KADIN Kleopatra'nın Saçları Tahminlere göre Kleopatra Kel başa şimşir muhakkak ki dünyadaki büyük kuvvetlerden biridir... O insan gözüne e daha birçok şeylere hâkimdir... O i neye kadir degıldır ki?.. İyi- yi fena yapar, fenayı iyi, çirkini guzel guzelı çırkın Kleopatra'ya büyük burnu hiçbir zarar vermemiştir. Tarih onun, cazibeli bir kadın olduğunda ve burnuna rağmen, kalpleri fethettiğinde — müttefiktir. Ama Kleopatra'nın tamamile saçsız oluşuna ne dersiniz? Hayır o doğuştan kel değildi, ama güzelim saçlarını, sıfır numara traş ettirmişti... Sebep, erkeklere benzemek veya harbe gitmek değildi! Zaten o sırada erkekler uzun saçlı idi- ler. Sebep yahnici modan m emirlerini yerine getirmekten ibaretti... O devirde moda, kadınların daima elbiseleri ile aynı renkte saç taşımala- rını emrediyordu. Birkaç atat için saçlara, istenilen rengi veren boyalar he- nüz icat edilmemiş olduğu için, kadınlar elbiselerine uygun perukalar takar- lardı. Güzelliği kadar, şıklığı ile şöhret yapmış, olan Kleopatra'nın, perukala- rı, tam intibak ettirebilmek için, saçlarını sıfır numara traş ettirmiş olması gayet tabii bir harekettir... Ve modaya tâbi olan bu mütehakkim kadının kel- liği bile, zamanında, cazibesini arttıran bir âmil olmuştur. Çünkü daima, mo- da ne isterse o olur! Moda den beni gizlice apartımanımda sakla- m...» Kadın bu sözleri bayılmış.. Etraf tan koşuşmuşlar, kadını bir müd- det sonra kendine gelmiş... Bu sefer, ho- rozun sahibi ona yaklaşmış, merakla Acaba, demış, horozlara karşı bir anıtıpatınız mi var?» duyunca — düşmüş «— « ayır demiş, hayır yalnız iki se- nedir, sabahları horoz sesi duyuyorum diye, bir ruh mütehassısı beni tedavi e- diyordu da!» LA Fantezi Kadınların aradığı tip O ilk defa, beyaz perdede göründüğü zaman, kadınlar büyük bir hayran- lık içinde, nefislerini tutarak, adeta he- yecanla onu seyretmişlerdi. Geniş omuz- ları, dört köşe bir çenesi hafifçe sarkık bir alt dudağı vardı... Elleri cebindeydi ve sinema salonunu dolduran bütün ka- dınlara ayrı ayrı aynı kaba ve küstah ba- kışlarla bakıyor gibiydi!.. Erkekler, bu erkeğin manzarasından ve hallerinden, bayağı huzursuzluk duy- 24 muşlardı... Ve birçokları, : etraflarındaki hanımefendılerın kibar kadınların, dü- şeslerin kımda kullandıkları «cazip», <<h0 », «tam erkek!» tâbirlerini hayretle karşılıyorlardı. Çünkü Marlon Brando «İhtiras Tramvay>» i minde doğrudan doğruya kaba, ve bayağı tavırlı, aşağı tabakadan bir erkeği temsil etmişti... Bu rolü ile şöh- retıne ulaştı bütün kadınların kalbini fethet Marlon Brando kaba ve sert hare- ketleri ile kadınların alâkasını cezbe- den ilk erkek değildir. Clark Gable ba- kışlarının tatlılığından ziyade, tokatları ile meşhur olmuştu... John Garfield, Humphrey Bogarth birer gangsterdiler e kadar mert ve cesurdular, ne ka- kuvvetliydiler! Hayatta daima kibar ve centilmen erkek arayan kadınların, beyaz perdede, daima aksi tiplere hayranlık duymaları cidden düşündürücüdür. Ve insanı şu neticeye sevketmektedir ki, erkekler na- sıl kadınlığı fazla olan, kedi gibi okşanan ve kedi gibi tırmalayan tiplerden hoşla- nıyorlarsa, kadınlar da güzel, sağlam ya- pılı, herşeyden evvel erkek tavırlı er- kekleri aramaktadırlar. Bu müşahedeleri yapan bir erkek, Marlon Brando'ya, şu mektubu yazmış: «Size hayranım. Kuvvetli görünüyorsunuz!.. Sanki kadınları meye her zaman hazırsınız!.. İtiraf ede yim ki, ben bu şekilde hareket etmeye cesaret edemem... Ufak bir deneme, ta- mamiyle aksi neticeler verdi.. Hayret ediyorum. Size hayran olan karım, benim en ufak bir kabalığıma tahammül ede- miyor!..» Marlon Brando bu mektuba çok gül- «— Dostum çok yanılmış, diyor. dar müş: Marlon Brando Sex AKİS, 15 EKİM 1955