bayı seçmişti Dr. Sarol da pek alâ öyle yapabilirdi. Büyük Kongreden bir kaç gün evvel istifaya ne lüzum vardı? Bilâ- kis bakan olarak faal vazifeye seçilmek, r min ederdi ve sabık Devlet Bakanı bunu Kapaktaki demokrat bilmeyecek kadar politika acemisi değil- sabık Devlet Bakanının yıl- dızı bir müddetten beri sönmeye yüz tutmuştu. Bir takım vazifeleri üze- rinden alınmıştı. Şimdi Fuad Köprülü YURTTA OLUP BİTENLER hizbi Dr. Mükerrem Sarol hizbini bir defa daha mağlup ediyordu. Bilindiği gibi Köprülü taraftarları Sarolistleri İs- tanbul teşkilâtından da sökmüşlerdi. Par- tide tesanüdü bozanın ispat hakkı oldu- ğu iddia edilebilirdi. Ama gözle görülen husus, tesanüdü, asıl Dr. Mükerrem Sa- Feyzi Lütfi Karaosmanoğlu 1946 senesınde Türkiye, tarıhının açıyordu. ri kapanmış, Cumhuriyet devri başla- mıştı. 1946 senesi demokrasi tarihinin başlangıcıydı ve Türkiye tarihinin çok partili devresine girilmiş olunuyordu. Memleketin muhtelif bölgelerinde, sevi- len, sayılan ve ismi etrafında her za- man hürmetle durulmuş ve bahsedil- miş kimseler Demokrat Parti etrafın- da toplanıyordu. O seneler, bu siyasi teşekkülün etrafında toplananlar haki- katen birer demokrat idiler. İdealleri bu memlekete garp anlayışı ve uslübu içinde bir rejim getirmek, halkın ida- resini memlekette sağlamaktı. Bu tarihlerde Anadolunun batısın- da ismi işitilen ve sesi yükselen sima- lardan birisi Fevzi Lütfi Karaosmanoğ- lu idi. Uzun seneler Salihli'deki çiftli- ğinde inziva hayatı yaşamış, Cumhuri- yetin ilk seneleri ruhundaki demokra- si ateşi ile çalışmış, fakat hüsrana uğ- Beklediği seneler gelmişti. Ar- tık sesini duyurabilir, bu memleketin istediği, uzun zamandanberi beklediği rejimin yerleşmesi için elinden gelen her şeyi yapabilirdi. Fevzi Lütfi ismine bu memleketin risidir. İstediği şeflik — sistemi, törlük rejimi değildir. Fevri Lütfi Ka- raosmanoflu*nun mücadeleye atılışın- dan o güne kadar gösterdiği varlık bu prensibin üzerinde kalmıştır. Anadolu'- nun batısı Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ve birkaç arkadaşının etrafında bayraklaşıyordu ve yeni kurulan De- mokrat Parti bu isimlerin galeyana ge- tirdiği halkı kendisine hergün daha çok yaklaşmış buluyordu. Salihli'deki evinden çıkan bu mün- zevi insan memleketin dört bir yanın- da dolaşıyor, halkın hislerini kuvvetli uslübu ile geniş kitlelere anlatıyordu. Sözlerindeki samimiyet ve konuşmasın- daki akıcılık, isminin daima temiz kalı- şı, hatta kendisine bağlıyor ve Demok- tar Parti kuvvetleniyordu Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, istibda- dın aleyhinde idi. Basın hürriyetinin kısılmasının aleyhinde idi. Sahtekârlık- ların, hırsızlıkların ve bu memleketin hakiki evlâtlarının hakkının yenilmesi AKİS, 15 EKİM 1955 bahasına yapılan bazı düzensiz işlerin aleyhinde idi. O istiyordu ki, b memlekette hukumetler partiler ve hal- ki idare edenler, hakikaten halkın is- tediklerini yapsınlar. O istiyordu ki, bu memleketin halkı kendi kendini 1dare Yolsuzluklar yapıldığı bütün gazeteler- de yazılıyor, hükümetin aldığı kararlar ve âmmenin menfaatlerini savunan ba- zı gazetelerin, gazetecilerin susturulma- sı her vatandaşın vicdanını rencide edi- yordu. tün bunları sesinin bütün gücü ile haykırıyordu. Bütün bunları her gittiği yerde soyluyordu. Artık Fevri Karaosmanoğlu ismi, Demokrat kurucularının hemen yanında anlıyor ve söyleniyorı Bu mücadele ve Fevrı Lütfi Karaos- manoğlu'nun mücadelesi tam beş yıl devam etti. Sonra birden şafak söktü, yeni rejiminin güneşi doğdu. enelerdir hasretle beklediği zafer, nihayet hakikat oluyordu. Artık «halk için» düsturu sokak dövizlerinin üzerin de, partizan gazetelerin sayfalarında kalmıyacaktı. 