Şepilof Londra'ya ayak basarken Ayarlanan, sadece saati oldu Batılıların plânı iyasi çevrelerin israrla belirttik- lerine göre, Dulles tarafından ileri sürülen plân, Batılılar planının ta kendisidir. Dulles, bu plânı, konfe- ransın ilk gununde ortaya atmıştı. ulles'e göre Süveyş kanalı mil- letlerarası bir teşkilât tarafından i- dare edlimelidir. Bu teşkilât Birleş- miş Milletlere bağlı olacaktır. Teşki- lâtın kanaldan geçiş hususunda ka- bul edeceği esas, 1888 İstanbul and- laşmasının koydugu esas, yani bü- tün dünya devletleri gemılerının ka- naldan serbestçe geçmesi esası ola- caktır Dulles'ın — kurulmasının — istediği teşkilât, gene — Dulles plânına göre, bir andlaşma ile kurulacaktır. Bu andlaşmaya Mısır da katılacak ve teşkilatta hiçbir devletin hakim du- ruma geçmemesine dikkat edilecek- tir. Teşkilâtın elde edeceği gelirden, Mısır hükümetine, makul ve adalet dairesinde bir gelır 'temin edilecektir. Süveyş Kanalı Kumpanyasına ve- rilecek tazminata gelince, bu tazmi- natta kumpanyanın imtiyaz hakkının sona ermesine kadar elde edeceği müstakbel kazançlar karşılığı da bu- lunacaktır. Dulles plânının son noktası Süveyş kanalı ile ilgili olarak çıkacak mil- letlerarası ihtilâfları derpiş etmekte- dir. Bu plâna göre adıgeçen anlaş- mazlıklar bir hakem komisyonu ta- rafından halledilecektir. Sovyet Dış İşleri Bakam Konfe- ransın ikinci gününde Dulles'a ver- diği cevapta Süveyş Kanalı idaresi- nin beynelmilel bir teşkilâta devre- dilmesi yolunda bir teklifi Rusya'nın kabul edemeyeceğini — açıklamıştır. Şepiloffa göre Süveyş'in idaresi Mı- AKİS, 25 AĞUSTOS 1956 sır'a bırakılmalıdır. Milletlerarası konferanslarla karara bağlanacak hususlar sadece kanaldan geçiş şart- ları olabilir. Görüş ayrılıkları onferansın ilk iki gününde yapı- lan konuşmalardan sonra karşı- lıklı taraflar arasındaki görüş ayrı lıkları resmiyete dökülmüştür. Ger- çekten, Batılılar ile Sovyet - Mısır bloku arasında Süveyş konusunda John Foster Dulles Batının dili DÜNYADA OLUP BİTENLER görüş ayrılıkları bulunduğu şimdiye kadar da iliniyor, ancak — Sovyet goruşu resmi agızlardan açıklanma- dığı için bu görüş ayrılıkları kesin olarak isimlendirilemiyordu. Şu satırların — yazıldığı sıralarda Konferansın bütün gayretleri görüş- lerdeki ayrılığın giderilmesi nokta- sında toplanmıştı. Ancak ne Batılı- ların, ne de öovyet Rusya'nın bir anlaşmaya varabilmek için fedakâr- lık yapmaya hazır olduklarını göste- ren en ufak bir işaret bile yoktu. Üs- telik, Sovyet Rusya görüşlerinde de- gışıklık yapmayı kabul etse bile ay- nı görüşlere sahip olduğu bilinen Mı- sır da bu değişiklikleri kabule yana- şacak mıydı? Bütün bu sualler me- seleyi yakından takip edenlerin ümit- lerini kıracak mahiyetteydi. Japonya Rus - Japon görüşmeleri Geçen hafta içinde Moskova'dan alınan haberler, Rusya ile Japon- ya arasında bir barış kurmak ümit- lerinin nihayet gerçekleşmek üzere olduğunu gösteriyordu. Eğer Sovyet Dış İşleri Bakanı Şepilof ile Japon Dış İşleri Bakanı Şigemitsu Lond- rada toplanan Süveyş konferansına katılmak üzere Moskova'dan ayrıl- masalardı, bu barışın imzası ancak bir gün meselesıydı Bilindiği gibi İkinci Cihan Harbi sonundan bugüne kadar Japonya ile barış andlaşması imzalamamış tek galip devlet Sovyet Rusyadır. Batı- lı devletler 1951 yılında San Fran- sisco'da Japonya ile barış yaparken, Sovyet Rusya bu andlaşmaya katıl- maktan kaçınmıştı. Sovyet Rusyaya göre San Fransisco andlaşması e kinci Cihan Savaşı içinde ü ler arasında — yapılan toplantılarda kararlaştırılan Japon silâhsızlanma- sağlamaktan uzaktı. Bundan gene Sovyet Rusyaya göre, üslerin kurulması da menedil- miş değildi. Bu iki sebebe dayanarak Japon barış andlaşmasına imza koymaktan kaçınan Sovyet Rusya, o günden bu- yana, Japonya ile kendi çıkarına bir barış kurmak için gayretler sarfet- meye koyulmuştur. Savaşın sona er- diği gündenberi Japonyanın varlığın- dan bile habersiz görünen Stalin 1952 yılının başında, bir yeni yıl ko- nuşması yaparken, Japon halkı hak- kındaki iyi dilek ve niyetlerini bil- dirmiş ve böylece, bu - konuşmayı us - Japon barış görüşmelerinin ta- kip edeceğini ima eder bir tavır ta- kınmak istemişti. Ancak o sıralarda Japonyanın başında bulunan idareci- lerin tutumu Stalini ümitlendirecek cinsten değildi. Japonya ile barış gö- rüşmelerine başlıyabilmek için, Sov- yetlerin 1955 yılına kadar bekleme- leri gerekmıştır 1955 yılı başlarında Japonya'da yapılan seçimlerde sene- lerce Amerikan taraftarı bir siyaset güden Yoşida iktidardan indirilmiş 15