edilenü, hatta dünyanın en büyük viyolo- nişti sayılan bir sanatkârdır. Isaac Stern, ascha Heifetz, Yahudi Menuhin, Rug- giero Ricci, Joseph Szigeti gibi viyolo- nistlere malik Amerikan halkının da Oystrah'a bu isimlerin üstünde bir paye- vermesi, topluluk psikolojisi bakımından dikkate değer bir durumdur. Oystrah muhakkak ki büyük bir viyolonisttir. Fakat bu derece mi? u viyolonistin değeri hakkındaki mülâhazalar ne olursa olsun, Oystrah'ın plâklarının (Amerikan firmalarının çok defa, Sovyet Rusya ile Amerika arasın- daki telif hakkı serbestliklerinden fay- dalanarak bastıkları, kalitesiz plâklar) A- merika'da müthiş satış yaptığı ve şimdi de New York konser müdavimlerinin bü- yük bir merakla Ovstrah'ı bekledikleri bir vakıadır. Fakat durumu daha soğuk- kanlılıkla karşılayanların asıl merak et- tikleri şey, David Oystrah'ın New York'- ta bizzat halkın huzuruna çıktıktan sonra tesirinden birşey kaybedip etmiyeceği, plâkların aldatıcı olup olmadığıdır. piğer temaslar Sovyet Rusya ile Amerika arasındaki kültürel tecrit, böylece birdenbire sona ermiş bulunmaktadır. Moskova'daki Amerikan gazete muhabirlerinin bildir- diklerine bakılırsa, Rusya'da, hem Ame- rikan edebiyatına ve hem de Amerikan musikisine resmi bir alâka başlamıştır. Halbuki onbeş senedir Demir Perde ge- risinde, ne Hemingway'in, ne de modern Amerikan musikisinin lâfı bile geçmezdi. Diğer taraftan Amerikalılar da, Sov- -et sanatkârlarının Amerika'yı ziyaretle- rini kola laştırmaga başlamışlardır. Bil- dırıldıgıne göre şimdiden sonra Amerika bütü ovyet sanat kârlarını hükümet memuru telâkki edecektir. Bu da bir ba kıma doğrudur. Zira bütün Sovyet sa natkârları cidden hükümet emrinde ça- lışmaktadırlar. Memur olarak muamele görmek, bir sanatkârın Amerikan makam- ları tarafından parmak ızlennın alınma- ması demektir. Zaten erika'ya gide- cek olan Ruslar, bu formalıteye şiddetle alınıyorlar, böylece cani yerine konduk- larını ileri sünüyrlardı Aynı zamanda Sovyetler de, kültür münasebetlerinde — liberal — davranmaya başlamışlardır. Kültür münasebetleri i- çin Rusya'ya gidecek Amerikalılara artık kolayca vize vermektedir. Halbuki, 1945 yılından beri, Amerikalıların bu bakım- dan yaptıkları müracaatlar Sovyetler ta- rafından nazara alınmıyordu. Bu sıralarda Amerika'ya gelen veya gelecek, Sovyet sanatkârları şunlardır: Piyanist Emil Giles, bugünlerde New Yorkta, Eugene Ormandy İdareain- deki Filâdelfilya Orkestrası ile beraber, Amerika'daki ilk konserini vermiş ola- çaktır. 2. Viyolonist Davit Oystrah'a da A- merikan vizesi verilmistir. Oystrah, Ka- sım ayında, Amerika'nın başlıca şehirle- rinde birçok konser verecektir. AKİS, 15 EKİM 1955 Başta Sovyetlerin ileri gelen ba- lerini Galiba Ulanova ve Koregraf İgor MUSİKİ tatmin edemedikleri kütlelere, bazan da ha tesirli bir silâhla, kültür ile, tesir et- meğe karar vermiş oldukları anlaşılmak- tadır. Tabiatiyle Amerika, bir 'mukabil taarruz' a geçmeden duramazdı. Nitekim, Amerikan MÜH Sanatlar Vakfı, Sovyet Rusya'da Amerikan piyes- lerinin temsıl ettirilmesi için teşebbüse Misliyle mukabele Amerikan piyeslerinin Rusya'da tem- kamlarıyla yaptığı temaslar sona ermek üzeredir ve neticenin müsbet olacağı an- laşılmaktadır. Bu piyesler, New York Aktörler Stüdyosu' tarafından, Elia Ka- zan gibi büyük bir rejisörün idaresinde, sahneye konacaktır. Temsil edilecek pi- yesler arasında Thornton Wilder'in «Bi- m Şehir» ve Eugene O'Neill'in «Kara- agaçlar altında» gibi eserleri vardır. Ay- rıca Gershıwin'in «Porgy ile Bess» opera- sının da Moskova'nın Bolshoi Tiyatro- sunda temsili, tasavvur dahilindedir. Bundan başka, yıllardır Amerikan kültürüne çeşitli hücumlarda bulunan Rus radyosunun geçenlerde birdenbire bir modern Amerikan musikisi yayını yapması dikkat çekmiştir. Artık, Aaron Copland, Samtuel Barber gibi modern A merikan bestekârlarının eserleri, Sovyet radyo programlarına girmeğe başlamış- tif.