1950 senesinin 14 Mayıs ettiril Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu için işte boy]e bır gündü. cadelenin en derin hazzını Fevri Lutf“ı Karaosmanoglu nun tatma- masına imkân ve ihtimal verilemezdi. 1900 senesinde Manisa'da doğduğu ve tahsilini orada tamamlayıp hayata atıl- dığı zaman ömrünün hergün bir yeni mücadele içinde seçeceğini kimse bil- miyordu. Fakat, Fevri Lütfi. ruhunda yanan hakikati ve doğruyu bulmak as- ki ile kendisine daha küçük yastan bir büyük isim yapmış ve bu memleketin yakından tanıdığı bir şahıs olmuştu. Zıraat üzerinde tahsil gör. olması- rağmen, Cumhuriyetin 1lk yılları ile birlikte kötülüklerin, de kalmayı tercih etmiş ve kendisi. ni, kafasını, ruhunu buna göre hazır. lamıştı Yandan bazı yolsuzlukların, hatta halkla idareden kaçınılmanın ilk mü- cadelecilerinden birisi Fevri Lütfi ol muşt dişi ve Dergâh. Son Telgraf gazeteleri- ni çıkarışı... Bunlar, bugün herkesin bildiği hakıkatlerdır ve Fevri Lütfi Karaosmanoglu nun hayatında büyük kalmış yapraklardır. Çıkardı, gazetede mücadelesini tam mânası ile yapmıştı. Fakat Şark İstik- lââl Mahkemesine gitmekten kendisini kurtaramamıştı. Çünkü, hakikatleri ve meseleleri yazmış, savunmuş- inandığı tu Takriri Sükün Kanunu ve Fevri Lütfi'nin Şark İstiklâl Mahkemesinden Salihli'deki çiftliğinden çıkan yolcu, o münzevi insan bütün bunların ağırlı- ğını omuzlarında taşıyarak mücadele- nin içine atılıyordu. akat seneler, hâdiseleri ve bazı bünyeleri değiştiriyordu. 1950 senesin- den bu yana beş sene geçmişti. Bu beş sene içinde Fevri Lütfi Karaosmanoğlu, birkaç defa bakanlık sandalyasına otur- muştu. Fakat samimi olduğu ve inan- dâvaların, meselelerin peşini bı- rakmamıştı. Bu sebepten bakanlık san- dalyalarını uzun zaman muhafaza ede. medi. Talihindeki 'her zaman iyi için mücadele etmek' düsturu gene galebe çalmış ve Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, kuruluşunda büyük hizmetleri geçen partinin bir kısım üyelerinin, başta Genel İdare Kurulunun cephe aldığı birkaç kişinin arasına girmişti. Kendi- sine cephe alınmasının sebebi, hürriyetinin en geniş şekilde bu mem- lekette yerleştirilmesi zarureti ile ispat hakkının matbuata verilmesini isteyişi idi. 1950 den evvelki Fevri Lütfi ile bugünkü Fevri Lütfi arasında hiç ama hiç fark yoktu. Gene inandığı dâvala- rın peşinde bulunuyordu. Tek insan idaresinin aleyhinde kalıyordu sistemlerinin bütün dünyadak kıbetleri hakkındaki kanaatını değiştir- miyordu. Dördüncü Büyük Demokrat Parti kongresinin arifesinde bu değişmeyen ve mücadele etmekten yılmayan insan Fevri Lütfi Karaosmanoğlu, kanaatle- rinden ayrılması talebi ile karşı karşı- ya bırakılmıştı. Fakat o inanıyordu ki, seneler insanların saçlarına birkaç ak çizgi getirebilirdi, fakat fikirlerin, ka- naatlerin değiştirilmesi irin hiçbir kuv- vet müessir olamazdı, hiçbir kimse vicdanların sesini susturamazdı. Fevri Lütfi Karaosmanoğlu, bu memleketin demokrasi mücadelesinde ismi olanlar arasında yer alacaktır.