güçlük çeken Demokrat partinin Ge- nel Kurmayı hemen taarruzlarının siklet merkezini Nixon'un üzerinde topladılar. Artık "Ike'ı seçmek, Ni- xon'u seçmek demektir. Nixon harp amilidir" lâfları demokratların ağ- zından düşmez oluyordu. Demokratlar arasında ke'ın hastalığı nasıl Cumhuriyet- i parti içinde bir Nixon-Stassen meselesi çıkardıysa, Demokratlarda a bir Harriman-Stevenson mesele- si yarattı. Daha üç dört ay evvel Demokratların başkan adaylıgı me- selesinde Stevenson-Kefauver mü- cadelesi sürüp gıderken Stevenson'- un tarafında olduğunu beyandan çe- kinmeyen New York valisi — Harri- man, İke'ın ikinci krizini duyar duy- maz adaylığını koymakta tereddüd etmedi. Halbuki bundan bir kaç ay nce Demokrat parti içinde cumhur- başkanlığı adaylığı adeta "fedailik" gibi görülüyordu. Herkes Ike'ın ga— libiyetinden o kadar emindi ki, ken- dilerini 1956 da harcamaktansa 1960 1çın saklanmayı tercih ediyordu. 1- ke'ın hastalığı gönüllerinde aslan yatanları biraz — olsun ümitlendirdi. " a karşı ufak ta olsa şansları vardı. Fakat diğer başkan adayı Kefau- ver'in Stevenson lehine feragat et- mesi ve onun arkasında yer alması Stevenson'un sıkıntısızca Demokrat partinin resmi adayı olacagım orta- ya koymuştu. Zira Harriman'ın ta- raftarları pek o kadar kalabalık değildi. Stevenson'a gelince o bu. sı- ralarda başkan adaylığına — seçilip seçilmiyeceğinden çok iktidara ge- çerse neler yapacağını — anlatmakla ve mustakbel kabinesini kurmakla meşgul oluyordu. Truman sahnede Demokrat partinin cumhurbaşkanı adayım seçmek üzere Şikago'da toplanan kongresinin can sıkısı, ne- ticesi önceden belli bir kongre ola- cağı sanılıyordu. Herkes Stevenson'- un daha birinci turda, seçilmesi için gereken 686.5 oyu kolaylıkla temin edeceğine inanıyordu. Fakat bu tah- minler Demokratları ve — bilhassa sabık başkan Trumanı iyi tanıma- mak demekti. Trumanm katıldığı ngre "heyecan verici ve cazip' olmalıydı 1946 yılının "zoraki baş— kan"ı zamanla partisinin en dinlenir adamı olmuştu. Kongrede dört gözle bekleniyordu. Trenden za- ferden dönen bir Romalı serdar eda- sıyla indi ve karargâhını şehrin en büyük otelinde kurdu. — Kongreye bizzat yazdığı, sahneye koyduğu ve tek başına oynadığı bir pıyesle gelmış— ti. Sabık başkanın Hitchhoc fes kesme" tekniğine yabancı olma— dığı anlaşılıyordu. Truman'in ne şekilde hareket edeceği hakkında kimsenin en u- fak bilgisi yoktu. —Etrafını saran gazetecilere cumartesi günü kendi- lerine gazetelerinin pazar nüshaları- na yetıştırebıleceklerını umduğu bir beyanat vereceğini söylemekle ikti- AKİS, 25 AĞUSTOS 1956 fa etmişti. Doğrusu sabık başkanın neler söyleyeceği merak ediliyordu. Fakat Truman'in ağzını açmamakta kararlı olduğu anlaşılıyordu. Ste- venson ve Harriman'ın taraftarları gazeteciler de- sabırsızlıkla cumartesiyi beklediler. Cumartesi günü, zeki ve kurt politikacı dram meraklılarını sukutu hayale uğrat- madı: "Mevcut şartlar — karşısında mutedil davranmanın ehliyetsiz Ei- sonhower 1daresın1 yenmek için kötü bir meto olduğuna işaret — eden Truman, zaferin "kavgayı seven bir adayın kavgacıhğı sayesinde kazanı- labileceği" ni ilâve etti. Herkes bu ıfadedekı mutedil sıfatının Steven- son'a, kavgacı sıfatının da Harriman - a ait olduğunu anlamıştı. Sabık baş- kan bu sözleri söylerken — şüphesiz 1948 seçimlerini düşünüyordu. O sı- ralarda hıç kimse Truman'in zaferi - Averell Harriman Menziline — varamadı ne inanmıyordu. Sadece meslekten polıtıkacılar değil, meşhur — Gallup bile man'ın, halen Türkiye'nin "Amerıka işleri müşaviri" Dewey karşısında mağlüp olacağına ina- nıyordu. Sadece Truman bu fikirde değildi. Trene atladı, şehir — şehir, köy köy, günde beş altı meydan mu- harebesi vererek Demokratları Za- fere ulaştırdı. 