ifade ederken, dinleyicilere elektriğin kaç türlü ve hangi yollarla elde edilebi- leceğine dair başarılı bir fizik dersi ve- rilmez. Nedense Başbakanın küçük ya- hut büyük topluluklar karşısında, ders vermeye Ikışmak gibi bir zaafı — var Meselâ bir defasında da krediye dair bır iktisat dersi vermişti. Mamafih bu hu- sus dinleyenler için oldukça faydalı bir şey. Şimdiye kadar pek çok defa söyle nip tekrar edilen şeyleri bir defa daha dinleyenler için bu türlü dersler biç de fena olmayabilir. Başkanını bu kadar kısa zaman aralıkları içinde, birbirinden fark- sız şeyleri söylemek üzere, konuşmalar yapmaya sevkeden saikin ne olduğunu tayın etmek pek kolay değildir. Memle- ket işlerinin gidişi hakkında açıklama- larda bulunmak dense, son konuşmalar bu iş için kifayetsiz kalır. Çünkü ancak işe gelen hususlar uzun uzun anlatıl- makta, fakat bunlar yanında — bilinmesi gereken bir nokta karanlıklar için- de bırakılmaktadır İktisadi hayatımızın tamamen sıhhatli, normal ve endişeye mahal bırakmayacak şekılde olduğunu is- mektedir. Geriye büyük kongre kalıyor. Konuşmada ton, metre, adet olarak bir kabarıklıktan bahsedillebilme imkâ- nını veren her şeyden bahsedilmiştir. Konuşma, heyeti umumiyesiyle konuşu- lurken akla gelen her şeyin kolayca söy- lendiğini zannettirecek bir uzunluk ve kılıktadır. — Elektrik ıstıhsalı barajlar tesisi, yol ve m cut verem yatağı, sılolar çelik hangarlar, traktör adedi, dağıtılan tohumluklar, şe— ker fabrıkaları kömür, demir - çelik, ru, ıstıhsal edılecek çımento beledıyele- raktör - cip -kamyon fabrikaları, ma sanayii ıstıhsalatı öğretmen olacak namzet adedi nuşmada bahsedilen mevzular arasındadır Başbakan bunca şeyi hem de alabildiğine teferruatıyla sayıp döktükten sonra, bir de kendisine karşı <«aklının defter olmadığını» söyli- yerek haksızlık etmiştir. Rakam kabartmanın yolu emen işaret edel barık rakamlar h şey yapılmıştır. kâh istihsalden, kâh safedilen paradan bahsedilmiştir. Mukayeseler, hesaba el- veriş şekline göre, kâh toptan 27 yıl ile, kâh 1960 ile ve bu arada gelecek yıllara müracaat edilerek yapılmıştır. Başbaka- nın konuşmalarını az çok ilgi ile takip edenlerin, geçen sayımızda bundan ev- velki konuşma için söylediğimiz gibi, Ke- mer barajınım temel atma merasiminde söylenen bu nutukta da daha evvelce biz- zat kendisi tarafından bir çok kereler tekrar edilen işler ve rakamlardan daha başka ne bulabileceklerini merak ediyo- ruz. Söylenenlerin pek çoğu her zaman tekrar edilen şeyler olması bir tarafa, im ki nutukta ka- soyleyebılmek AKİS, 15 EKİM 1955 her biri yetkili ve sorumlu bir bakanın çalışma konusu olarak, daha kısa zaman evvel radyoda tekrar tekrar ve uzun u zun anlatılmıştı. Her zaman ayni şeyleri tekrar etmek için 'merasimler tertip et- menin ve nutuklar iradının, söyleyenler irin olsun, dinleyenler için olsun nasıl bir faydası olabilir, bilmiyoruz. Konuşmanın bir hususiyeti de için- de bir takım tekrarların olmasıdır. Me- selâ elektrik istihsâline ait rakamlar, bi- lerek mi yoksa sehven mi, hiç lüzumu olmadığı halde, iki defa verilmiştir. Baş- bakan bir kaç defa da böyle uzun uzun konuşmasından maksadının övünmek ol- madığını, fakat yapılanların ve yapıla- cakların millet tarafından benimsenip se- kolaylaştırmak olduğ söy- <<hurrıyet1erde işte şu işaretle- gördüğünüz kalkınma gayretlerinin vilmesini lemiştir. Eğer bu sözler kısmalar yapıyorsak bu, rini Menderes gülüyor Ağaoğlu — neden — gülmüyor? bedellini teşkil etmektedir» — mânasına