e Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 2, Cilt: V, Sayı: 75 Rüzgârlı Bok. Otto Weber Han, Kat: 2; Daire P. K. 582 — Tel: 18992 Fiyatı : 60 Kuruş İmtiyaz Sahibi : Metin TOKER Umumi Neşriyat Müdürü Cüneyt ARCAYÜREK Bu nüshada yazı ışlerını f ılerı idare eden mes'ul Mi Hamdi AVCIOGLU Sekreter : M Nevzat ÜNLÜ Ressam İzzet ÇETİN Karikatür Fotoğraf : ASSOCIATED PRESS Hüseyin EZER Klişe : . Doğan TORUNOĞLU Haşmet EGEMEN bone Şartl 3 aylık (12 nüs ha) 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlân Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lir Kapak içi 300 lira metın sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve — Basıldığı — yer Son Havadıs Matbaan — Ankara Kapak resmimiz: F. L. Karaosmânoğlu İhraç edilen mücahit Kendi Aramızda Sevgili AKİS okuyucuları Adnan — Menderes'in 2 Mayıs seçim- lerini takiben Cumhurbaşkanı Ce- lâl Bayar tarafından yeni kabineyi de kurmaya memur edilmesinden tam 73 hafta sonra AKİS'in neşriyatım idare eden bizler bir meseleyle karşı karşıya kaldık. Demokrat Partinin Dördüncü Büyük Kongresi vardı, kapağa <«hafta- nın adamı» olarak kimi koyacaktık? Se- çimlerin akabinde ortada bir dâva yoktu, Adnan Menderes hem tekrar Başbakan oluyordu, hem de seçim- lerden kuvvetli olarak çıkıyor ve bü- tün gözleri üzerine çekiyordu. Nite- kim AKİS'in 2 nci sayısının kapağını Başbakanın Meclis binası önündeki bir portresi süslüyordu. Büyük Kongre münasebetiyle bir ara Adnan Menderes'in resmini tekrar koymayı düşündük. Ama, «haftanın a- damı» o muydu? Gözler, bundan 73 hafta evvel olduğu gibi gene ona mı çevrikti? Demokrat Partinin Dördün- cü Büyük Kongresi denilince hatıra o mu gelecekti? Kongreyi onun şahsiye- ti mi sıfatlandıracaktı? Bunlara müs- bet bir cevap veremediğimiz için asıl «haftanın adamı» nı aradık. Bu, sabık Devlet Bakanı Dr. Mükerrem Sarol da olabilirdi. Dr. Sarol'un istifası, şu satırların yazıldığı ana kadar resmiyet kesbetmemişti ve hâdiselerden haber- dar olmayanlar için bir esrar perdesiy- le örtülüydü. Salı gecesi bu istifayı, bizzat Devlet Bakanına yakın çevreler yaymışlar, gazetecilere bildirmişlerdi. Ana hususi bir dikkatle ilâve de et- mişlerdi: İstifaya sebep, Dr. Sarol'un parti içinde faal bir hizmet alacağı- dır. Nitekim İstanbul gazeteleri bu- nu belirtmişlerdi. Gerçi iç sayfaları- mızda hâdisenin hakiki mahiyetini bu- lacaksınız, ama çarşamba gecesine ka- dar hükümetteki bu değişiklik resmen bildirilmemişti. Zira nasıl bildirilmesi gerektiği hususunda fikir ayrılıkları vardı. Müstafi Devlet Bakanı buna, sanki Partide vazife kabul edecekmiş te onun içinmiş pili bir havanın ve- rilmesini istiyordu. Buna mukabil, baş- ta Başbakan Yardımcısı Fuad Köprü- lü olduğu halde D. P. Genel İdare Kurulunun bilhassa bakan azalan böy- le bir izahı tecviz etmiyorlardı. Faal bir vazifeyi ancak Büyük Kongre ve- rebilirdi. Büyük Kongrenin ise bunu kabul edip etmiyeceği