1956 da da ayni me- todların partisini muvaffakiyete gö- türeceğine inanmaktaydı. İşte bunun için Trumanın adayı tuttuğunu ko- paran, yumruğuna pek Harriman o- lacaktı. Mutedil Stevenson yerine, kavgacı Harriman sabık başkan ta— rafından desteklenecektı - Trum başkanlık için "en liya ada ın Harriman oldugunu 1ddıa edıyordu Hakikaten Stevenson ve Harrima zıt yaradılışta adamlardı. Herşeyden DÜNYADA OLUP BİTENLER evvel bir entellektüel olan Steven- son'un iyi stilii bir boksör olduğun- da herkes müttefikti. Ringte ayak oyunları ve zekâsı, bilhassa takdir edilmişti. Maamafih Truman butu bu mezıyetlerıne rağ "yumruğu zayıf' bir boksor oldugu— nu düşünüyordu.. Halbuki Harriman cüsseli, ayak ,oyunlarından ve stil- den mahrum bir boksör olmasına rağmen tuttu mu öldüren bir yum- ruga sahipti. Truman, zaferin "yum- uk" a bağlı olduguna inandığına göre elbette Harriman'ı tercih ede- cekti. Fakat hâlâ 1948 in hayaliyle yaşadığı anlaşılan Truman'ın evdeki hesaplarının 1956 pazarında doğru çıkacağına inanmak bir hayli zordu. Eğer Stevenson 1952 de maglup ol- duysa bunun sebebini, Ike'ın prestiji yanında Trumanın ne karşı duyulan memnuniyetsizlik- e de aramak icap ederdi. Truman'ın idari teşkilatındaki — skandaller ve bunların sebep olduğu gürültüler halen de devam etmekteydı Bu şart- lar altında "Trumanizm' 1956 seçimlerinde geçer akçe olabılecegı— ne inanmak adeta imkânsız bulunu- yordu. Stevenson'un Trumana rağ- men başkan adayı seçilmesi bu ba- kandan kendisi için bir talihlilik sa- yılmalıydı. Truman, Stevenson'a kar- lik etmiş oluyordu. Ike ile girişeceği seçim — mücadelesinde — Stevenson'u - sabık başkanın bu ,son piyesinden sonra - "Trumanizm" ile itham et- mek artık pek kolay olmayacaktı. Buna rağmen Truman parti tesanü- dunden uzaklaşmış degıldı Harri- man'ı "en liyakatli aday" ilân ettiği zaman bile, resmi parti adayı kim o- lursa olsun kayıtsız şartsız destek- liyeceğini ilâve etmeyi de unutma- mıştı. Hatta "Stevenson kazanırsa onu da destekliyecek misiniz?" sua- line sabık başkan şu manidar ceva- bı vermişti: "Gayet tabii.. Bizi bura- da en çok alâkadar eden şey, seçim- leri mutlak kazanacak olan bir aday bulmaktır.". ikago kongresinde Stevenson'un ilk turda Harriman'ı mağlüp ederek Demokrat Partinin resmi adayı se- çilmesi bile Truman'ın kongreyi da- ha cazibeli kılmak için kaleme aldı- ğı, sahneye koyduğu ve bizzat oyna- dığı bu piyesin diğer Amerikan o- yunları gibi bir "Heppy end" le ni- hayetlenmesine mani olamamıştı. Süveyş Konferans toplandı ewis C. Frank, benzerine hergün tesadüf ettıgımız binlerce tipik Amerikan turistlerinden biriydi. Bü- tün yıl Detroit'teki ticarethanesini ida re ederek sinirlerini bozmuş, midesini hasta etmiş, bu ayın başında da hem bozulan sinirlerini dinlendirmek, hem hastalanan midesini nefis Avrupa şa- raplarıyla tedavi, etmek, hem de ge- rekli yerlerde eşe- dosta "Ben Avru- pa'da iken..." gibi sözler edebilmek