gelemiyorlarsa, yapılanların milletçe be- nimsenip sevilmesi icin başbakanın gös- terdiği tarzda bir gayrete hiç ama hiç lüzum yoktur. Başbakanın dert yandığı bir şey daha var. Muhaliflerin bunca ya- pılan işten tegafül etmelerinden şikâyet ediyor. Şikâyetin' oldukça uzun bir mazi- ye sahip olduğu hatırlardadır. Yapılmak- ta olan işlerin iyi taraflarına hiç temas edilmediğinden, Başbakan bundan evvel de acı acı şikâyet etmiştir. Beğenip be- ğenmemek, alkış tutup tutmamak de- mokrasilerde kimsenin başkasından öğ- reneceği işlerden değildir. Herkes neyi ğ i beğenmeyeceğini Kendisi beş senelik Demokrat Parti icraatının beğenilmesini isterken, ne za- man 27 yıllık gayretlerin değer ve kıy- İKTİSADIİ VE MALİ SAHADA «netlerimi inkâr etmemek kadirşinaslığı- nı göstermiştir? Bu yoldaki misali bizzat kendisinin verdiğini söylemek sadece ha- kikati tesibit etmek olur. Hem Başbakanın böyle bir şeyden şikâyet etmeğe hakkı olamıyacağı — gibi ihtiyacı da yok. Ne diyordu geçen konuş- masında? «Burada toplanan bir sürü va- tandaş var. Bu kalabalık topluluk ve top- lantı bütün memleket işlerindin iyi yürü- mekte olduğuna en büyük delildir.» de- miyor muydu? Eh, son konuşmayı dinle- yen vatandaşlar topluluğu evvelkinden daha az kalabalık değil. O halde memle- ket işleri bütünüyle gayet mükemmel yürümektedir. Bırakınız şu 27 yıllık bir zamanı heba edip te şimdi yapılanları «haset» — ve — «kıskançlık» la karşılayan «nankör» muhalifleri bir tarafa! Bırakı- nız bütün içlerini döksünler, söyleyebi- leceklerini söylesinler. Hem söyleyebile- cekleri ne var sanki? İktidarlarının altı yılını alan. «ikinci dünya harbinde ne gördük, çimento yoktu, istihkâm yapa- madık. Demir yoktu, elimiz ,boş kaldı. Ve nihayet yiyecek buğdayımız dahi kal- mamış, buğdayın kilosu 100 kuruşun çok üstüne çıkmıştı.» Başbakanın söylediği sözler bunlar!.. Hatırlardadır, ayni Baş- bakan ordunun da, 1960 yılında, İdareyi partisi devraldığı zaman, Battal Gazi or- dusu halinde bulunmaktan ileri olmadı- ğını bir seçim nutkunda rahatlıkla ifa- de etmişti. yukarki sözleri ayni kolaylıkla söyleyebilmesinde şaşıla- cak hiçbir taraf yoktur. Ancak sorulacak bir nokta vardır: ünler kendisi iş başında olsaydı, acaba nice olurdu? Bir hakikati tekrar Biz — bir defa daha tekrar edelim: Kim se, hiçbir vatandaş, bu memleketim imar ve ihyasına yarayacak gayretleri ve bunlarını sahiplerini takdir etmekten ve bunlar karşısında sadece —memnuniyet ve sevinç duymaktan başka bir şey yapa- maz. Er veya geç her yapılan lâyık ol- duğu şekilde değerlendirilir. Ancak be- şer hayatında, cemiyet problemlerinin çözümünde insanlar her zaman hata yap- da kalmışlardır. ihata ve yanlışlıkları asgari hadde indir- mek yolunda teksif olunmuştur. Bu gün memleketimizde başlıca şikâyet konusu bizattihi iktisadi kalkınmanın kendisi de- ğildir. Buna götürecek yolların seçilip seçülmediklerine dairdir. larımız nelerdir? 'Ne gibi kaynaklara sa- hibiz ve sahip olabiliriz? Mevcut imkân- larla en iyi neticeleri nasıl elde edebili- riz? İşte tartışma konuları. İş başındaki parti beş sene evvelinden bir takım işle- re girişirken, iddia edilebilir ki, şu üç meseleden hiç biri uzerınde gereken şe- kilde durmadı. Bu gün iktisadi - mali sahada olsun, siyasi sahada olsun karşı- laşdan geriye götürücü neticeler işte bu başlangıçtaki Jlâkaydinin eseridir. Her şeyin en iyisini ben bilirim zihniyeti, kendi fikrinden başka fikir tanımayarak bu gün bir takım rakamlarla kurtarıl- 13