meçhuldü. halde, niçin delegeler 'angaje' edili- yorlardı? Devlet Bakanı istifa mı et- mişti? Mükemmel. Tıpkı diğer Dev- let Bakanı Osman Kapani'nin istifası gibi Dr. Sarol'un çekildiği de tafsilâta girişilmeksizin bildirilirdi Hem doğ- rusu istenilirse sabık Devlet Bakanı- nın yakınlarının izahatı da sadece ken- dilerini ilzam ederdi. Ortada kararlaş- mış hiç bir şey yoktu ve olamazdı da. Zira r vermek selâhiyetinde bu- lunan sedece Büyük Kongreydi, Bü- yük Kongre ise toplantılarını dahi aç- mamıştı. Kapağa Dr. Mükerrem Sarol'u ni- çin koymadık? Zira Demokrat Parti- nin Dördüncü Büyük Kongresını o- nun şahsiyeti de damgalayamazdı. Bu- nun içki pek kifayetsizdi. İstifası bir takını kulis faaliyetiyle ilgiliydi. O ka- dar... Geriye bir tek şahıs kalıyordu: Fevzi Lütfi Karaosmânoğlu. Düşün- dük ki Büyük Kongrenin neticesi ne olursa olsun bu toplantı onun kuv- vetli şahsiyetinin etrafında dönecek- tir. Pek senin nazarında De- mokrat Partinin hakiki ideallerini Ve ana vasıflarını artık o temsil ediyor- du. «Haftanı adamı» oydu. Gözler 0- na çevrikti, alâka uyandırıcı hare- ketler onun hareketleriydi. O ne yapa- caktı: merak edilen işte buydu! Ka- pağa onun resmini koyduk. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu'- nun fikirlerini de, onun imzasını taşıyan bir makaleyle sizlere bildire- bilmeyi pek isterdi. Ama öyle bir du- rumdaydık ki fikirlerin izan yeri Bü- yük Kongre olmalıydı. Üstelik Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu'nun ne derece den onun düşüncelerini zaten öğren- mek fırsatını bulacaksınız. ir makale isteseydik, acaba Fevzi Lütfi Karaosmânoğlu bunu bi- ze verir miydi? Zannedersek verirdi. Niçin vermiyecekti de? AKİS'te De- mokrat Parti erkânının pek çoğunun imzalı yazıları çıkmıştır. Bizzat Dr. Mükerrem Sarol'dan Fethi Çelikbaş'a, Fatin Rüştü Zorlu'dan Hayreddin Erk- men'e, Seyfi Kurtbek'ten Samed Ağa- oğlu'ya kadar... Hatta AKİS seçimler- den evvel çıkmaya hazırlanırken Baş- bakan Adnan Menderes «Seçimlerin arefesinde» başlıklı bir yazı lütfetmiş, fakat biz o sırada teknik müşkilâtla karşı karşıya bulunduğumuzdan maa- lesef vaktinde - 27 şubatta - çıkama- mış ve D. P. Genel Başkanının kıy- metli fikirlerini neşredememiştik. Ü- mid ederiz ki yalnız Fevzi Lütfi Ka- raosmânoğlu değil, birgün — Adnan Menderes de AKİS'in tam tarafsız hü- viyetini anlayacak ve ondan yardımla- rına esirgemeyeceklerdir. AKİS'i bir umacı gıbi görenler yok mudur? Elbette ki vardır. onlar sadece ve sadece haksızlık et- mekte, kendi işlerine gelmediği için mecmuaya bir takım mevhum - sadlar atfetmektedirler. AKİS, hüviye- tini bundan çok saman evvel tekrar tekrar izah etmişti. Her geçen gün de- mokratı, halkçısı, tarafsızı biraz daha fazla münevver tarafından astarla a- ranmamız bu izahlarımızın sizler ta- rafından anlanıldığının da en güzel delilidir. Zaten bizleri de, sizler alâkadar e- dersiniz. Saygılarımızla. AKİS