YURTTA OLUP BİTENLER ma bu neticede onun ve onun başındaki- lerin hissesi çok azdır. Dua etlin hâdise- lere ve dua etsin D. P. nin sevk ve ida- larının hataları üzerinde gittikçe yüksel- mektedir. n biraz da, C. H. P. liler gay- ret gösterseler artık! D. P. Kongre! undan tam bir hafta evvel, cuma ak- mı, gece yarısı, Ankara'da Başba- kanlık binasının önünde Tresmi plâkalı, siyah bir otomobil durdu. İçinden kısa boylu, başı öne eğik bir adam çıktı, adımlarla merdivenlere doğru yürüdü. Uzun boylu, beyaz kemerli nöbetçi se- lâm durdu; otomobille gelen selâma mu- kabele edip mermer avluya girdi, ilk Merdivenin başında polısler duruyordu. Kendisine lütfen» di- Genel İdare Kurulu orada toplantı ha- lindeydi. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu i- çeri girince 'bir kıpırdanma oldu. osmanoğlunun evindeki telefon zamanı, saat anisa İdare Kurulundan çağırıldığı haber ve- Demokrat Partinin Ege bölge- bu en kuvvetli şahsiyeti evvelâ hayret etmişti. Gece yarısı niçin davet olunuyordu? Genel İdare Kurulundan bildirildiğine göre kendisinden izahat alınacaktı. Evine bir de otomobil gön- derilmişti. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu hafifce gülümsedi. Bazı notalar, daha tesirli olsun diye acaip saatlerde verilirdi; âdetti. Nitekim Mussolininin sefiri de vaktiyltte Yunan Başbakanı Metaksas'ın evine, sabaha. karsı dayanmıstı. Manisa mılletvekılı davete icabet etti. Büyük bir masanın başında gözleri küçülmüş, kaşları düz çizgi halinde, ciddi eda takınmaya çalışan bir zat oturuyor- du. Bu. Demokrat Partinin tayinle iş ba- şına gelen Genel Başkan Vekili Fuad Köprülüydü. Gerçi Demokrat Partinin tüzüğünde böyle bir makam yoktu ama Genel Başkan, kendisine vekil olarak Köprülüyü nasbetmisti. Anlasılıyordu ki toplantıya başkanlık eden oydu. Manisa mılletvekıl ini: - Buyrunuz selâmladı. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu etrafına bakındı. Genel İdare Kurulunun ekseri- yeti odada hazır bulunuyordu. Hava a- ğırdı. Salonu sigara dumanı kaplamıştı. Demokrat Partiye en az kurucuları ka- dar emeği geçmiş olan Manisa milletve- kili masanın etrafına oturmuş olan he- yetin karşısına sanki bir suçlu gibi çıka- rılmak istendiğini anlamıştı. Dekor, â- deta bir siyasi mahkeme dekoruydu. Bu, Fevzi Beyfendi' diye 6 Menderes bir ideal arkadaşıyla Bu — arkadaşı Fevzi Lütfi Karaosmanoğluna başka bir mahkemenin, İstiklââ Mahkemesinin hu- zuruna çıktıgı günleri hatırlattı. Ama o- rada hiç kimse, ciddiye —alınmak için gayret sarfetmiyordu. Bahis mevzuu o- lan kellelerdi. ğu o zaman da bo aradan seneler geçmiş, bir gün memle- kete demokrasi gelmiş, çok partili reji- me geçilmişti. Fevzi Lütfi Karaosmanoğ- Demokrat Partinin Egede temelini e- lile atmıştı. Hazin tecelli, şimdi ise o partinin en yüksek icra organı kendisini bir suçlu gibi, gece yarısı isticvap edi- yordu. Manisa milletvekili, masanın ba- şında oturanların teker teker yüzlerine baktı. Bir çoğu başlarını önlerine eğdi- ler. Bunların arasında Samed Ağaoğlu da vardı. O Samed Ağaoğlu ki kabine- nin dışında bulunduğu tarihlerde bu- gün bizzat yürüttüğü kanunlar çıkar- ken bunların antidemokratik hüviyet- lerini haykırmış ve çıkmamaları için Fevzi Lütfi — Karaosmanoğluyla — bera- ber mücadele etmişti. Nitekim — er- tesı gün Fethi Çelikbaş'ın aynı heyet nde, Aaynı mizansen içinde ifadesi alınırken Fethi Çelikbaşın bir vakitki can yoldaşı Emin Kalafat da başını önü- ne eğecekti. Fevzi Lütfi'nin günahı Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu'nun kaba- hatini Fuad Köprülü ifade etti. Bu bir kabahat değil, bir günahtı. Manisa milletvekili ispat hakiki teklifine katıl- mıştı. Demokrat Partinin Genel Başkan Vekili Fuad Köprülü dramatik olmaya savaşan bir sesle sanığa bu teklife katıl- mış bulunduğunu, üsteldik katılmadan gazetecilere verdiği beyanatta teklifi hak- l1 çıkarır şekilde konuştuğunu hatırlattı ve Genel İdare Kurulunun prensip iti- bariyle bu hakkın aleyhinde vaziyet al- dığını söyledi. Genel İdare Kurulu ekse- Safa riyetle ispat hakkını takbih etmişti. Fev- zi Lütfi Karaosmanoğlunuın bundan ha- beri yok muydu Manisa milletvekili, dayla: Kılıçoğlu müstehzi bir e- c— Öyle mi, dedi. hinde misiniz?» ad Köprülü parti tesanüdündan, muhalefetin de o yolda bir teklifi Mec- lise getirdiğinden, ispat hakkının mah- zurlarından bahsetti Dilinin akında bu- lunan, «kolaylıkla Aanlaşılıyordu: — Fevzi Lütfi Karaosmanoğlundan tükürdüğünü yalaması isteniliyordu. Halbuki Manisa milletvekili için mesele, — tükürdüğünü yalamak değildi. İspat hakkı teklifine, bu hakkın lüzumuna inandığı irin im- Bu hakkın aley- zasını atmıştı. Kanaatini değiştirmemiş- ti. Bilâkis, her geçen gün bu inancını kuvvetlendiriyordu. efkârın mu- rakabesi basın vasıtasiyle işler hale geti- rilmeliydi. Suiistimal yapanın suiistimal yaptığını yazan niçin cezalandırılmalıy- d ak mıydı, adalet miydi, insanlık mıydı? Neden korkuluyordu, kim niçin korkuyordu? Alnı ak, vicdanı temiz in- sanların, namuslu devlet adamlarının is- bat hakkından çekinmeleri için en ufa bir sebep yoktu. Yalan yazan- gene mah- küm edilecekti Mahküm edilmeyi göze aldıktan sonra ise yalan yazmak bugün de kabildi O halde? Evet, o halde? İspat hakkı yalan yazmaya teşvik etmiyecekti. İspat hakkı doğru yazanın mahküm ol- masını Öönleyecek, hakikatin tecellisini kolaylaştıracaktı. Hayır, Fevzi Lütfi Ka- raosmanoğlu tekliften kozasını mayacaktı. Bilâkis, bütün varlığıyla doğ- ru bıldıgı tezin zafer kazanması için ça- lışacakt Egenin bu demokrat çocuğu elini masaya şiddetle vurdu ve çıkıp gitti. Yü- reği infial, infialden de çok hüzün do- luydu. Niçin mücadele etmiş, ne bul- AKİS, 15 EKİM 1955