alamıyordu Meclis tahkikatının ne netice vere ceği henüz bilinmiyordu. Tahkikatı komisyonu geçen haftanın -sonunda Ankarada toplandı ve çalışma tarzı nı tesbit etti. Gerekirse tali komis yonlar muhtelif mahallerde tetkikle yapabıleceklerdı .P. milletvekille ri kendi bakanları hakkında açtıkla riı tahkikattan sonra bütün "vatan sathı" nda ' derin akisler uyandığı nı müşahede etmişlerdi. Şimdi bir tahkikat da İnönü hakkında açılı yordu D. P. Unutulan tenkidler Bu haftanın başından itibaren, Bü yük Millet Maeclisinin her saba akdetmekte olduğu celseleri ten takip edenler - zira dinleyici sı ralarının eski kalabalık günleri unu tulmuşa benziyordu, Ankarada kim se kalmamıştı - isimlerini bildikler şahıslarını tanıdıkları milletvekille rini teşhiste adeta güçlük çektile Daima tasvipkâr konuşmakla şöh ret yapmış olan simalar, hem de şid detli tenkidlerde bulunuyorlardı. Ya nız dikkatli davrananlar, tenkidleri ormanlık bölgeler milletvekillerinde geldiğini kolaylıkla müşahede edebi lirlerdi. Meselâ Kastamonu mille

Bu sayıdan diğer sayfalar: